Otomatik bilgi değişimi sistemi - 3


Genel olarak ilgili devletin mevzuatı gereğince ikametgâh, ev, kanuni merkez, iş merkezi veya benzer yapıda diğer herhangi bir kıstas nedeniyle vergi mükellefiyeti altına giren kişi ya da kurumun o ülkede yerleşik (mukim) olduğu kabul edilir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre “ikametgâhı Türkiye’de olanlar ile bir takvim yılında 6 aydan fazla devamlı olarak Türkiye’de oturanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılırlar.” Medeni Kanun’un 19’uncu maddesine göre “yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.

Yurt dışında yerleşik kişi ve kurumlar ile yurt dışında yerleşik kişilerin kontrol ettikleri Türkiye’de yerleşik bazı kurumlar bildirim kapsamındadır. Buna göre;

1 Temmuz 2017 tarihinden önce bankada hesap açmış kişi ve kurumlardan; Türkiye dışında ikamet kaydı, yazışma adresi, telefon numarası (Türkiye’de bir telefon numarası yoksa), yurt dışı bir hesaba düzenli fon transferi talimatı, yurt dışında bir kişiye verilmiş vekâletname gibi göstergelerden herhangi biri bulunanlar,

İlk kez 1 Temmuz 2017 tarihinden sonra bankada hesap açmış kişi ve kurumlardan; yurt dışı yerleşik olduğuna ilişkin kendi yazılı beyanı bulunanlar ile Türkiye’de yerleşik olduğunu beyan etmesine karşın bunu teyit edemeyenler,

 Türkiye’de yerleşik olmakla birlikte, yurt dışında yerleşik kişiler tarafından kontrol edilen ve gelirleri aktif bir ticari faaliyetten ziyade ağırlıklı olarak faiz, kâr payı gibi pasif getirilerden oluşan tüzel kişiler ve bunları kontrol edenler,

bildirim kapsamında yer almaktadır.

Hesap sahibinin Türkiye’de yerleşik olduğunu beyan etmesi ve bu beyanın teyit edilebilmesi durumunda, hesaba ilişkin bilgiler bildirim kapsamından çıkmaktadır. Söz konusu teyidi sağlamaya yönelik olarak; Türkiye Adres Kayıt Sistemi kaydının oluşması veya ikametgâh belgesinin, ilgili adına en fazla üç ay içerisinde düzenlenmiş abonelik gerektiren bir hizmete (elektrik, su, doğalgaz, telefon vb.) ilişkin faturanın, bir kamu kurumundan düzenlenmiş ve Türkiye adresi içeren belgenin bankalara ibrazı gibi yöntemlerden herhangi biri kullanılabilecektir.

ÇİFTE VATANDAŞLIK DURUMUNDA BİLDİRİM NEREYE YAPILIR?

Bilgi değişiminde kriter vatandaşlık değil, vergi amaçları yönünden yerleşikliktir (mukimliktir). 1/7/2017 tarihinden önce ve sonra açılan hesapların incelenme yöntemleri farklıdır. 1/7/2017 tarihinden sonra açılan hesaplarda kişinin Türkiye’de yerleşik (mukim) olduğunu beyan etmesi ve bu beyanın hesap açılışında alınan diğer bilgiler ile çelişmiyor olması halinde beyanın makul olduğu kabul edilir ve hesaba ilişkin bilgiler bildirilmez. Bu tarihten önce açılan hesaplarda ise finansal kuruluşun kayıtlarındaki tek gösterge, adres bilgisi değildir.

Örneğin; adres Türkiye’de olsa bile, banka kayıtlarında Almanya’da ilgili kişiye ait bir telefon numarası tespit edilmesi halinde hesabın kapsama girmesi söz konusu olabilir. Bununla birlikte, hesap sahipleri 1/7/2017 tarihinden önce açılmış hesapları açısından ilgili finansal kuruluşla iletişime geçerek Türkiye mukimi olduklarını belirten bir kişisel beyan ve kanıtlayıcı belge sunabilir. Türkiye Adres Kayıt Sisteminde kişinin “yerleşim yeri adresi” Türkiye olarak kayıtlı ise, bu bilgi finansal kuruluşa sunulduğunda bu kişinin Türkiye’de yerleşik (mukim) olduğu kabul edilir. Finansal kuruluşun kayıtlarında yurtdışı adresi olan fakat yerleşme maksadıyla Türkiye’ye dönmüş vatandaşlar, Türkiye Adres Kayıt Sistemindeki kaydı düzeltebilecekleri gibi finansal kuruluşa Türkiye’de yerleşik olduklarına ilişkin bir kişisel beyan ve kanıtlayıcı belge ile başvurabilirler.

Kişisel verileri koruma kanunu bahane edilerek, otomatik bilgi değişimi yapılmayabilir mi?


Türkiye’deki bankalarca finansal bilgilerin otomatik değişimi kapsamında yapılacak bildirimler, konu ile ilgili yasal otorite olan Gelir İdaresi Başkanlığı’na, yasal düzenlemeler doğrultusunda yapılmakta olup, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’na aykırılık teşkil etmeyecektir.

Otomatik Bilgi Değişimi uygulaması, uluslararası anlaşmalar kapsamında yürütüldüğünden, hesap sahiplerinin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında verilerinin yurt dışına aktarılmasına rıza göstermediği yönünde dilekçe vermesi suretiyle kapsam dışında kalması mümkün değildir.

Diğer taraftan, müşteri sırrı kapsamına giren verilerin, yasal düzenlemeler ile yetki verilmiş otoriteler ya da banka müşterileri tarafından rıza gösterilenler dışında, bankalar tarafından herhangi bir taraf ile paylaşılması ya da yurt dışına aktarılması söz konusu olmayıp, başta Kişisel Verilerin Korunması Kanunu olmak üzere tüm yasal düzenlemelere eksiksiz şekilde uyulmakta, müşteri bilgileri gerek sistemsel gerek bankalar içi düzenlemeler ile en üst düzeyde güvenlik önlemleri ile korunmakta ve belirtilen bu hususlara ilişkin sıkı denetimler yapılmaktadır.

Bilgi gönderilecek ülkeler OECD’nin veri güvenliği ve gizlilik denetiminden geçmiş ülkelerdir. Bu denetim sonucunda uygun görülmeyen ülkelere zaten bilgi gönderilmeyecektir.

Yarın: Gurbetçiler için kötü günler yaklaşıyor mu?