Dolar düştü, piyasalar olumluya döndü. Belli ki ekonomi adına bir ışık görüldü. Neydi? Türkiye swap yapmak için dört ülke ile görüşüyormuş. Bu öyle gönül eğlendirme değilmiş! Ciddiymiş!

Önce size swapın ne olduğunu anlatayım, siz ekonominin düştüğü kör kuyunun derinliğini algılayın.

Eğer bu yazıyı okuyup anlarsanız, emin olun ekonomi bilginiz en az ülkeyi yönetenler kadar iyi... Size de o üniversitenin diplomasından verilmeli!

★★★

Swap dediğimiz nane finansal piyasalarda yapılan takas operasyonuna verilen isim... Mesela İngiltere ile swap mı yapıyoruz. Kardeşim al sen şu 84 milyar lirayı, ver bana 10 milyar sterlin parayı...

Zamanı da önemli... Mesela biz bu anlaşmayı 1 Eylül tarihine kadar yapıyoruz. Anlaşma bittiğinde faiziyle birlikte paralarımızı tekrar değiş tokuş ediyoruz. Bütün hikaye bu...

Sahi anlaşma yapılırsa verecek 84 milyar lirayı nereden bulup vereceğiz? Var mı Hazine’de öyle bir para? Tabii ki yok ama matbaa bizde... Para basıp vereceğiz!

★★★

10 Nisan tarihli Bloomberg’in haberinde Türkiye’nin Amerika da dahil olmak üzere bütün G-20 ülkeleri ile swap anlaşması yapmaya çalıştığı belirtildi... Bir ayı geçti, giden gelmedi!

19 Nisan tarihinde bu sefer Merkez Bankası Başkanı G-20 ülkeleri ile ikili swap anlaşmaları konusunda görüşmeler yapıldığını dile getirdi. O da bir aya yaklaştı. Bir gelişme olmadı.

★★★

Anlayacağınız dünyada bu kanalı kullanmak için başvurmadığımız ülke kalmadı. Nitekim bunlardan dördü ile gerçekleştirme umudu olduğu piyasalara yayıldı.

Bu dört ülke; İngiltere, Japonya, Katar ve Çin...

Katar ile 5 milyar dolarlık, Çin ile 1 milyar dolarlık anlaşmalarımız mevcut. Uzatıp duruyoruz. İngiltere zor ama Japonya bütün umudumuz.

★★★

Burada şöyle bir sorun var. Türkiye gelişen ülkeler arasında en riskli üçüncü ülke... Bizden kötü Venezuela ve Arjantin var. İkisi de çoktan battılar!

Pakistan bile Türkiye’den daha az riskli sayılıyorsa, yoksa serbest piyasa, Merkez Bankası eline geçen her dövizi kurları bastırmak için kullanıyorsa vermeden önce bayağı bir düşünürler.

★★★

İngiltere ve Japonya’da halk bizden farklı olarak verdiği verginin her kuruşunun hesabını sorar. Yani ülkeyi yönetenler “Türkiye bizimle anlaşma yapmak istedi verin arkadaşlara dedim” diyemezler!

O para batarsa o ülkede vergi ödeyenler ülkenin parasını batırdığı için ülkeyi yönetenden, bu anlaşmaya izin verenden; “Tahvilleri çöp seviyesindeki bu ülkeye sen nasıl para verdin” diye cımbızla hesap sorarlar.

★★★

Çin ve Katar halkın hesap soramadığı ülkeler arasında yer alırlar.

Çin, kimseye durup dururken para vermez. Afrika örneğine bakarsak, borç verdiği ülkelerin doğal kaynaklarına ve altyapısına neredeyse el koydular. Üzerine oturdular!

Katar, İngiltere ve Amerika’dan izin almadan adım atamaz. Halen 5 milyar dolar ateşlemiş... Daha fazlası onları da sarsar!

★★★

Esasen, yetkililerden öğrenmemiz gereken, neden acil bir swap anlaşmasına bu kadar çok ihtiyacımız olduğu? Anlaşma olmazsa ne olacak ekonominin durumu?

Sahi bunu anlatacaklarına dair var mı kimsenin umudu? Sağlam dedikleri ekonomi neredeyse üflesen yıkılacak! İlla bulurlar bir suçlu... Benim favorim İmamoğlu...