Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “En fazla etkilenen sektörler öncelikli olmak üzere tüm sektörleri kapsayacak bir dizi destek ve önlem uygulanacaktır” dedi... Destek neydi? Destek, kaynak demekti!

Kaynak nerede? Yok! Harcandı bitti!

★★★

Topladım, böldüm, çıkardım, çarptım... Maalesef kolay bir yolunu bulamadım. Türkiye ekonomisi kaldıramaz bu virüsün etkilerini...

Dünya çapında salgın var. Türkiye dünyada kimsenin güvenmediği bir İktidar tarafından yönetiliyor.

★★★

Hiçbir yabancı yatırımcı Türk Lirası gibi yerel seçimleri kazanmak amacıyla bile sınırlandırılmış bir para birimine yatırım yapmaz.

“Serbest piyasayı yok etmeyin, yarın ihtiyaç duyduğumuzda çok ararsınız dedik” dinletemedik. İşte sonunda zurnanın son deliğine geldik.

★★★

Memleketin dövize ihtiyacı var. Turizm bitik! İhracat tekliyor. Polyanna’yı getirseniz o bile iyimser olamaz.

Çok fazla seçeneğimiz kalmadı! Hani büyük konuşup “Bizden borç istedi” diye dalga geçiyorlardı ya... Türkiye tam IMF’ye gidecek kıvamda...

★★★

Bakın şöyle anlatayım; bankaların batık portföylerinin ne kadar olduğu bilinmiyorsa da çok yüksek olduğunu tahmin etmek zor değil...

Amerika, Avrupa, Japonya, İngiltere ve hatta Çin... Hepsi zengin! Ya Türkiye? Borçlu ve güvenilmez. Onların aldığına benzer önlem almamız icap eder lakin bütçe müsait değil...

★★★

Eğer Türkiye’nin hızla toparlanması isteniyorsa yeni krediler için yer açmak elzemdir. Bunu bugüne kadar yaptıkları gibi para basma yoluna sapıp idare etmeye çalışırlarsa... Yolun sonu fena!

Bilançolarda bunca batık kredi varken ve işler her geçen gün sarpa sararken bir çözüm bulmak gerek. Çözüm için de kaynak sağlamak...

Bankalar batık kredileri nasıl ellerinden çıkartacaklar? Hadi çıkartma kararı aldılar, kime yamayacaklar?

Bilançoyu devlete yükleseler, devletin bilançosunun bunu kaldırması mümkün değil!

★★★

Ayrıntılara boğmayayım ancak tek çıkar yol IMF’nin şefkatli kolları gibi görünüyor. Ekonomiyi o hale getirdiler ki güzel kardeşim, acı çekmeden düze çıkılmıyor.

IMF geldi diyelim. “Tam 12 saray, 13 uçak, ne ayak?” der. Ekonomiyi şöyle yöneteceksin, maaşları artırmayacaksın, giderleri keseceksin yoksa sana kefil olmam diye ekler.

Her hesabı inceler... Hani yandaşlarla “ticari sır” olarak imzalanan sözleşmeler var ya, “Açıkla” der. Diyebilir mi? Tabii ki der... Sen ödeyemezsen bu parayı o ödeyecek.

★★★

Bu nedenle son ana kadar IMF’yi aramamak için “dayanmaya” çalışacaklar. IMF ile anlaşma AKP’nin siyasi olarak sonu olur mu? Daha önce yaptıkları geri viteslerin haddi hesabı yok! İlla buna da bir kılıf uydurulur.

Zira sıkıntılara çare yok. Çareler çaresiz kalmak üzere... Virüsü değil ama ülkeyi yönetenleri millet seçti. Hiç kimse şikayet etmesin! Başkanlık sistemi hız demekti... IMF, en hızlı kurtuluş biçimi...