Daha doğrusu saray yapmayıp, sosyal devletin dar günler için halka destek sistemini güçlü tutacaktınız.

Aklı ciddiye almadınız.

Bilimi öne geçirmediniz.

Zor günleri düşünmediniz.

Bizi de dinlemediniz.

Gazetemizden korktunuz.

THY uçağına bile sokmaktan çekindiniz. Saray yapmayın, hazır Çankaya Köşkü var orada çalışın diye ilk kez bizim gazete ve ben yazdım. Bekir de yazdı, Emin de yazdı, Yılmaz da yazdı. Uğur da yazdı, Soner de yazdı, Rahmi Bey ile Ege Bey ve Saygı da yazdı. Devletimiz güçlüdür dediniz. Kendinize 1100 odalı saray yaptınız. Şimdi halktan bağış isteyip “Biz Bize Yeteriz” diyerek vatandaştan fitre-zekat beklemektesiniz.

Siz niçin varsınız?

Saray yapmak için mi?

Saray!

Dilimin ucuna geliyor.

Gelmesin mi?

★★★

Salgın belasının ülke ekonomisinde yarattığı darbeyi gidermek için “Kalkan” adlı 100 milyar TL’lik paketi 1100 odalı Saray’da değil Çankaya Köşkü’nde toplanarak açıkladınız. O toplantıda “şu zor günlerde örnek olsun diye Beştepe’deki Saray’ın da hastaneye dönüştürüleceğini” halka açıklamış olsaydınız, bugün “Biz Bize Yeteriz” çağrınızın anlamı olacaktı.

Evet biz bize yeteriz.

Dar günde birleşiriz.

Olan, olmayana verir.

Vergilerimizi öderiz.

Zor gün gelince.

Devleti yanımızda bekleriz.

★★★

Devleti israfa batırmayın.

Şatafatı örnek yapmayın.

VİP uçak filosu kurmayın. Bir yabancı ülkeden 500 milyon dolarlık pahalı uçak hediyesi kabul etmeyin.

Dedik, yazdık.

Dinlemediniz.

VİP uçak filosunda patlama yarattınız. Zor günler için elde tutulması gereken Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesini ve İşsizlik Fonu’ndaki 134 milyar TL’yi de harcayıp tükettiniz.

Bize de dönüp:

Büyük devlet.

Büyük devlet.

Dediniz.

Nerede şimdi bu büyük devlet? Büyük devlet “zor günde vatandaşın fitre ve zekat parasıyla mı işsiz kalanı” korumaya kalkar? Devletin gücü “beni bu virüs öldürmez sizin düzeniniz öldürür” diye fikrini söyleyen Hataylı TIR şoförünü susturmaya mı yeter.

★★★

Yedek ödenek.

Örtülü ödenek.

Kışlık Saray ödeneği.

Yazlık Saray ödeneği.

200 eskortlu gezi.

Bakandan müsteşara, validen kaymakama, genel müdürden yardımcısına, danışmandan devlet şirketi genel müdürüne, Diyanet Başkanı’ndan Meclis Başkanı’na bütün devlet önde gelenlerine “bol harcama-bol ödenek-bol israf” model oldu.

Yapmayın diye yazdık.

Güçlü devlet.

Güçlü devlet.

Diye bizi susturmaya, korkutmaya kalktınız. Nerede şimdi bu güçlü devlet?

★★★

18 yıl önce iktidara geldiğinizde devletin gücü fakire- fukaraya- garibe- gurabaya “kömür yardımı- pirinç ve makarna kolisi” vermeye yetiyordu. Valilere emir veriyordunuz; “devletin parasıyla alınmış koliyi fakire geciktirmeden” götürmekle görevliydiler. Şimdi valiler, “halkın yardımıyla alınmış koliyi yine halkın muhtaç kesimine lojistikle” görevliler.

Algıyla!

Devlet güçlü olmuyor!

Algıyla!

Sosyal devlet de olmuyor!