Vergi kaçırma mı?

Vergiden kaçınma mı?

Peçeleme mi?

Acaba hangisi?

Muhasebeciler, vergi uzmanları, müfettişler buna “peçeleme” diyorlar. Ben “takke giydirme” yani kısaca “takkeleme” derim. Çünkü Kızılay üzerinden yapılan bağış zincirinin halkaları içinde dine hizmet ettiğini söyleyen bir vakıf olan ENSAR var. Ayrıca yine dindar ve manevi yanını öne çıkartan Amerika’da kurulmuş ve Türkiye’de yerli bağlantıları olan TÜRKEN diye bir başka vakıf. Sahipleri namazında niyazında olan BAŞKENTGAZ’ın Kızılay’ı “taşıyıcı ya da- kurye” olarak kullanıp Ensar Vakfı’na gönderdiği 7 milyon 925 bin dolar, oradan Amerika’daki TÜRKEN’e pompalandı.

Bu para matraha girecekti.

Kızılay takkeci yapıldı.

Bağışa takke giydirildi.

Amerika’ya yollandı.

Matrahtan düşüldü.

Adı takkelemedir.

★★★

Kavramlarda iyi anlaşalım.

Vergi kaçırma:

Vergi vermek bir vatandaşlık borcudur. Gelir doğunca vergi doğuyor. Gelirini beyan etmezsen, tam olarak söylemezsen, gizlersen vergi kaçıran olursun, ceza yersin, hapse bile girersin.

Vergiden kaçınma:

Söz gelimi devlet diyor ki, Ağrı’da, Sarıkamış’ta, Van’da, Muş’ta, Orta Anadolu’da yeteri kadar fabrika yok. Sanayi oralara gitmiyor. Geri kalmış bölgelerde fabrika kuranlardan “gümrük vergisi” almayacağım. Üç-dört yıl boyunca “gelir vergisi” de almayacağım. Araştırma-Geliştirme bölümü kuran sanayiciden de “çalıştırdığı mühendisin vergisini” almayacağım.  Yasayı böyle çıkartıyor. Böylece işadamları, şirketler devletin bilgisi ve yönlendirmesi ile “vergiden kaçınma fırsatına” kavuşturulmuş oluyorlar. Karşılığında bölgesel uçurumun kapanmasına yardımcı oluyorlar. Kızılay da şehitlere, gazilere çaresize, yoksula, sahipsize, felakete uğramışa yardıma koşan bir kurum olduğu için ona yapılan bağışların “vergi matrahından düşülmesi” de vergiden kaçınma fırsatı veriyor. Ama bağış sadece Kızılay’a yapılırsa.

Takkeleme:

Devlet Ensar’a ve Amerika’daki TÜRKEN’e bağış yapanların bunu “matrahtan düşebilecekleri” imkanını tanımamış. Ensar’a  ya da TÜRKEN’e doğrudan bir bağış yaparsan bu parayı; lirayı, doları “vergi matrahından”  düşemiyorsun. Sadece Kızılay’a bu imkan verilmiş. Bağışı onun üzerinden geçirip Amerika’ya yollar ve “matrahtan düşersen” bu tek kelimeyle takkalemedir. Kızılay’ı kullanarak, devleti aldatarak Amerika’ya 7 milyon 925 bin dolar pompalayıp bunu da “vergi matrahından düşmenin” adı takkelemedir.

Kızılay’ı takkeci yapmışlar.

Bağışa takke giydirmişler.

Vergi kaçırmışlar!

★★★

Kaçırılan kuş değil.

Milyon dolar vergi!

Sayın Maliye Bakanı!

Niçin susmaktasınız?

Kızılay’a bugünkü genel müdür atanınca “yıllık yaklaşık 100 milyon TL olan bağışların 2016 yılında 1 milyar 100 milyon liraya, 2017 yılında 1 milyar 200 milyon liraya, 2018 yılında 1 milyar 400 milyon liraya fırlamasının” içinde kimin ne kadar matrahtan kaçırması var? Ayrıca TÜRKEN Vakfı’na gittiği söylenen dolarların kayıtlarda görülmemesinin hikmeti, sebebi nedir?

Sayın Maliye Bakanı!

Bilgiler sizde vardır.

Açıklayacak mısınız?

OKURLARLA SÖYLEŞİ:

Cumartesi günü yazdığım “Ekrem Abi, her şey güzel olacaktı” yazısına Ekrem İmamoğlu’na oy vermiş, onu destekleyen ve eleştirilmesini doğru bulmayan çok sayıda okurumdan kınama mektubu aldım. Ekrem İmamoğlu için yazdığım yazı, bir vurma, çürütme, karalama yazısı değildi. “Her şey güzel olacak” diye söz vererek belediye başkanı seçildi. Sadece verdiği sözü hatırlattım. Bu bir “dost acı söyler” yazısıydı. Ayrıca ben yıllardır “bir tek adamın peşine takılıp onun her yaptığına doğru diyenleri” çok ağır eleştiren yazılar yazmaktayım. Çizgimi değiştirirsem okurlarıma ve yazarlığıma haksızlık etmiş olurum. Necati Doğru.