Tansu Çiller, iyi eğitimli, ABD’de doktora yapmış, ekonomi profesörü ve eşi de banka genel müdürlüğüne kadar yükselmiş, iki oğlu olan, İstanbul Boğaziçi’nde yalıda oturan örnek bir ailedendi. Politikaya girdi. 1992 yılında devlet bakanı 1993 yılında da hem Doğru Yol Partisi (seçimle iktidar olmuştu) Genel Başkanı hem de ilk ve tek kadın Başbakan oldu.

Maddi durumu iyi.

Paraya ihtiyacı yok.

Demokrasiyi özümsemiş.

“Yaşasın Cumhuriyet” diyor.

İfade özgürlüğünden yana.

Radyolara özgürlük istiyor.

Yoksulluğu ve işsizliği bitirmeye kararlı duruşu var. Seçimler sırasında meydanlara derya kalabalıklar topluyor ve “herkese bir ev ve bir otomobil” diye halkı “çift anahtar sahibi” yapma programı açıklıyor.

★★★

O sırada!

Türkiye kabına sığmıyor.

Yönünü Avrupa Birliği’ne tam üye olmaya dönmüş. Tansu Çiller de Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmuş bir Türkiye yapma sözü veriyor. Rüşvet bitecek. Devleti soymak bitecek. Hısım, akraba, kişi kayırma kollama, imar rantı ile kişi zengin etme bitecek. Ekonomide verimsizlik bitecek. İhracat ile ithalat dengesi ülke insanının zenginleşmesi yönünde kurulacak. Avrupa’da ne varsa; bağımsız yargı, bağımsız yasama, bağımsız yürütme, bağımsız basın, ileri parlamenter demokrasi, yüksek rekabet, liberal ahlak, din istismarı yapmayan siyasetçi hepsi Türkiye’de de olacak. Böylece Atatürk’ün “çağdaş uygarlık vizyonu” da Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde hedefine vidalanacak. Türkiye, tarihsel misyonu olan Avrasya’da hatırı sayılır bir bölgesel güç merkezi haline gelecek. Ve aynı zamanda Türkiye, “İslam ülkeleri” ile “Türk Dünyası ülkeleri” için örnek alınan ve tartışmasız parmakla gösterilen bir devlet ve yönetim modeli olacak.

★★★

Yıl 1993’tü.

Olacaktı.

27 yıl akıp geçti.

Olamadı.

Tansu Çiller’in hizmetçisinin üzerine Kuşadası’nda çiftlik satın aldığı, “Hadi Türkiyem ileri...” diyerek halka hava verdiği günlerde ABD’de otel ve alışveriş merkezi sahibi olduğu ortaya çıktı. Siyasi hayatı bitti, yalısına çekildi, fakat Türkiye’de parlamenter demokrasiyi çıkmaza sokan, başbakanlığı kaldırıp, partili cumhurbaşkanlığı sistemi kuran Tayyip Erdoğan’ı seçim günlerinde bizzat yan yana görünerek destekledi.

Sonuç:

İmar rantı avantası!

Tansu Çiller’in iki oğlunun da yönetim kurulu üyeliği yaptığı bir şirkete ait, İstanbul Sarıyer Kilyos’ta 3. derece doğal SİT alanı içinde bulunan 30 bin metrekarelik arazinin imarını Çevre Bakanlığı, bir gecede değiştirdi. Bizim SÖZCÜ muhabiri Özlem Güvemli’nin yazdığı habere göre, inşaat yapma imtiyazı 5 kat arttı. 4 bin 500 metrekare inşaat yapma hakkı olan arsaya 24 bin metrekare inşaat dikme fırsatı verildi. Devlet Bankası kasasından (Halk Bank) 1.8 milyon Euro ve 100 milyon TL kredi çekilerek ipotek edilmiş bu arsayı Tayyip Erdoğan’a bağlı Çevre Bakanlığı, “düşük yoğunluklu konut alanı” olmaktan çıkarıp “üstüne otel yapılacak turizm tesis alanına” dönüştürdü.

Kokmuş düzen!

Devam ediyor!