Düşündürücü bir gidiş: Herkes haksız, bir tek biz haklıyız sonucuna geldik.

NATO üyesiyiz.

Yunanistan haksız. Fransa haksız. İngiltere haksız. ABD haksız. Almanya, “Yunanistan’ın arkasındayım” dedi.

Almanya da haksız.

İtalya ile İspanya.

Ve Portekiz.

AB üyesi bunlar.

Biz AB yolundayız.

İtalya da haksız.

İspanya da haksız.

Portekiz de haksız.

Malta küçük bir ada.

Olsun. Dostumuz.

İki ay önce yanımızdaydı.

Fransız Makron’un Korsika Adası’nda Türkiye’ye karşı düzenlediği toplantı da Yunanistan, İspanya, Portekiz, Güney Kıbrıs liderlerinin yanına Malta lideri de oturdu.

Malta da haksız.

★★★

Sırbistan ile de iyiydik.

Kosova ise canımızdı.

Kosova gitti, ABD Başkanı Trump’ın yanında Sırbistan ile el sıkışıp anlaştı ve sonra da İsrail ile flörte başladı.

Şu Kosova’ya bak!

Et ve tırnak gibiydik.

Kosova da haksız.

Suriye zaten haksız.

Mısır hepten haksız.

İsrail de aynı İsrail.

Bir tek biz haklıyız.

İslam ülkesi geçiniyorlar Birleşik Arap Emirlikleri, uçakları Mısır’dan havalandı ve Libya’da bizim koruduğumuz askeri havaalanına bomba yağdırıp, kaçtılar. Arap dünyasında tek dostumuz kalan Katar’ın ise yakında Birleşik Arap Emirlikleri ile el sıkışması bekleniyor. Libya’da desteklediğimiz Serraj’ın adamları da aniden Mısır’a Sisi ile görüşmeye gittiler. ABD, Kıbrıs Rum Kesimi’ne 33 yıldır uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı. Rusya’da bizim Kıbrıs açıklarında Navtex (uyarı) ilan ettiğimiz denize donanmasını getirip tatbikat yaptı, Rus Dışişleri Bakanı, Kuzey Kıbrıs Rum kesimine gidip, “garantöre ihtiyaç yok...” diye özetleyebileceğim “Türkiye’nin Kıbrıs garantörlüğünü” yok sayan çirkin açıklamalar yaptı.

Rusya, S-400 sattı.

Şimdi!

Bize donanma gösteriyor.

★★★

Sonuç olarak diyeceğim; siyasi, askeri, ekonomik konularda beraber, birlikte olduğumuz bütün ülkelerle fikir, düşünce, eylem ayrılığına düştük.

Herkesle çatıştık.

Komşu diyeceğimiz.

Tek komşumuz kalmadı.

Bunu nasıl başardı?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve kadrosu bu tabloyu, bilerek ve isteyerek yaratırken “ne fayda” umdu? İçeride, kendine oy vermeyenleri, eleştirenleri, muhalefeti, bağımsız gazeteleri ve yazarlarını “iç düşman” ilan etti.

Herkes iç düşman olunca.

Bir tek vatansever kalıyor.

“İç düşman” yaratmak bir siyaset oyunu, bilinen, denenmiş politikacı stratejisi diyelim peki “dış düşman yaratarak” kendine ne fayda umuyor? Herkes, hep bir ağızdan; “dış düşmanlara karşı Reis ne diyorsa” onu tekrarlasın, bunu istiyor olmalı.

Herkes aptal.

Bir tek o akıllı.

★★★

Dün, Korsika Adası’nda Fransız Makron’un etekleri altında toplanan 7 AB ülkesi, “Türkiye masaya oturmazsa Avrupa Birliği ilave kısıtlayıcı tedbirler listesi geliştirmeye hazırdır” tehdidi savurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da onlara “Kurduğunuz o kurt sofrasında biz, size büyük lokma geliriz.” diyerek ağızlarının payını verdi.

Rusya yanımızda değil.

ABD yanımızda değil.

AB yanımızda değil.

Yanımızda Pakistan kaldı.

Çin, teklif bekliyor olabilir.