Şahsım; “Müminin görevi yoklukta sabretmektir” dedi... Adeta daha da yoksulluk vaat etti... Biraz olsun teselli etti. Milletçe görevimiz artık belli...

Sahi neden yokluktayız? Görevimiz icabı bunu sormamalıyız. Yine de insan düşünüyor, ülke neden her geçen gün fakirleşiyor? Toplanan onca vergiyle bırak sabretmeyi cennet yapardın ülkeyi...

★★★

Dünya lideri ve kıskanılan ülkeyiz derlerken fakirliğinize şükredin seviyesine indiğimize göre önümüzdeki yıllardan hiçbir şey beklemeyin... Payınıza düşenle idare edin, sabredin!

Belli ki iktidarın politikası halkı daha da fakirleştirerek herkesi topluca cennete götürmek... Nitekim sefilliği bu yönetimle engellemek mümkün değil...  Engelleyemiyorsan kutsallaştırıp milleti özendir!

★★★

Ücretli çalışanların büyük bir bölümünün elde ettiği gelir, bırakın temel ihtiyaçları karşılamayı insan onuruna yaraşır geçim koşullarını sağlayacak tutarın da gerisinde... Türkiye’de eğitim-kültür, spor, tatil gibi ihtiyaçlar tamamen lüks sayılıyor.

Bu parasızlıkta bile yüzlerce caminin inşaatı sürüyor. Belli ki işimiz Allah’a kaldı... İnsan, ülkeyi kentsel dönüşüme sokup komple cami yapsak mı diye düşünüyor.

★★★

Biz onlarda çözüm üretmelerini beklerken iş öbür dünyayı kurtarmaya kadar gelmişse durumlar hakikaten fena... Ülke için endişelenme zamanı geldi galiba... “Türkiye dip değil pik yapıyor bu çıkışı nasıl görmüyorsunuz” denilirken, sahiden nasıl bu hale düştük birden?

Ejder meyveli smoothie içip Mercedes ile yazlık, kışlık saraylara gidenler, para harcamamayı itibardan tasarruf kabul edip özel uçak filosu kuranlar bu konuda ne düşünürler? O zaman hep beraber sabretsek... Liderin ne yaptığını bir görüp biz de onu takip etsek...

★★★

Ne güzel dünya... Ülke 46 yıl önce Kıbrıs’ta soydaşlarını korumak için savaşa girmiş. Dünyadan ambargo yemiş. Tüp kuyruğu vardı, benzin kuyruğu vardı diye meydanlarda defalarca anlattı.

Onları iki koyun güdememekle suçlayıp bugün yoksulluğa tahammül etmeyi önermek kendi kötü yönetimini kabullenmemek... Olmuyorsa demek!

★★★

Yaklaşık 18 yıldır sabredenler yokluk içerisinde ömürlerini tamamlayıp göçtüler. Şu dünyanın da nimetlerini bir görseydiler. Beğenmediğimiz Avrupa’nın emeklisi gemilerle dünyayı turlayıp, resim çekip keyif çatıyor. Bizimkilere akşam doğru dürüst bir yemek bulursa şükretmek düşüyor.

★★★

Türkiye’de sorgulamanın sonrası sorgulanmaktır. Fazla etliye sütlüye karışmayacaksın. Adaletmiş, insan haklarıymış, demokrasiymiş çok da kafaya takmayacaksın. İtaat edip sabredeceksin.

Sonra da; “AKP neden dini eğilimleri öne çıkartıyor” diye soruluyor. Hilafsız itaat ve sabır sadece din kitaplarında var!


Bakan Bey dolar kuruna bir bakabilir misiniz?


Dolar durmaksızın yükseliyor. Frenlemek için yapılan her hamle bazen bir iki günde bazen bir iki saatte etkisini kaybediyor.

İşin kötüsü ekonomi yönetimi de ne yapacağını bilmiyor. Sizin, benim gibi oturmuş seyrediyor. Ekonomiyi getirdikleri yer kapasitelerini aşıyor!

★★★

Ülkenin borcu boğazı aşmış. Mevduatların yarısından fazlası dövize dönmüş. Merkez Bankası rezervleri eriyip bitmiş. Sorunlu bir sistemle kifayetsiz yöneticilerle kötü yönetilen bir ülke...

Daha geçen hafta Yeni Ekonomi Programı’nı açıkladılar. Hedeflerin tutması için doların bu yıl 6.91 ortalamaya inmesi gerekiyordu ki bunun anlamı acilen 7.50’nin altına gerilemesiydi...

★★★

Bırakın bu yılı, 2021 yılı ortalaması 7,68’i aştı... 2022 yılı hedefi 7.88’i de geçti. Dönse bile olmaz uzun vadeli... Hangi akla hizmetse 2023 hedefi olarak 8.02’yi koymuşlar ama nasıl hesapladıklarını bilmiyor kendileri dahi...

Elde döviz olmayınca yurtdışından borçlanalım her türlü faize razı olalım dediler. Yetkilendirilen kurumlar da faiz lobisi dediğimiz Bank of America, Merrill Lynch, Citibank ve JP Morgan... Türk Lirası’na saldıranlardan dördüne “bize borç bulabilir misiniz?” diye rica ettik, yetki verdik!

★★★

Aradılar, taradılar 2.5 milyar dolar buldular. Sıkı durun, faizi dolar bazında yıllık yüzde “6.40” seviyesinde... El âlem 100 yıllık tahvil satıyorken ancak 5 yıllık bizimki... Ülkeyi ipotekle daha iyi...

Dünya ekonomileri “sıfır” hatta “negatif faiz” verirken bize verilen tefeci faizinin nedeni olmayan güven! Öyle dünya lideriyiz demekle olmuyor, adamlar üç kuruş borç verirken burnundan getiriyor.

★★★

Şubat ayında Türkiye tıpa tıp aynı şartlarda borçlanmaya çıktı. Maliyet artışı şubat ayından ekim ayına 300 baz puan... Bunun anlamı yıllık 60 milyon dolar fazla faiz ödeyeceğiz. Beş yılda önümüze konulacak ekstra fatura 300 milyon dolar civarında...

Madem öyle IMF ile anlaşılsaydı. Hiç değilse üçte biri kadar faizle borçlanılırdı. Yok olmaz! IMF gelirse, ulufe dağıtamazsın her istediğine... Saray’ın harcamalarına bile karışır yeri geldiğinde.

★★★

Ekim ve kasım aylarında özel sektörün 9.6 milyar dolarlık borcunun vadesi geliyor... Bu seviyelerden dolar mı alacak? Kaç faizle borçlanacaklar? Dolar bazında 7 mi, 8 mi, 9 mu? Borçlansalar bu faizleri gelecekte nasıl ödeyecekler?

Sahi ekonomiden sorumlu bakan bile dolar kuruna bakmıyorken ben neden canımı sıkıyorum? Sonuçta maaşımı da dolarla almıyorum. En güzeli kafayı kuma gömmek... Size de şiddetle tavsiye ediyorum.