“Saray” diye kısa yazıyorum. Başlık uzamasın diye “Saray” diyorum. Bir de siz okurları ilave zahmete sokmak, “bu yazar ne demiş” diye ayrıca külfet yüklemek de istemiyorum. Kısaca “Saray” demenin uzun anlatımı: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yönetilen Türkiye Ekonomisi” demek.

500 günde uçacaktık.

Destan yazacaktık.

Dünya’nın 10 büyük ekonomisinden biri olma yolunda Türkiye çok sağlam adımlar atmış olacaktı.

★★★

Halka içinde halkalar.

Daire içinde daireler.

Şık şemalar çizmişlerdi.

TV ve gazetelerde; “Türkiye tipi Türk Başkanlık Devrimini” sırtlayıp taşıyacak “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Teşkilatını” kırmızı renk daire ile yarım daireler üzerine kara siyah noktalar koyarak anlatmışlardı. Her kara noktanın karşılığında şunlar vardı.

16 Bakanlık.

9 Kurul.

4 Ofis.

8 Başkanlık.

1 Genel Sekreter.

1 Özel Kalem.

Bunların en üstünde de “Başkan (partili Cumhurbaşkanı)” bulunuyordu. Bütün güçler ve son karar verme yetkisi Başkan’ın elinde toplanıyor, böylece Türkiye ekonomisinde enerji enerjiyi çekiyor büyük sinerji doğuyor ve uçuşa geçiyorduk.

★★★

500 gün doldu, bitti.

Saray modeli “memurlara ağaç kemirtir” görüntülere geldi dayandı. Önceki gün memurlar, Ankara’da bir meydanda sembolik olarak “odun talaşını suyla karıştırıp talaş çorbası” yapan ve talaş çorbasını kepçelerle kaselere doldurup birbirilerine servis ettikten sonra yanında da odun parçalarını ekmek niyetine kemiren memur görüntüsü verdiler.

Protesto biçimi.

Kendilerini ifade ettiler.

★★★

Memurlar zor durumda.

Maaş artışı düşük kaldı.

Geçinemiyorlar.

İşçiler zor durumda.

Ücret artışı düşük kaldı.

Geçinemiyorlar.

Emekliler zor durumda.

Geçinemiyorlar.

Esnaflar zor durumda.

Siftahsız dükkan kapatıyorlar.

Çiftçiler zor durumda.

Ürünleri para getirmiyor.

Tarlaları terk ediyorlar.

Gençler zor durumda.

İş bulamıyorlar.

500 günün sonunda Türk ekonomisi, dünyada en yüksek faizle dış borç alan ülke durumuna düşürüldü. 500 gün geçti, Türkiye ihraç ürünleri içine bir tek yeni kalem ilave edemedi.

★★★

500 günün sonunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Yönetilen Türk Ekonomisinin tek kazancı Katar Şeyhi’nin gönderdiği “hibe uçak” ile partili Cumhurbaşkanı’nın damadının Hazine’den ve ekonomiden sorumlu bakan yapılması oldu. Memurun kendilerini ağaç kemirir durumda ifade etmesi, Türk ekonomisinin “IMF reçetesi ile çıkış aradığının” en somut göstergesidir.

Damat bakan oldu.

Memur ağaç kemirir duruma düştü. Çünkü bütçe açığı 40 milyar TL’yi geçti, IMF reçetesinin benzeri uygulanmak zorunda kalındı. Damat en katıksız IMF’ci çıktı!