Bir anı kitabında okumuştum. Bizim gazetecilik ağacına silinmez çentikler atabilen yazarlardan biri olan Falih Rıfkı Atay, Dünya Gazetesi’nin kurucusu ve başyazarıydı.1958’li yıllarda iktidar, “Basın Kanunu’nu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu, Tahkikat Komisyonu Kararlarını çıkardığı gün” Falih Rıfkı Atay, Dünya Gazetesi’nde “Karanlığa girdik” başlığını atmış.

Ondan kopya ediyorum.

Karanlığa mı girdik?

Biz nasıl bir devletiz?

Çadır devleti miyiz?

Kabile devleti mi?

7 gün önceydi.

Bir TV programında bir türbanlı hanım şunları söyledi:

“15 Temmuz kursağımızda kaldı... Yani yapamadık istediklerimizi. Boş bulunduk. Yani yanlış anlaşılmasın doğru anlaşılsın bizim aile şöyle bir 50 kişiyi götürür... Biz çok donanımlıyız bu konuda maddi ve manevi olarak. Ayaklarını denk alsınlar. Bizim hâlâ sitede var 3-5. Benim listem hazır açıkçası.”

7 gün geçti.

Ne bir savcı çıktı.

Ne bir iktidar sözcüsü.

“Sen ne diyorsun hanım, burası çadır devleti mi, Afrika’da bir kabile devleti mi? Bu ülkede her isteyen kendi hüküm verip, kendi infazını yapar diye bir yasa, gelenek, usul mü var?” diye sormadı.

★★★

Dini kıyafetli biri çıktı.

Mermi dolu kavanoz fotoğrafının yanına muhalefet partisi lideri ile önde gelen iki partilinin ismini etiketledi ve altına şunu yazdı:

“Ben has Karadenizliyim bir dolu var.... Patlamasını istemiyorsanız adam olun reise bir şey olur ya da darbe olursa hiç kuşkunuz olmasın önce sizi öldürürüm.”

İki hafta geçti.

Ne bir savcı çıktı.

Ne iktidar sözcüsü.

“Sen ne diyorsun vatandaş, burası çadır devleti mi, Afrika’da bir kabile devleti mi, burası kendi hükmünü kendin ver, kendi infazını kendin yap ülkesi mi?” diye sormadı.

★★★

Biri daha çıktı.

Kestirmeden konuştu.

Aynen şunları söyledi:

“Erdoğan’ı devireceğiz, idam edeceğiz diyorsunuz. Karınızı, çocuklarınızı nasıl koruyacaksınız bizden?... Biz bir daha sokağa çıkarsak eğer kimleri toplayacağız, listelerden haberiniz var mı sizin?... Zulalardan, listelerden, yaşanacaklarından haberiniz var mı?... Ailenizi, kendinizi nasıl koruyacaksınız? Bir intikam faslı başlar ki bu ülkenin vatanseverlerini yiğitlerini durduramazsınız...”

15 gün geçti.

Ne bir savcı çıktı.

Ne iktidar sözcüsü.

“Nerede yaşıyorsun?”

Demediler.

★★★

Listem hazır.

Diyorlar.

50 kişiyi götürürüz.

Diyorlar.

Listelerden haberiniz var mı?

Diyorlar.

Karınızı.

Diyorlar.

Çocuklarınızı.

Diyorlar.

Nasıl koruyacaksınız?

Diye tehdit ediyorlar.

Ne bir savcı çıktı?

Ne Cumhurbaşkanı?

Bu insanları kınayan, kendine gelmeye çağıran, arkalarında örgütlü bir yapının olup olmadığını sorup sorgulayan tek laf etmedi.

★★★

Bu ülkede her renkten bütün muhalefet, bütün basın, bütün yazar çizer, “seçimle gelen seçimle gitmeli” diyor. Darbe olacak algısı arkasına sığınarak “çocuklarınızı karınızı nasıl koruyacaksınız...” diyenleri bir savcı çıkıp da niçin sorguya çekmiyor?

Karanlığa mı girdik?