Ben gördüğümü yazıyorum: Cumhurbaşkanı konuşmaya başlayınca izleyenler, TV’yi kapatıyor. Geçen gün de gençlerle video konferans yoluyla buluşma yaptığı bir “beğendirme yayını” sonrası “beğenmedik” hücumuna uğradı. “Oy-Moy yok” diye eylem başlatan gençlerin sayısı 325 bini bulunca video yayına kapatıldı. Video yayına kapatıldığı dakikada “beğendik” diye “destek duygusu” atanların sayısı 82 bindi.

Çok fark var.

Organize bunlar...

“FETÖ’cü bunlar...

Dediler...

★★★

Ben hatırlıyorum eski Cumhurbaşkanları Turgut Özal ile Süleyman Demirel’in son günlerinde de izleyenler, TV’yi kapatmaya başlamıştı. Süleyman Demirel ile Turgut Özal da tıpkı şimdiki Cumhurbaşkanı gibi “Türkiye’yi yatırımlarla ve dev projelerle büyüttüklerini” söylemekteydiler.

Demirel, barajlar kralı.

Özal, otoyollar kralı.

İlan edilmişlerdi.

Gerçekten de “barajların çoğu ve GAP” Demirel döneminde ve otoyolla tanışma da Özal dönemindeydi fakat işsizlik, hayat pahalılığı, geçim darlığı, fukaralık, gelir uçurumu artınca ve öbür yandan iktidarın “israfı ile adam kayırması” saklanamaz derecede büyüyünce halkın gönlündeki krallıkların devrildiğini gördük.

Yaşadık.

Tarih tekerrür ediyor!

★★★

Bugünkü Cumhurbaşkanı henüz İstanbul Belediye Başkanlığı’na adaylığını koyduğu 1994 yılında “Tek servetim parmağımdaki alyans” demişti. Cumhurbaşkanı olunca da Çankaya Köşkü’nü beğenmemiş, “itibardan tasarruf olmaz” diyerek Külliye Sarayı yaptırmıştı. Benim gözlemlediğim mekanda vatandaşın TV’yi kapatması Cumhurbaşkanı’nın “Ben de işçi kökenliyim...” cümlesini kurduğu yayına denk geldi. Kumandaya basıp TV’yi kapatan hiç de öfkeli biri değildi fakat “işçi kökenli ama Cumhurbaşkanı olunca Çankaya Köşkü’nü beğenmedi...” diye mırıldanıyordu.

★★★

Gençlerin çoğu işsiz.

Babalar işini kaybetmekte...

İşi olanlar ise “kıdem tazminatlarını yitirecekleri korkusuna” düşmüşler. Bu tablo karşısında; “...Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve kendisi de işçilikten gelen bir ferdi olarak...” diyen cümleler kurarsanız, “beğenmedik tavan yapar” kapatırlar TV’yi!

Ve başlarlar sıralamaya:

1150 odalı Saray yetmedi.

İkincisini yaptırdın.

İkincisi kesmedi.

Üçüncünü...

İsraf Sarayı:

1 dakikada.

1 asgari ücreti harcıyor.

2018 yılı Sayıştay Raporu’na göre Cumhurbaşkanlığı giderleri, bir önceki yıla göre yüzde 160 artış gösterdi.

2017 yılında:

362 milyon TL.

2018 yılında:

943 milyon TL’ye çıktı.

Mutfak harcaması:

İkiye katlandı.

Yolluk gideri:

14 milyon TL idi

22.8 milyona çıktı.

Personel gideri:

106 milyon TL idi.

181 milyon TL’ye fırladı.

Tören masrafı:

36.2 milyon TL idi.

48.9 milyon TL oldu.

★★★

Bunlar 2018 harcaması ve Sayıştay Raporu’nda böyle kalem kalem gidiyor.

2020’de kaç oldu?

2021’de nereye?

Cumhurbaşkanı, partisinin son seçim bildirgesine “polis-hemşire-öğretmen-din görevlilerine 3600 gösterge” sözünü koydu fakat yerine getirmedi. Muhalefet liderleri, “Sarayın yıllık masrafının sadece üçte biriyle 3600 gösterge sözü yerine getirilebilir” diye konuşuyorlar. Vatandaş muhalefeti dinliyor.

Cumhurbaşkanı görünce!

Uzat şu kumandayı!

İşçiydin sen!

İşçi kalacaktın!