Türkiye Varlık Fonu’nun kimsenin tanımadığı genel müdürü var. Zafer Sönmez... Kim olduğunu çok kişi bilmez...

İki buçuk yıldır fonun başında... Yetkili birinin, etkili biri olması gerekirdi normal şartlarda... Ve hâlâ ekonomistler bile tanınmıyorsa... Yorum alınmasına ihtiyaç duyulmuyorsa... Hata nerede acaba?

★★★

Erdoğan; “Varlık Fonu’nun resmen başkanı benim” dedikten sonra... Benim için açıklamaları basın bülteni olmasının dışında herhangi bir anlam taşımamakta... Bilgi verirse ne âlâ... Vermezse de çok bir önemi yok aslında...

Konuşmasına, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın vizyonu çerçevesinde” diye bir cümle kurmadan başlayamıyorsa... Şahsi anlayışım, “Bana yetkiliyi çağırın” tadında...

Sahi, Varlık Fonu denen ucubeye devredilmiş yağ fabrikası var mı? Takıldı aklıma...

★★★

Anlattıklarına göre Varlık Fonu’nun büyüklüğü 245 milyar dolar... Bu devasa şirket geçen ay 2 milyar dolar borçlanmak için Eurobond ihracına çıktı. Başaramadı!

Dünyada faizin olmadığı ortamda 5 dolar bile borçlanamadı... İlk denemesi de değildi!

Sebebini, “Maliyetler istediğimiz noktada oluşmadı” şeklinde açıkladı. Aynı zamana denk süreçte Hazine 2 milyar dolar borçlandı... Onda maliyetler nasıl istenilen noktada oluştu?

★★★

Bana ilginç gelen ise Varlık Fonu’nun verimliliği... Yaklaşık 245 milyar dolarlık bir fon olacaksınız ki; bunu geçen yılın dolar kapanış rakamıyla hesaplarsak, değeri 1 trilyon 460 milyar lira...

Ettiği kâr ne kadar? Sadece 9 milyar! Dolar değil, lira... Enflasyonu da göz önüne alırsak reel olarak büyük zararda...

Köşedeki banka şubesine gidip net yüzde 10 faiz alsan, 146 milyar lira kasada... Böylesine devasa büyüklükteki fonu bu getiriyle yönetmek ve hâlâ o koltukta oturabilmek başarı ister...

★★★

Öncelikle bu Varlık Fonu dünyadaki örneklerine benzer bir varlığa dayalı fon değil... Adı; varlık... İsmini aynı koyunca insan ister istemez benzerlik düşünüyor. Alakası yok! Kandırmaca... İşi gücü borç bulma... Satıp, savma...

Şöyle ki; varlık fonları kendi ülke ekonomilerinde sorun çıkarsa diye oluşturulmuşlardır. Nitekim kendi ülke riskini almamak için bu tür fonlar doğrudan yatırımlarının yüzde 94’ünü yabancı ülkelere yapmaktadır. Biz ne yapacağız? Kanal İstanbul! Aferin bize...

★★★

Varlık Fonu’na devredilen şirketlerin geliri bütçeye kaydediliyordu. Bu gelirler olmayınca bütçe büyük açıklar vermeye başladı. Peki, nasıl kapanacak? Daha fazla vergi ile mi?

Bir yandan Varlık Fonu borçlanmaya çalışıyor, diğer yandan Hazine... Bu kadar büyük borçlanma çalışmaları karşısında özel sektöre kredi açılacak para nerede? Yine basacaklar herhalde...

★★★

Ali Babacan’ın; “Varlık Fonu’nu kapatacağız. Tam bir kara delik...” demesi çok doğru ve yerindeydi... Tek bir kişinin imzası ile satarsın ülkenin en değerli şirketlerini... Var mı kendisinin karşı çıkacak yetkisi?

Ona cevaben, “Dünyanın değişik ülkelerinde varlık fonumuzu kapatalım diyen hiç kimseye rastlamazsınız” dedi... Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir fona rastlayamayacağımızı söylemedi!