Bir kitapta okumuştum: Dünyanın sayılı üniversiteleri içinde ön sıralarda yer alan Sorbonne’un duvarına kazıma yöntemiyle şu deyimi yazmışlar:

Her öğrenci öğretmendir.

Her öğretmen öğrenci.

Okuldan mezun olup, diplomayı pekiyi dereceyle almış olsan da “öğrenmeyi bitirdin” demek değil. Sen aslında “Öğrenmeyi öğrendin. Bütün hayıtın boyunca öğrenmek şansını elde ettin” gerçeğini anlatmak için yazmışlar. Milli Eğitim Bakanlığı rehber öğretmenlere dağıtmak için hazırlattığı kitaba “türbanlı öğretmenin çocuğa daha şefkatli, sevgi dolu yaklaştığını resmederek” öğrenmeyi daha iyi öğretenin türbanlı öğretmenler olduğunu ilan etmiş.

Nereden biliyorsunuz?

Araştırma mı var?

Kaç öğretmen ve kaç öğrenci üzerinde denendi, gözlemler sayılara döküldü de “türbanlı öğretmen daha iyi öğretiyor” sonucuna böyle mi vardınız?

★★★

Keramet türbanda, örtülü kafada mıdır? Başı açık, boyalı saç, ojeli parmakta mı?

Türbanlı öğretmen:

Sevgi dolu.

Türbansız öğretmen:

Hırçın, sevgisiz.

Nereden biliyorsunuz?

Kaldı ki, şefkat, sevgi,
kusursuz kollama sahibi kişilerin
iyi öğretmen olduğu gerçek olsaydı; insanoğlunun eğitim tarihi kreş, ilk, orta, lise, üniversite diye okullar açmak, milli eğitim bakanlıkları oluşturmak, devlet bütçesinde en yüksek payı milli eğitime ayırmak gibi bir planlamaya hiç girmezdi. Çocuklarına en yüksek sevgiyi ve kusursuz şefkati anneler ile babalar verir. İnsan oğlu, anneleri öğretmen yapardı, okullara ve öğretmene ihtiyaç kalmazdı. Bizde görüldüğü gibi milli eğitim bakanlığı da “türbanlı- türbansız öğretmen ayrımı yapma bölücü batağına” batmazdı.

Öğretimde şefkat.

Eğitimde nefret!

İkisi de bombadır.

Anne-baba çocuklarını çok severler ama iyi öğretmen değillerdir. İnsan çok sevdiği zaman işe endişe karışır, acelecilik girer, ortaya kötü öğretim çıkar. Bu bütün pedagoji sözlük ve kitaplarında yer alan gerçektir.

★★★

Devlet ele geçirildi.

Bir kafa üretildi.

Beslendi. Büyütüldü.

Vidalı kafa!

Türban sevgidir.

Sakal sünnettir.

Cemaat ümmettir.

Tarikat bizdendir.

Parti dindir.

Din siyasettir.

Devletin her kurumuna,
Milli Eğitim’den Milli Savunmaya, Tarımdan Teknolojiye, Diyanetten, Devlet Demiryollarına bu
kafa getirilip vidalandı. Bu vidalı kafa; Milli Eğitim Bakanlığı’nda rehber öğretmenler için hazırlattığı kılavuz kitapta türban
yağcılığı yaptı.

Kılavuzu yazdıran kim?

Oraya nasıl yerleşti?

“Vidalı kafanın tornavidası” Milli Eğitim Bakanı’nın bizzat kendisi mi yoksa tornavidayı vidaya yerleştirip büken, sıkan, gevşeten daha üstte biri ya da birileri mi var? Ey muhalefet, halk sizden vidalı kafanın tornavidası dahil her halkasını didik didik etmenizi bekliyor, bilesiniz.