Üç çarşamba arasında izin günleri rüzgar gibi geçti ve rüya gibi bitti, döndüm geldim. Neler gördüm, yazarak başlayım:

İkiyüzlülük.

Sahtekarlık.

Ahlak çöküntüsü.

Akıl tutulması.

Çözülme.

Çürüme.

Gittiğim yerlerde tanışıp konuştuğum her yaşta insanda “ona oy verenlerin bile büyük bölümü güvenini, sevgisini, saygısını, umudunu, inancını yitirmiş” buldum.

Adaletsizlik yapıyor.

Yanıltıyor.

Adam kayırıyor.

Yönetemiyor.

Diyorlardı.

★★★

Hain.

Ve düşman...

Bu iki “nefret yüklü” kelimede özetlenen ağır suçlamaların vatandaşın nezdinde bir kıymeti yok. Kim adaletsizlik var diye bağırıyorsa, kim rüşveti görüp yazıyorsa, kim kayırmayı dile getirip söylüyorsa, kim Türkiye iyi yönetilmediği için önce işsizliğin, sonra fakirliğin arttığına işaret ediyorsa ona “halkına düşman, devletine husumet besliyor” diye damga vurmak, inandırıcı değil.

İnanmıyor insanlar.

Pazar yerindeydim.

Öylesine dolaşıyordum.

Turp, nane, maydanoz, yeşil soğan satan bir üretici, bahçesinden getirmişti sattıklarını.

Sağ eliyle şekil yaptı.

İşaret parmağını yere paralel öne uzattı. Başparmağını kendi yüzüne doğru tutuyordu.

Ortaya konuştu.

Seni eleştirenleri işaret parmağınla gösterip suçluyorsan bak başparmağın da senin yüzüne doğru dönmüş, “sen ne yaptın... sen ne yaptın....” diye soruyor.

Ülke çapında talan.

Sen bunu yaptın.

Neden böyle yaptın?

★★★

Toroslarda bir köy.

Zeytin ağaçları.

Üzüm asmaları.

Cevizlerin dalları.

Yüklüydüler.

Yamaçtaydı köy...

Akdeniz’e bakıyordu.

“8 torunum var...” dedi köylü ve “devletin halka tuzak kurduğunu görüp yaşamaktayım...” diye devam etti.

Tuzağı anlattı:

Elektrik dağıtım şirketlerini, devletin sahipliğinden çıkartıp tamamı iktidar yanlısı iş adamlarına satarken “şirketler rekabet yapacaklar elektrik fiyatları ucuzlayacak...”  dediler ama tersi oldu. Devleti ele geçirip yönetenler vatandaşa tuzak kurdular.

Satan çoğaldı.

Tel tek kaldı.

Bağ evinin sahibi köylünün yaşayıp gördüğü “elektrik iletim tekelinin” el değiştirdikten sonra da “kayıp ve kaçak bedelinin” dürüst vatandaşın sırtında durduğuydu. Nerdeyse 15 yıl doldu kalkmadı, AKP milletvekilleri Meclis’e “kayıp ve kaçak bedelinin faturaya yansıtılarak ulusal bazda kesilmesine 5 yıl daha devam etmesi için” kanun teklifi verdiler.

Bunlar kimin vekilleri?

Milletin mi?

Tekelcilerin mi?

Bu dağ köyünde.

Böyle bir tespit.

Hiç beklemezsin!

★★★

Dağ köyünde bile vatandaş, “devleti ele geçirenlerin ülkeyi getirdikleri yere”  bakıyor ve soruyor:

Siz ne yaptınız?

Siz ne yaptınız?