Cumhurbaşkanı “bir manevrayla onu dışarı çıkarttılar” diye alınan kararı ötekileştirdi. Hukuk ve adalete, mahkemeye ve yargıya manevra sokulduğunu iddia etti. Hukukçular ise alınan karara hem sevindiler hem çok şaşırdılar.

Sevindiler.

Çünkü delil yoktu.

Kanıt yoktu.

Örgüt yoktu.

Yapılmış darbe yoktu.

Yapılmamışı da yoktu.

Dosyanın içi boştu.

9 sanık en az 1 milyon kişinin İstanbul sokaklarına döküldüğü ve 79 kentimizde de insanların gösterilerle iktidarı protesto ettikleri “Gezi Olayları Davasında” yargılanıyordu.

Bu nasıl örgüt?

Milyonları sokağa döktü.

Bağlantıları nedir?

Mahkeme heyeti sonunda 9 sanıkla ve onların içinde 840 gündür hapiste yatan biri (Osman Kavala) ile bir bağlantı bulamamış olmalı ki “beraat” verdi.

Hukukçular buna sevindi.

Alkışlamak istediler.

★★★

Dile kolay!

840 gün!

Adamı içeride yatırıyor ve diğerlerini de “kitleleri sokağa dökerek iktidarı devirme niyetli kişiler” diye suçlarken tek gün olsun  “nerede kanıtlar, nerede bağlantılar, nerede şahitler, nerede iddiaların dayanakları” diye sormamış hakimler heyeti kararını veriyor.

Bunlar suçsuz.

“Örgüt de kurmamış, dış bağlantısı da yok, Soros’dan da para almamış, cep telefonunda bulunan ve Türkiye’yi bölünmüş gösteren harita ise aslında Anadolu yaylalarındaki ve florasındaki arı türlerinin coğrafi dağılımını gösteriyormuş, bu arı türü haritası Türkiye’yi bölme planının bir kanıtı olamaz” demişsin.

Adam hapisten çıkacak.

Hazırlanıyor.

Yakınları seviniyor.

840 gün içeride yatırıp sonra “suçsuz bu...” dediğiniz adamı bu kez 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili bir soruşturma için alıkoyup tekrar hapse tıkıyorsunuz.

Manevraya bak!

Beraat kararı hapishane kapısından dönüyor. Bu davada önceki duruşmalardan birinde “840 gün hapiste yatırdığın adamın tahliyesini isteyen hakimi” başka bir göreve vermişsin. Gezi protestoları sırasında Ali İsmail Korkmaz adlı öğrenciyi yerde yatarken tekmeleyen ve hayatının baharında bir üniversiteli gencin ölümüne sebep olduğu kesin görüldüğü için hapis cezasına çarptırılan polisi de “davaya mağdur sıfatıyla katılmasını” da kabul etmişsin.

Manevra korkunç!

★★★

Bu manevra düzeninden!

Ne hukuk tarihi çıkar.

Ne hukuk felsefesi.

Ne hukuk fakültesi!

Bu manevraya ne adalet dayanır, ne hukuk, ne yargının bağımsızlığı, ne hukukun üstünlüğü.

Türkiye bu kadar zavallı bir ülke değil, onu dünyanın gözünde yargı bağımsızlığını yiyerek yaşayan geri bir ülke durumuna düşürmeye hakkınız yok.