DÜNYADAKİ EN PAHALI OTOMOBİLLERE TÜRKLER BİNİYOR

Yüksek ÖTV’li araçları Türkiye’ye sokanlar için çıkarılan afla birlikte, devletin büyük vergi kaybı oluyor. Ayrıca otomobil lobisi ikinci el piyasada fiyat artırıp, vergi ödemeden büyük kazanç sağlıyor


Ülkemizde 2018 yılından başlayarak döviz kurlarının patlaması, kredi faizlerinin yükselmesi ve halkın satın alma gücünün azalması ile beraber otomotiv satışlarında %50’leri aşan satış kayıpları yaşandı. Satışlardaki düşüş eğilimi bugün de devam etmekte.

İktidar, otomotiv üzerindeki yüksek Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ile ilgili olarak bir indirime gitmiyor. Bunun nedeni olarak vergi gelirlerindeki azalma kaygısından çok, satılan otomobiller çoğunlukla ithal edildiği için cari açığı kapatma amacı daha etkili diyebilirim.

İKİSİ MALİYE’YE

Ülkemizde şu anda yürürlükte bulunan otomobil ÖTV oranları; otomobilin silindir hacmi ve ÖTV matrahı tutarlarına bağlı olarak %45 ile başlayıp %160 ile sona ermektedir. Otomobilin ÖTV’li bedeli üzerinden ayrıca %18 Katma Değer Vergisi (KDV) hesaplandığını dikkate aldığımızda; motor silindir hacmi 2000 cm3’ü geçen bir otomobil satın alan tüketici, bu aracı bir de banka kredisi ile almışsa, kendisine bir otomobil alırken, vergi dairesine iki otomobil parası kadar ÖTV ve KDV, bankaya da faiz olarak bir otomobil bedeli ödemektir.

Hal böyle olunca satışlar dip yaptı, devletin büyük vergi kaybı oldu. Şöyle ki; motorlu taşıt araçları ÖTV tahsilatı 2018 yılında 17 milyar 328 milyon iken, 2019 yılında hedef 23 milyar 926 milyonken, tahsilat gerçekleşmesi 13 milyar 807 milyon lira oldu. Yine ithalde alınan KDV tahsilatı, otomobil ithalatının düşmesine de bağlı olarak 2018 yılı tahsilatı 122 milyar 262 milyon, 2019 hedefi 165 milyar 771 milyonken, tahsilat gerçekleşmesi 147 milyar 129 milyon lira oldu. 2020 yılı bütçesine motorlu taşıt araçlarına ilişkin ÖTV tahsilat hedefi olarak 18 milyar 887 milyon lira belirlendiğini de hatırlatmak isterim.

NEDEN UYGULANMIYOR?

Sosyal olaylarla ilgili olarak doğru ya da yanlış tartışmasını her zaman yapabiliriz. Ama vergi gibi matematik gerçekliğin olduğu konularda, bu denli yanlışlar yapılmasını kabul etmek mümkün değil. Otomobil üzerindeki vergi yüklerini karşılaştırdığımızda dünyadaki en pahalı otomobillere Türk vatandaşları binmektedir. Kaldı ki, kullandığımız otomobil yakıtlarına da dünyada en çok vergi ödeyen ülkeler arasındayız. Yüksek vergiler nedeniyle sıfır kilometre otomobil alamayan tüketiciler doğal olarak ikinci el otomobillere yöneldiler. Bu piyasada bir denetim ve vergileme olmadığı için, şu anda manipülatif fiyat hareketleriyle ikinci el otomobil fiyatları altınla yarışıyor. 1.5 ayda değeri %100 artan ikinci el otomobiller var.

Yanlışta ısrar ediyorsunuz, vergileri düşürerek sürümden kazanıp vergi geliri hedefini tutturabilecekken, ikinci el otomobil piyasalarında fiktif fiyat hareketleri nedeniyle oluşan ranta seyirci kalıp, kârın birilerinin cebine girmesine neden oluyorsunuz. İkinci El Motorlu Kara Taşıtlarının Ticareti Hakkında Yönetmeliği 13 Şubat 2018’de çıkardınız, “yetki belgesi alma” zorunluluğunun başlangıç tarihini en son değişiklikle 31 Ağustos 2020’ye ertelediniz. Uygulamayı 2.5 yılda başlatamadığınız yönetmeliği neden çıkardınız? Siz devlet olarak bu kârlardan kuruş vergi alamıyorsunuz. Olan yine vatandaşa oluyor.


Oto rant lobisi birinciliğe yükseldi


Türkiye’de en güçlü lobilerin bankacılık ve müteahhitler olduğu zannedilir. Oysa ki, 2017 yılından itibaren otomobil rantından beslenen çok ciddi bir lobi türedi, bankacılık ve müteahhitleri geride bıraktı. Bu lobinin icraatlarını anlatınca bana hak vereceksiniz. Yurtdışından getirdikleri pahalı, ÖTV oranı yüksek otomobilleri sahte belgelerle ÖTV ödemeden yurda sokan kişilerle ilgili olarak 2017 yılında af çıkartıldı. Bu durumda olan ve aftan faydalanabilecek olan otomobil sayısı 53 bin idi. Bu sayı 2004-2017 yılları arasında oluşmuştu. Şimdi sıkı durun... 2019 Temmuz ayında düşük ÖTV ile yurda sokulan otomobillerle ilgili 7186 sayılı Kanun ile bir af daha çıkartıldı. Bu yeni af yasası şartları daha da hafifletilmiş olarak neredeyse “Yararlanmayanı dövecekler” kıvamında idi.

BU SİSTEM KABUL EDİLEMEZ

Bu yeni af yasasından yararlanacak araç sayısı 2 yılda 42 bin 300 rakamına ulaşmıştı. Yani 13 yılda 53 bin olan sayı, 2 yılda 41 bin 312’ye çıkmıştı. Aralık 2019’da aftan yararlanma süresi doluyor ama başvuru sayısı 3 bin aracı bile bulmuyordu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile affa başvuru süresi Aralık 2019’da, Haziran 2020 sonuna kadar uzatıldı.

Getirilen af kanunlarının gerekçesinde; bu araçları satın alanların mağduriyetinden bahsedilmektedir. Otomobili ana distribütöründen 2 milyon TL’ye almak yerine, 1 milyon 100 bin liraya alacaksınız, sonra da mağduriyetten bahsedeceksiniz. Hadi oradan! Devletten ve gümrük kanunlarından korkan ve vergisini kuruşuna kadar ödeyerek araç sahibi olmak isteyenleri cezalandıran, sahte belgelerle düşük ÖTV’li araçları satın alanları ödüllendiren bir sistem kabul edilemez.

Bu oto rant lobisi şimdi de tüketiciyi ikinci el araç piyasasında soymakta, devlete hiç vergi ödememektedir.

Binek otomobillerine ilişkin olarak; gider ve amortisman kısıtlaması getirildiğini de dikkate aldığımızda; sıfır otomobillerle ilgili özel tüketim vergisi oranları zaman kaybetmeden düşürülmelidir.

Herkesin gözü önünde yapılan piyasa manipülasyonlarını görmezden gelmek, akla haklı olarak şu soruyu getirir:”Rant büyük olunca, paylaşmak kolay mı oluyor?”

“Adaletin olmadığı yerde ahlaktan bahsedilemez.” Montaigne