Reuters... Dünya çapında tanınan, güvenilen haber ajansı... İlginç bir iddia öne attı. Bir, iki, üç değil... Tam dört kaynaktan doğrulattığı haber analizine göre Erdoğan’ın Merkez Bankası’nın eriyen rezervlerinden haberi yokmuş!

En kahraman yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal çıkmış, iki gün boyunca döviz rezervlerinin eridiğini anlatmasının ardından Merkez Bankası Başkanlığı’na atanmış.

★★★

Olabilir mi böyle bir şey hakikaten? Zira kendisiydi darbeyi eniştesinden öğrendiğini söyleyen... Enişteye bu konuda ben de çok kırgınım... Aşk olsun... Koca ülkenin en kritik konuları sende... Neden bilgilendirmiyorsun?

Belki de nasıl olsa Erdoğan maaşını dolarla almıyor. Dolarla borcu da yok... Ekmeğe, keyif çayına da dolar ödemiyor! Öyleyse ne işi olur ülkenin döviz rezerviyle diye düşünmüştür.

★★★

Arkadaş şu anda cebinde “1 doları” olan birinin bile rezervi Merkez Bankası’ndan fazla... Dile kolay eksi 46 milyar dolar açık var. O kadar parayı nereden toplayacaklar?

İnsanlık hali... Dondurmayı dışarıda bırakırsın erir de... Milyarlarca doların erimesinden bahsederken garip bir durum yok mu sizce de?

★★★

Oysa bilgilendirilmemiş olsa da halkı sıkça bilgilendirmeyi ihmal etmiyordu. Ekonomi uçuyordu... Şahlanıyordu... Pik yapıyordu... Enflasyon iniyordu... Döviz ve faizle mücadele ediliyordu... Buzdolabı satışları artmıştı... Dert üstü murat üstüydük...

Murat demişken, bu tür bilgilerin tümü bende toplanıyordu esasen... Kendisini defalarca aradım ulaşamadım. Cimer’e bildirdim. Gazeteye yazdım. YouTube çektim. Başaramadım. Hata benim, özür dilerim! Neyse ki Naci Bey ulaşmış.

★★★

Merkez Bankası’nın rezervinin kalmadığını ülkeyi yöneten tek kişinin bilmemesi... Ne bileyim, acaba arada tebdil-i kıyafetle çarşıya, pazara mı gitseydi? Köre sorsa gösterirdi!

Gördünüz mü? Şahsının haberi yok! Kendisi iyi çevresi kötü... Şeklinde bir algı çalışması olması kuvvetle muhtemel bir haber sanki... Başka türlü açıklanamaz ki!

★★★

Sahi her şeyi Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıyla yapmıyorlar mıydı? Her söze öyle başlıyorlardı. Bu sefer kendi başlarına mı sattılar o kadar doları?

Peki, bu ekonomi danışmanları ne iş yaparlar? Kaç tane var? Beş mi, on beş mi? Neye yararlar? Korkularından konuşamıyorlarsa onurlu bir hareket yapıp gidip simit satsınlar. Ülkeye daha fazla kötülük yapmasınlar.

★★★

Madem durum bu halde iki bilgi de ben vereyim. Olur da okursa ekonominin gerçek durumuyla birkaç saniyeliğine yüzleşsin...

Önümüzdeki günlerde on binlerce esnaf ve şirket batacak... Acil önlem alınmazsa yüz binlerce kişi işsiz kalacak.

Çevresinde bunları söyleyen biri bulunmadıkça, zıt görüşleri etrafında barındırmadıkça, yürümez bu iş yalakalarla... İhale enişteye kaldı. Ya fazla mesai yapacak ya da ülke ekonomisi iyice suyunu salacak!


Yabancı yatırımcının Türkiye’ye bakışı


Kendinizi milyarlarca doları yöneten bir yatırım fonunun yöneticisi olarak düşünün. İşiniz paradan para kazanmak. Bir yerlere yatırım yapıp kazanç sağlamalısınız ama nereye?

