ABD’ye Malatya’dan seslenen Erdoğan “Sen kiminle dans ettiğinin farkında değilsin, yaptırımın neyse geç kalma yap” dedi. Yetmedi Fransa’yı yöneten adamın ruh hastası olduğunu ilan etti. Maşallah bizim ülkenin bu konulardaki dili çok diplomatik... Kahvehanede aynı yorumu yaparsa Hüsnü Dayı sırıtmaz lakin uluslararası arenada bu üslup çok garip!

★★★

Borç aldığımız Batı, Türkiye üzerinde finansal baskı kurmaya başladı. Bunu resmen yapmasalar da alenen yapıyorlar. Biliyorlar ki; son 18 yılda borç paraya bağımlı hale gelen Türkiye onlara muhtaç!

Eğer Amerika ve Avrupa bankaları karar alıp kredileri azaltırsa, Türkiye’de yatırım ortamı Kuzey Kutbu’na döner. Buz keser!

★★★

Amerika, ülkesine Türkiye’den vize vermiyor. Ne iş yapıyor Dışişleri? Boş işler! Mahalleden arkadaşlarla Amerika ile arayı bulmaya çalışsak daha kötüsü olmazdı zaten!

Ya Avrupa? Sorun sadece Fransa da değil... Bu tarza alışık olmayan diğer Avrupa Birliği ülkelerinin de Fransa’dan etkilenecek olması.

★★★

Bu saatten sonra kim neye güvenip Türkiye’ye gelecek? İşler böyle devam ederse ekonomik yaptırımlara sıra gelecek... Yıllardır “Araplardan para gelecek” yalanıyla halkı uyuttular. Bırak para yollamayı adamlar ambargo koydular!

Ben de merak ediyorum... Türkiye hangi para ile dansa kalkacak. Bari Break Dance yapsak... Yerde kaplumbağa gibi dönerek ülke ekonomisinin durumunu sanatsal şekilde anlatsak!

Yaz saati Aşk-ı Suudi


Türkiye bir kış mevsime daha bilimin ışığında, karanlıkta girmeye hazırlanıyor. Kışın yaz saati uygulaması devam edecek.

Matematik dünyanın her yerinde aynı matematik olduğuna göre Amerika’sından Almanya’sına, İspanya’sından İngiltere’sine hesaplıyor yaz-kış saati uygulamasının daha akıl kârı olduğuna karar veriyor.

★★★

Biz hesaplıyoruz sonuç farklı çıkıyor. O zaman buyursunlar yaz saati uygulaması ile ne kadar tasarruf edildiğini açıklasınlar. Bakın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca o işi iyi yapar!

Zira Suudi Arabistan, dolaysıyla Mekke ve Medine ile aynı boylamı kullanmanın getireceği sevap adına Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye’nin zaman dilimi değiştirilmişti. Türkiye yaz saatinde takılıp kalmıştı.

Bugünlerde Suudi Arabistan ile de aramız limoni...  Mekke, Medine baki... Fransa ya akıl hastası diye çıkış yaparken Suudiler’e gıkımızın çıkmaması yönetimin platonik aşkının resmi...

Bu son fasıldır ey ekonomi...


Politik, siyasi, hukuki ve mali tablo hiç bu kadar aleyhimize dönmemişti. Biz borç ile günü idare eden bir ülkeyiz. Haliyle borç alıyorsan da şartları borç veren belirler.

Tabloya bakalım... Türkiye’nin döviz borcu 431 milyar dolar... Borç aldığımız Amerika ve Avrupa ile yaşadığımız sorunlar ciddi anlamda bir politik risk kaygısı yarattı.



★★★

Haliyle Türk bankalarına gözü kapalı kredi verecek mecra bulmak kolay olmuyor. Maliyetler de fişek gibi yükseliyor. Türkiye dış krediye ulaşımda zorluklar yaşıyor.

Dış kredilerin azalması demek Türkiye’nin net borç ödemesi anlamına geliyor. Ellerindeki para ile döviz alıp bunu borç ödemede kullanıyorlar. Hadi 3-4 ay idare eder de yeni yılda ne yapacaklar?

★★★

Yüksek dövizin ilacı faiz... Hesap kitap bilmiyorlar. Artırılması gerekirken hâlâ indirilsin diyorlar! Faizlerin teknik olarak indirilmesi mümkün değil... Hatta düşünülenden de fazla yükselmesi gerekiyor.

Yükselecek de... Yükselince Türkiye ekonomisi resesyona yani durgunluğa girmek zorunda kalacak. Şirketler batacak. Bunu ertelemek için 400 milyar lira basılıp masaya konuldu. Geldiğimiz nokta yine aynı oldu.

★★★

Bu saatten sonra masaya daha fazlasını koymayı istesen dahi bankaların para kaynağı kurudu. Yine Türk Lirası basarsan döviz fiyatları NASA’dan önce Jüpiter’e gidecek.

Nitekim ortaya koyduğunu bile geri alamayacaksın. Ekonomik gerekçe arıyorsan bu son fasıldır, yazıyı baştan okuyacaksın.

Ekonomi harap gösterilen serap!


Ülke ekonomisinden çok kendi ekonomisi ile ilgilenen insana gidip dünyanın gözündeki Türkiye’nin halini anlatınca, tepki göstermesini beklemek pek gerçekçi olmuyor.

Zira insanımız evin elektrik faturasını bile zar zor öderken maalesef yaşananların da faturasını ödeyecek. Artan faizler ve döviz, dönüp dolaşıp bu ülkede yaşayan herkesi vuracak.

Zaten vurmuyor mu? Gördükleriniz, göreceklerinizin fragmanı deyip özet geçeyim...

İktidarın tek tutunduğu dal açıklanacak büyüme rakamları... İnananı da var yani... Güzel kardeşim siz hiç mi alışveriş yapmıyorsunuz? Geçen yıldan daha fazlasını alabiliyor musunuz? Eee? O zaman büyüyen ne?

Düşündün mü hiç, ülke büyüyorsa devletin gelirleri de artıyordur. O zaman neden milleti iliğine kadar yeni vergilerle sömürüyor? Milyarlarca liralık vergi zammı paketi niye çıkartıldı?

Size gerçeği söylemiyorlar dostlar! Sadece koltuğu kaptırmamak için bugün daha fazla serap göstermek zorundalar.