“Din var! İman Yok!” başlıklı yazım Elazığ Harput’ta Diyanet’in “Dünyanın en büyüğü, görkemli, kibirli, pahalı dini külliyesini” yaptırmakta olduğu üzerineydi. 63 milyona mal olacak diye temeli atıldı, 90 milyon TL’ye biterse “şükür duası okunacak” harcamaya ulaştı.

Yazılar!

Mektup gibidir.

Sahibini bulur.

★★★

Elazığlı Mesut Gerçek, bana “sahibini arayan mektup” misali şunları yazdı: “Seko Mahallesi’nin evleri iki katlı ahşap ya da mozaik desenli, genelde de cumbalıydılar. Evlerin arka kısmında küçük bahçeleri vardı. Bahçelerinde genellikle dut, kiraz, erik ve badem ağaçları, her renk gül fidanları ve mis kokulu leylak ağaçları bulunurdu. Ekmek yapmak için bahçe tandırları yanardı. Bahçelerde kavurma da yapılır, hısım, akraba, komşular davet edilir, birlikte yendikten sonra kışlık kavurmalar depolanırdı. Ekmek pişirilirken de kışlık peynir vurulurken de mahalledeki dayanışmalar pekiştirilirdi. Seko Mahallesi’nde Aleviler, Sünniler, Zazalar, Türkler, Kürtler ve Ermeniler birlikte yaşardı. Neredeyse herkes birbirini tanır. Herkes dini inançlara saygı gösterirdi. Seksen darbesinden sonra mahallenin adı Mustafa Paşa Mahallesi olarak değiştirildi. Doksanlara gelindiğinde mahalle göç almaya başladı. Ahşap yapılar yetmez oldu. 2 katlı, cumbalı evler yerini çarpık yapılara bıraktı. Rant peşinde koşan köylü kurnazı tipler müteahhitliğe soyundu. Arka bahçelerde beton binalar yükseldi. Belediyelerde adamını bulan ya da rüşvetle iş yaptıran sözde müteahhitler bir anda mahalleyi baştan aşağı yıktılar. İşte Mustafa Paşa Mahallesi son depremde yıkıntı resimleriyle ve canını yitirenlerle gündeme geldi...”

★★★

Elazığlı Mesut Gerçek’in anlattığı bahçeli evler modeli tüm Türkiye kentlerinde, geliştirilerek, devam etseydi ülkemiz cennet olacaktı.

Cennet olamadı.

Öbür dünyada cennete gitmek için bu dünyanın en büyük dini külliyesi Elazığ’da dikiliyor ama depreminde evsiz kalanlara çadır yerine konteyner vermek için devletin imkanları da yetmiyor.

Din var!

İman yok!

Göz var!

İzan yok!

Diyanet çok büyük para harcayan kurum oldu. Bu yıl Bütçe’den 11.5 milyar TL alıp harcayacak. Bütçe büyüklüğüne göre Diyanet’in harcadığı para 16 bakanlıktan sekizini geride bırakıyor.

★★★

Diyaneti bu tür kibirli harcamalardan caydıracak bir model bulunabilir mi? Din adamlarının aylığını İngiltere ve pek çok Batı ülkesinde olduğu gibi devlet bütçesi değil dindar insanlar karşılasa bizim Diyanet bu kadar kibirli harcama yapmaya devam edebilir mi? Politikacılar, iktidar partileri, cumhurbaşkanları; din adamlarını ve camileri kontrol altında tutmak ve tarikatlara hoş görünmek için Diyanet’e 8 bakanlıktan daha fazla para aktarıyorlar.

Göz var!

İzan yok!