Açıklanan verilere göre bankaların sorunlu kredileri 150 milyar lirayı çoktan geçti. Bir de açıklanmayan, yüzdürülen, batık kabul edilmeyen zombi krediler vardı. Kim bilir o nerelere ulaştı?

Garanti Bankası CEO’su Recep Baştuğ; “Sektör olarak Türk bankacılık tarihinin en yüksek sorunlu kredi oranını yönetiyoruz” derken hele şükür biri konuyu dile getirdi... Tabii sorunlu demek işin kibarcası... O kredilerin çoğu zaten battı!

★★★

İnananı olursa diye 30 Ekim 2020 itibarıyla kamu bankalarının sorunlu kredileri sadece yüzde 2.50 düzeyinde... Yani, gayet iyi... Açıklamalar öyle... Bu yılın modası gözlüklerde pembe!

Kamu bankalarının sermayeleri milletten... Bilançoları hikayeden... Makyajı bozmamak adına takip süreçlerini bilinçli şekilde savsaklayarak “iyi durumdayız” demeye getiriyorlar.

Hasta-vaka hesabı devletin hemen her kurumunda aynı... Kötü olan gizleniyor ya da ucundan gösteriliyor!

★★★

Öyle bir düzenleme var ki, kredi ödenmese dahi batamayacak. Arka arkaya yeniden yapılandırılacak. Oran tabii ki düşük çıkacak! Yalandan da olsa rasyolar bozulmayacak.

Nitekim sorunlu kredi bildirim süresi 90 günden 180 güne çıkarıldı. Batan battı ama kimseye çaktırmadı. Sahi bu salgın ortamında durumu kötü olup da düzeltebilen var mı?

★★★

Şöyle bir sorun mevzubahis... Yaz aylarında Türkiye’yi hızlı büyütmek adına ucuz hatta zararına kredi dağıtıldı kamu bankalarınca... Özel bankaları da tehdit ettiler, ya kredi verirsin ya razı olursun cezaya...

Ödeme vadeleri gelmeye başlayan kredilerde yaşanan tökezleme görünmeyecek gibi değil... Bu durum bankaların sermayelerini vuracak. En azından yeni kredi açılamayacak.

★★★

Küçük kredilerden bahsetmiyorum. Sanayiye aktarılacak, üretimi canlandıracak kredilerde sorun yaşanacak.

Kimse reel sektörün vade ve tahsilat sorunlarıyla boğuştuğu gerçeğini görmezden gelemez. Nitekim tüketici de tıkandı. Gelir artmıyor, tasarruf birikmiyor. Bütün sorunlar ortada duruyor.

★★★

Şirketler batıyor, şirketlere kim kredi veriyor? Bankalar... Nitekim finansal kuruluşlar kaldıraç kullanırlar. Sermaye olarak 1 lira koyarlar 7 lira toplarlar... Bunu kredi olarak dağıtırlar.

Hadi 1’e 8 kaldıraç kullanıyorlar diyelim... Yüzde 10 kredisi batsa... Bu da 100 liralık öz sermayenin 80 lirası sorunlu anlamına gelir, elinde 20 lira para kalır...

Tabii bankalar, kredi verirken teminat alıyorlar... Ev kredisini ödeyemeyince eve, fabrikaya el koyuyorlar... Haliyle illa paranın bir miktarını kurtarıyorlar... Peki ya batık oranı daha artarsa?

★★★

Önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin en büyük derdi hiç şüphesiz verilmiş, verilen, verilecek kredilerin ödenememesi... Sorun halının altına süpürülemeyecek hale geldi.

Piyasalar iyimser bir hava yakaladı ve bu durum bir süre daha devam edecek. Ekonomi ise yenilen hurmaların bedelini ödemeye devam edecek.