“İzmir’in yaralarını birlikte saralım. El ele verdikçe her şeyi atlatırız. DEPREM yaz 2868’e gönder bu zor zamanında 10 TL ile İzmir’in Yanında Ol.” Kızılay bunu da pas geçmedi. Peki!

Aklıma büyük 99 depreminin ardından getirilen, 2000 yılında devreye sokulan geçici deprem vergisi geldi. O da maşallah 20 yaşını bitirdi.

★★★

Kusura bakmasınlar ama bu milletten 75 milyar liraya yakın vergi toplandı. Nereye gitti? Önce o harcamaların faturasını bir göstersinler sonrasında SMS ile yardım istesinler.

Kızılay, vergi kaçırma ile vergiden kaçınmanın arasındaki farkı öğreten, yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırmacılık gibi iddiaların ardı arkası hiç kesilmeyen neredeyse AKP’nin derneği...

Başkanı yerel seçimler öncesi AKP’ye desteğini açıklarken; “Gençler bizim zamanımızda Binali Ağabey gibi halden anlayan da yoktu, siz şanslısınız” demişti. Bildiğin AKP adına oy istemişti.

★★★

Hani 10’ar lira yardım istiyor ya... Kendi maaşlarından biraz kısılsa... Kızılay’da Genel Müdür maaşı 30 bin liradan fazla...

Meraktan soruyorum, kendileri maaşlarının ne kadarını bağışlıyor da ayda 2.324 lira asgari ücret alanlardan SMS yardımı bekliyorlar?


Size ne deprem paralarından!


Meclis’te 139 milletvekili ile temsil edilen en büyük ikinci partinin başkanı Kılıçdaroğlu deprem için toplanan vergilerin nereye gittiğini sordu.

Erdoğan paralarla ilgili; “Harcanması gereken yere harcadık. Bundan sonra da bu tür şeylerin hesabını vermeye zamanımız yok” dedi...

Sahi kim oluyorlar ki? Alt tarafı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin milletvekilleri!

★★★

Japonya’da da devamlı deprem ve hatta tsunami oluyor. Yaralarını sarmak için yardım isteyip, halkına ekstra vergi mi koyuyor? Tabii ki koymuyor. Bizde her işe vatandaş koşuyor!

Orada depremde ilk kurtarılacak, halk... Burada depremde ilk kurtarılacak, devlet... Orada devlet, halk için var... Burada halk, devlet için...

★★★

Tamam, paraları harcadılar da deprem için ayrılan toplanma alanlarına ne oldu? Plaza dikildi, AVM kuruldu! Güle güle oturuyorlar şimdi...

Hatta gülmekten karınlarına ağrı bile giriyor olabilir mi? Nasıl diktik ama plazayı, kuleyi, AVM’yi...

Yeni dizi: Kurtuluş Ekonomi


Yeni mi? Yepyeni... Şahsımın deyimiyle “Yeni Ekonomik Kurtuluş Savaşı” veriyormuşuz. Eskisine ne oldu? Kazandık mı onu?

İktidarları tam 18 yaşına girdi. Ehliyet alıp araba kullanabilecek, sandığa gidip oy verebilecek halde kendisi... Kazık kadar oldu, hala yeni muamelesi... Bana biraz abartı geldi! TRT dizisi ismi gibi... Diriliş Ertuğrul, Kurtuluş Ekonomi...

★★★

Gazamız mübarek olsun da AKP’nin savaşı olmasın o kurtuluş dediği? İktidardan inmenin, koltuğu kaybetmenin tatlı telaşı sanki...

Savaştaysak herkesten fedakârlık beklenir. Yapamıyorsa bırakmak da bir erdemdir. “Ekonominin sorumlusu benim ben!” demişti. Yapabilseydi bu hale getirmezdi.

★★★

Hedef 2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmekti. Muhtemelen 2053 ya da 2071’e ertelendi. “Ekonomik kriz yok” diyenler için bu duruma halı sahada “adamın gol diyor” denir... “Kurtuluş” diyerek bittiğimizi itiraf etti! Var mı ötesi?

Ekonomi için savaşmıyoruz. Ekonomi ile savaşıyoruz. Kurallar belli... Kazandığından fazlasını harcamayacaksın, üreteceksin, israfa son vereceksin.

★★★

Biz ne yaptık? Hepsinin tersini... Faiz sonuç mu sebep mi? Keşke savaşa girmeden önce bir ona karar verseydi.

Peki, bizden ne yapmamızı istiyor? Buyursun, anlatsın... İki gün önce keyif çayı dağıtıyordu. Çayımızı mı yudumlamayalım? Keyfimizi mi kaçıralım?

★★★

Ekonomi öyle güvenilmez hale geldi ki, ihalelerin gediklileri yandaş iş adamları bile kendini kurtarmak için dışarıya yolluyor paralarını... Ne ile kazanacak savaşı? Satacak da bir şey kalmadı. Yoksa bu konuşma yeni vergilere hazırlık mı?

Ekonomi “pik” yapmıştı hani? Yanıltıldık mı? Aldatıldık mı? Yine mi? Birader, 18 yıldır lahanayı yerken kıtır kıtır sapına gelince mee... Adam olmayız biz be!