Ülkede gerçekten adalet olduğuna inanıyor musun? Ben inanmıyorum. Peki ya demokrasi? Yok ki! Tarım Bakanı, “Tarımda tüm Avrupa ülkelerini geride bıraktık” dedi. İnandın mı? Bu durum beni bile aştı.

Ülkede inanılacak kurum kalmadı! İstatistik Kurumu’nun başkanı geçen hafta değiştirildi. Vekaleten first lady’nin kalem müdürünün kıymetli eşi başkanlığa getirildi.

Yetmedi 10 bölge müdürünün iş akdi bilemediğimiz sebeplerle bir gecede fesih edildi. Gelenlerin öncekilerden farkı neydi? Bir vardı bir yoktu. Hepsi aynı derenin suyu...

★★★

Enflasyon düşüyor, büyüme artıyor, işsizlik azalıyor... O zaman “Biz neden bu durumdayız” diye kimse mi sormuyor? Sizce millet açıklanan verilere mi bakıyor? Yoksa bizzat mı yaşıyor?

Gerçekten bu rakamlara inanan saftır. Tabiri caizse Polyanna’dır. Memleketteki her kurum gibi İstatistik Kurumu da güvenilirlik, şeffaflık açısından ciddi anlamda sıkıntılıdır.

★★★

Şöyle anlatayım. İşin içerisinden siz çıkın.

İşsizliğin mart ayında geçen yıla göre düştüğü açıklandı.

2019 yılında Mart ayında çalışan sayısı; 27.795.000 kişi idi...

2020 yılında Mart ayında çalışan sayısı; 26.133.000 kişiye geriledi.

Geçen yıla göre ülkede 1 milyon 662 bin çalışan artık çalışmıyor. Üstüne üstük nüfus artıyor. Nitekim çalışma çağındaki nüfusa 1 milyon 39 bin kişi daha ekleniyor. Onlar da sayılmıyor!

Ve açıklanana göre işsizlik 573 bin kişi azalıyor! İşsizliğin düştüğü söyleniyor.

“İşten çıkarma yasaklandı ama” derseniz, Türkiye’de ilk korona vakası 10 Mart Salı... İlk önlemlerin alındığı tarih 13 Mart Cuma... İşten çıkarmanın yasaklanması ise 17 Nisan Cuma... Anlayacağınız mart ayında insanlar cayır cayır kovuluyorlardı hâlâ...

★★★

Sadece bununla kalsa iyi... Daha sonrası rezaletin daniskası! Ülkede herkes geri zekâlı ya, kimse bakmadan inanacak sanıyor bazıları...

İstatistik Kurumu açıkladığı büyüme rakamlarına göre Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 4.5 büyüdü... Zenginleşti.... Vay arkadaş dedirtti!

Peki, bunu nasıl yaptı?

2019 yılının Mart ayında toplam çalışma süremiz 1.20 milyar saat...

2020 yılının Nisan ayında toplam çalışma süremiz 950 milyon saate geriledi. Yüzde 20.8 oranında daha az çalışıldı.

Bir ay geriye gidelim. Şubat ayında da yüzde 6.1 daha az çalışılmıştı ülkede.

Zaten maharet işe insan almadan büyümekte değil mi? Daha az çalışıp daha çok büyümeyi başarmışız! Üretimi robotlara mı yaptırmışız?

En acısı 83 milyon kişinin yaşadığı ülkede 26 milyon 133 bin çalışan sayısı...

★★★

İyice kontrolü kaybettiler. Genci, yaşlısı, yandaşı, muhalifi herkes bu açıklananların gerçek olmadığını biliyor. Bundan daha trajik ne olabilir ki?

Anketler, araştırmalar, açıklamalar... Sorsam bize bizden yakındın. Hayal kurup hep inandırdın. Yalanın batsın yalancısın. Nasıl olsa ülke de yalancıyı kınamıyor ya, ondan bu kadar rahatsın!


Tut şunun ucunu döşeyelim abi!


Erdoğan’ın “asrın projesi” dediği Kıbrıs’a su taşıma projesi 2015 yılının Ekim ayında bitti. Açılışı yapıldı. Asrın projesi 5 yıl dayanmadı! Deniz altındaki borulardan biri yerinden çıktı.

Hop, tamir ihalesi açıldı. Ne kadar yandaş şirket varsa ihaleye çağrıldı. Kendi aralarında kapışma yaşandı.

★★★

Eve buzdolabı alsan 7 yıl garanti veriyorlar. Evin tesisatını değiştirsen, döşenen boruya verilen garanti 20-100 yıl arası! Boru hattı daha beşinci yılını doldurmadı!

Köprülere geçiş garantisi, havalimanlarına yolcu garantisi, tren garlarına müşteri garantisi, hastanelere hasta garantisi verenler boru hattına garanti almayı akıl edemediler mi?

★★★

Kalyon İnşaat’ın yaptığı onarılacak hattın tüm maliyeti 630 milyon liraydı. Aynı hattın tamiri için açılan ihaleyi yine Kalyon İnşaat bu sefer 483 milyon liraya aldı. Sıfırdan yapsaydı!

Oysa Devlet Su İşleri, olayın bölgedeki olumsuz hava şartları nedeniyle meydana geldiği açıklamasının ardından bu işin 35 milyon liraya mal olacağı haberleri yayınlanmıştı.

★★★

Arada 14 kat fark var! Daha önce bir tur döşemişlerdi şimdi yine döşeyecekler. Döşeye döşeye bitiremediler.

Dolar arttı, maliyet katlandı diye düşünebilir. Ancak boruları varlığıyla gurur duyduğumuz yüzde 100 yerli Fırat Boru üretti. Herhangi bir ithalat söz konusu değil ki! Beş-on tane yedek boru almak akıllarına gelmedi mi? Sahi ne kadar bir borunun maliyeti?

★★★

Hadi yine de dolar bazında hesaplayalım. 2015 yılında asrın projesinin açılışında dolar 2.95 lira... Bugün 6.80 civarında...

(Hazır yeri gelmişken, Türk Lirası neden bu kadar çok değer kaybetti? Asrın projesini anlatırken iyi de, dolar konusu açılınca kendisi nerede?)

Yaklaşık 205 milyon dolara mal olan projenin 2 borusu bugün 71 milyon dolara tamir ediliyor! Her 5 yılda bir arıza çıkarsa astarı yüzünden pahalıya geliyor.

★★★

Peki, yüklenici firmanın hiç mi sorumluluğu yok? Deniz dibindeki akım şiddetini hesaplamadan mı yaptılar? Yoksa kullanıcı hatası mı bu? Borunun üzerinde denizkızları mı zıpladı?

Normal şartlarda şirkete hesap sorulması gerekir. Kamu davası açılır cezai müeyyide uygulanır. Kim bilir nasıl bir sözleşme imzalanmışsa aynı projeyi döşeye döşeye itinayla para aktarılır.

★★★

Ya aynı şekilde ihale ile verilen köprülerde, yollarda, limanlarda çökme olursa? Onlar da mı ihale açılacak? Yine mi toplanan vergiler müteahhitlerin cebine aktarılacak?

Devlete iş yapıyorsun. Hatanı telafi etmediğin gibi uçuk bir tamir parası alıyorsun.

Yeni yöntem bu galiba... Sıfırdan verilecek ihale kalmadı. Eskilerin tamiratları çıktı. Bu sayede düzenli para akışı sağlandı!

Hortumları kestik demişlerdi. Boru bağladıklarını söylememişlerdi. Tebrik ediyorum, yine güzel döşedi!