Horlanan, küçük görülen, küçümsenen,  “yaptırım uygulayacağız” diye korkutulan yalnız kalmış bir Türkiye vardı. Sonunda gömlek değiştirdiler. Şimdi silah gösteriyorlar.

Helikopterle geldiler.

Hışımla indiler.

Alman firkateyni baskıncılarını Yunanistan Deniz Kuvvetleri’nden bir yüksek rütbeli NATO komutanı yönetiyordu. Almanya, Yunanistan NATO üyesi ve Türkiye’nin sivil gemisine, izin almaksızın baskın yaptı. Biz de NATO üyesiyiz... NATO, NATO’ya silah çekmiş oldu, NATO Türkiye’ye namlu gösterdi!

Silah aradılar.

Bulamadılar.

Çünkü gemide silah yoktu, Türk devleti bayraklı gemi gıda ürünleri taşıyordu.

Silahlı baskın!

Deniz Hukuku’na aykırıydı.

Baskın, basanın oldu.

Karşılığı olmalıydı.

Bir Alman gemisi ile bir Yunan gemisi Boğazdan geçerken; “silah taşıyor olabilirsiniz diye şüphe ettik, aramaya geldik, kaldırın ellerinizi, duvara dönün” diye anında baskın yemeliydi.

Biz görmeliydik.

Dünya da duymalıydı.

Bizi yönetenler: İçeride aslan. Dışarıda kedi. Alman firkateynin zorbaları, ne bayrak devleti olarak Türkiye’den ve ne de geminin kaptanından izin almadan, silahlı baskın yapıldı. Bizi yönetenler bu düşmanlığı “protesto etmekle” yetindiler.

★★★

Türkiye’nin böyle bir ülke durumuna düşmemesi ve düştükten sonra da “gözyaşını protesto mendili ile silmeye çalışan” gariban görüntüsüne girmemeliydi.

Korkutuyorlar!

Horluyorlar!

Aşağılıyorlar!

Türkiye, korkutulacak ülke olmamak için önceden korkularını yenecek kadar iradeli ve bilgili bir ülke olmalıydı. Alman firkateyninden silahlı baskının yapıldığı saatlerde Birleşik Arap Emirliği de vatandaşlarına vize vermeyi durdurduğu ülkelerin listesini yayınladı. Dubai Havaalanı Serbest Bölge (Dubai Airport Freezone) antetli açıklamaya göre, BAE’nin girişine yasak koyduğu liste şöyle:

Yemen.

Suriye.

Irak.

Libya.

Afganistan.

Pakistan.

Somali.

Lübnan.

Kenya.

Tunus.

Cezayir.

İran.

Ve Türkiye vatandaşları...

★★★

Varsayalım ki, BAE salgın nedeniyle ülkesini korumak için ülkesine sokmayı yasakladıkları arasına Türk vatandaşlarını da koydu. Ama dikkat edin listede Mısır yok, Hindistan yok ama BAE’ye bile giremeyecekler listesinde Türkiye vatandaşları var...

Gemisi basılan.

Yalnızlaşan.

Horlanan!

Doğu Akdeniz’den sürülmek istenen, Avrupa medeniyetinden dışlanan, komşularıyla sorunlu, Müslüman Arap ülkelerinden bile uzanacak bir el bulamayan, dostlarını sıfırlamış, ekonomisi çöküş belirtileri gösteren, enflasyonu yüksek, gelir dağılımı daha da bozulan, potansiyel büyüme oranı pörsütülmüş, içeride insanları korkutulan, hakimleri ve savcıları iktidarın ağzına bakan, eğitimin kalitesi düşük, Avrupa Birliği’ne, ABD’ye, Rusya’ya yalancıktan bağırıp, içe propaganda yapan bir ülke olduk.

Türkiye’yi yönetenler:

İçeride kükreyen aslan.

Dışarıda süt dökmüş kedi.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Öğretmen!


Büyük yazarlarımızdan Fakir Baykurt roman, hikaye 50 kitap yazdı. 40 yıl öğretmenlik yaptı. Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) kurucusu oldu ve başkanlığını da yaptı. Öğretmeni şöyle tanımlamıştı: Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir. Ders veren ve boyun eğmeyen öğretmenler, baskıya uğradı, sürgüne gönderildi, açığa alındı, vuranı bulunamayan cinayetlerle öldürüldü. Fakir Baykurt’un başkanlığı sırasında TÖS’ün toplantı yaptığı sinema salonunu binlerce kişi tekbir getirerek basıp yakmaya kalkıştı. Bu kışkırtılmış saldırı eğitim tarihimize “1969 Kayseri Olayları” diye geçti. Dün öğretmenler günüydü, bütün öğretmenlerimize kutlu olsun. Bugün öğretmenlerimiz cehaletle, gerilikle savaşmaya devam ediyor ve eğitimin kalitesinin yükseltileceği günleri umutla bekliyorlar. Bugün öğretmenlerin yüzde 72’si aldıkları maaşın verdikleri öğretmenlik hizmetinin karşılığı olmaktan çok geride bulunduğu tespitini yapıyorlar. Yalvarmıyorlar sadece tespit yapıyor ve ders vermeye devam ediyorlar. Unutma!