Dünyada 17 trilyon dolar eksi faizde yatıyor paşa paşa... Böyle bir gerçek var ama düşününce çok saçma! Finansal sistemin geleceği için büyük bela... Anlatırım onu da başka yazıda...

★★★

Amerika, Avrupa, Japonya... Borçlanma senetlerine yatırım yapsanız güvenli ancak getiri çok düşük hatta yok denilebilecek düzeyde... Para nereye gideceğini bilemediğinden borsaları şişirdi balon gibi...

Mesela, borsada işlem gören hisse senedi değeriyle çarparsanız 2 trilyon dolar Apple’ın değeri... Böyle bir şirket olabilir mi? Türkiye’nin 3 yıl boyunca üreteceği milli gelirinin tamamı bir telefon şirketi!

Oysa Türkiye’nin beyaz eşya devi Arçelik... Piyasa değeri 2.5 milyar dolar civarında şu anda... Bir Apple, Avrupa’nın en büyük beyaz eşya üreticilerinden 800 tane Arçelik eder mi?

★★★

Fon yönetiyoruz ya... Mecburen paranın bir kısmını getirisi olmayan gelişmiş ekonomilerin tahvillerine koyduk. Yüksek getiriler ile ortalamayı yükseltmek gerekiyor ki, fon müşterileri uçup gitmesinler.

Demek ki sıra biraz risk alıp gelişen ülkelere yüksek getirilere yatırım yapmaya geldi.

★★★

Gelişen ekonomiler adıyla anılan ülkeler arasında çok sayıda seçenek masada... Türkiye, Rusya, Brezilya, Hindistan, Çin, Polonya, G. Afrika, Hong Kong, Meksika, İsrail, G. Kore, Macaristan, Bulgaristan, Malezya, Romanya, Endonezya... Liste uzun uzadıya...

Fonun yöneticisi biziz ya... Kimi seçeceğiz? Alternatifler arasında Türkiye’yi değerlendirelim.

★★★

Bir yıl içerisinde 200 milyar dolar bulması veya olan borçlarını yüksek faizle çevirmesi gerekiyor bu ülkenin ki ekonomisini döndürebilsin.

Üstüne üstlük abuk sabuk yatırımlar için de para arıyor bu ülke... Ayranı yok içmeye koşa koşa gidiyor beton dökmeye...

★★★

Döviz kurları kontrolden çıktı. Fonun parasını liraya çevirirken iyi de ya daha fazla artarsa? Liradan tekrar dolara geçerken kazansak bile getiri eksi yazar hesabı topladığımızda...

Türk Lirası bazında yüzde 15 faiz veriyorlar mevduatta... Dolar bazında yüzde 6 faiz ödüyorlar... İyi para...

Kredi derecelendirme kuruluşları çok riskli, yatırım yapılmamalı raporları yayınlayıp duruyor. Bu durumu sigortalamak fazladan maliyet yaratıyor.

★★★

Ülke reel olarak büyümüyor... Enflasyonu ve işsizliği artıyor... Onlarca alternatif ülke arasından Türkiye’yi neden seçelim? Sadece yüksek faizi için mi?

Ülkede demokrasinin sadece adı var! Adalet hak getire... Arası bozuk dünyadaki bütün ülkelerle... İnsanlar kendi ülkesinden para kaçırmaya çalışırken ülkeye para sokacak tek enayi bizim fon mu?

★★★

Batık kredi oranı her geçen gün artıyor. Gelecek yılın en büyük sorunu... Aldığımız riske değer mi Türkiye’ye sokmak fonu? Kendi özel sektörleri yatırım yapmıyorken, âlemin keki biz miyiz?

Aklı başında bir fon, “sıradaki ülkeye bakalım” der geçer...

Yabancı yatırımcı hiç mi gelmez? İlla gelir... Risk, “Hedge Fon” diye bilinen yüksek getiri hedefleyen, kısa vadede parayı sokup, çıkan fonların sevdiceğidir...

O da Türkiye’yi kurtarmaya yetmez ancak günü geçirtir. Günü kurtarırsın belki ama gelecek de sandığın kadar uzak değildir!