Nasrettin Hoca, eşeğini ahırda unuttu, “Eşeğimi kaybettim... Eşeğimi kaybettim.” Diye dövünmeye başladı. Sonra ahıra baktı, eşeği bağladığı yerde gördü; “Buldum... Buldum...” diye sevindi. Bütün köyü meydana sevinmeye çağırdı.

Benziyor.

ABD’yi kaybetti.

İngiltere’yi kaybetti.

Japonya’yı.

Almanya’yı kaybetti.

Bu ülkeler Türkiye ile “Swap anlaşması” yapmaktan vazgeçtiler. Yenisini yapmaya yanaşmıyorlar. Türkiye ekonomisi dibe vurmuştu. Korona salgını ile de “ekonomide iç güven ve dış güven çöküntüsüne” iyice girdi. Dışarıdan dış borç bulmakta (taze dolar) zorlanır oldu.

Katar’a gidildi.

Swap anlaşması yapıldı.

SWAP: Güven ithalatı.

SWAP: Kaybedilen güvene yeniden bulunmuş havası, boyası, süslemesi, maskesi ve makyajı giydirmenin yolu. Katar, VIP hediye uçak vermişti. Tank Palet Fabrikası’nı aldı. Şimdi SWAP veriyor, ne alacak?

★★★

18-19  yıl boyunca Cumhuriyet’in biriktirdiği ne var ne yok satıldı, bitirildi. Dış borç 127 milyar dolardı 500 milyar dolara dayandı. Geride yolcu garantili üç köprü, sekiz duble yol, 4 otoyol, 2 hızlandırılmış tren hattı, 1 cumhurbaşkanlığı sarayı, Çamlıca’ya dünyanın en büyük camisi, üç şehirde yığılmış 250 AVM, hasta garantili şehir hastaneleri, betonlaşan, trafik cinnetine düşmüş kentler, kentlerde çok yüksek yoksulluk, kırlarda batmış bir tarım sektörü, gerilemeye başlayan milli gelir, orta gelir tuzağından çıkamayan bir ülke, içi yeniden batık kredi ile dolmakta olan bankacılık kesimi, ithal mala bağımlı ihracat ve  alev olmuş işsizlik...

Büyüyen bütçe açığı...

İnmeyen enflasyon...

Değeri eriyen TL...

Ve sonunda içe kapanma!

Son 30 gün içinde 4 bin kalem ürünün ithalatına geçici gümrük vergisi konulmuştu, önceki gün de 800’den fazla ürünün ithalatına ek vergi getirildi. Maliye Bakanı, “Türkiye’yi ithalat cenneti yaptılar” diye yakındı.

Yani!

Al abdestini.

Ver pabucumu.

(Nasrettin Hoca’nın “Al abdestini- Ver pabucumu” hikayesi var, bulup okuyabilirsiniz.)

★★★

Bakan, “Türkiye’yi ithalat cenneti yaptılar” diye havayı yumrukluyor.

Kim yaptı?

18 yıldır iktidarsınız.

2002’den bu yana Türkiye’nin ithalatı yüzde 75 büyüdü ve ihraç malları üretiminin içindeki ithal mal payı yüzde 60- 70’e kadar çıktı, aşağıya inmiyor. Türkiye’nin dünya ticareti içindeki payı da çakıldı, aynı yerde kaldı.

Katar ile Swap yaptık.

Hadi sevinelim!


Dilimiz!


Çok değil; 10- 15 yıl önce TV’lerde ikili- üçlü programlarda “komiğime gidiyor- Oha filan oluyorum” diyen anlatımlar belirmişti. Ne oluyoruz, dilde ki bu çarpılma neden derken ardından daha beteri geldi.

Eğitimli insanlar.

Türkçeyi açıkça ötekileştiren sorumsuz bir akıma alet oldular. TV ekranında fikir sergileme programlarında kullandıkları her 10 kelimeden 2’si ya da 3’ü yabancıydı.

“Sorumluluk” yerine

“Responsilite”,

“Felaket” yerine

“Katastrof”,

“Varsayım” yerine

Hipotetik”,

“Basmakalıp” yerine

“Streotip” diyorlardı.

Türkçeyi yabancı kelimelerin esiri haline getiren bu çok bilmiş akımın devamı “futbol yorumcularının” saatler süren ve çok izlenen programları ile gelmişti. Spor yorumcuları neredeyse yarı yarıya ve yerli yersiz yabancı kelimelerle konuşur oldular.

★★★

Bugün zıvanadan çıktı.

Geçen hafta bu köşede “Türkçenin yabancı kelime ve kavram saldırısı altında olduğunu” anlatan yazım üzerine Ahmet Faik Afyonlu, TV ekranındaki konuşmalarda kullanılan “yabancı kelimelerin” bir listesini gönderdi:

“Sunucu” yerine

“Spiker”

“Tanıtım” yerine

“Demo”

“Geçmezlik”“İzolasyon”

“Salgın”“Pandemi”

“Kır yemeği”ne “Piknik”

“Bilgisayar” yerine

“Computer”,

Hava yastığı” yerine

“Airbag”,

Ünlü oyuncu” yerine

“Star”

“Önemli”ye “Flash”

“Bakkal”a “Market”

“Dükkan”“Butik”

Torba”ya “Poşet”

“Ucuzluk” yerine

“Damping”,

Gösteri yapan” yerine

Showman”,

Mağaza” yerine

“Süpermarket”,

“Kişisel merak” yerine

“Hobby”,

Top sahası” yerine

“Stad”,

Sergi odası” yerine

“Showroom”,

“Meslek ustası” yerine

Duayen”,

“Ayaküstü yemek” yerine

“Fastfood”,

“Karşılayan” yerine

“Resepsiyonist”

“İşhanı”na “Plaza”

“Bedesten”“Galeria”

“Saygınlık” yerine

“Prestij”

“Yemek listesi” yerine

“Menü”

“Hesap”a “Adisyon”

“İki katlı ev” e “Dublex”.

“Üç katlı ev”e “Tripleks”

“Giriş”“Antre”

“Bitki örtüsü”ne “Flora”

“Sevimli”ye “Sempatik”.

“Sevimsiz”e “Antipatik.

“Hasret””Nostalji”.

“Destekçiye”“Sponsor”.

“Eşkıya”ya “Mafya”

“Ahlaksız”a “Lümpen”

“Pekala” yerine “Okey”.

“İlan tahtası”na “Bilbord”.

“Koruma”ya “Bodygard”.

“Merkez”“Center”.

“Vurguncu”ya “Spekülatör”.

“Kahvahene”ye “Kafe”.

“Koku”ya “Parfüm”.

“Don”“Slip”.

“Gecelik”“Pijama”.

“Meyhane”ye “Bar”.

“Ayakçı”ya ”Valet”.

“Bebek arabası” yerine

“Puset”

★★★

Bunun gibi daha yüzlerce kelime TV ekranında, radyoda, gazetede, konferansta, kitapta, bildiride kulaktan kulağa akıyor, kulaklardan zehirleniyor Türkçe dili! İslamcı AKP iktidarı döneminde de 22 yıl boyunca  Arapça kelimelerle Türkçe’ye dudak bükmeler başlatıldı.

Dilde mucize!

Kelime ithalat cenneti olduk.