Bu iktidar, 65 yaş üstüne getirdiği haksız kısıtlamaların bedelini sandıkta ağır ödeyecek sanıyorum.

Tüm dünyada yaşlılar büyük saygı görürken, AKP iktidarının Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu tarafından dışlanıp ikinci sınıf insan gibi görüldü!

“Oturun oturduğunuz yerde, yaşadığınıza bile şükredin!” dediler.

Bana yoğun olarak gelen mesajlardan, 65 yaş üstünün sıkıntılarını ve tepkilerini ölçebiliyorum.

Hafta arasında sadece saat 10.00 ile 13.00 arasında sokağa çıkma izni verilen, toplu taşıma araçlarına binmeleri yasaklanan yaşlılar, hafta sonlarında tamamen hapsedildiler!

Peki, bunların bakkal, market gibi ihtiyaçları nasıl karşılanacak? Ekmeklerini, gazetelerini nasıl alacaklar?

Hafta arasında doktor, eczane, hastane gibi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacaklar?

Yaşılar toplu taşıma araçlarına binemeyecekler, ceplerinde para yoksa (ki çoğunun yok) taksi de tutamayacaklar. Ee, doktora, hastaneye kilometrelerce yürüyerek mi gidecekler?

★★★

Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu bu kararları alırken, 65 yaş üstünü zorunlu hiçbir ihtiyacı olmayan, ot gibi yaşayan insanlar gibi gördüler maalesef!

Dünyada böyle düşüncesizlik yalnız ülkemizde oluyor! Başka hiçbir yerde bu tür uygulama yok! Yalnız Avrupa’da değil, Afganistan’da, Kongo’da bile...

65 yaş üstüne yapılanlar Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı ama ülkemizde yasalara da saygı yok!

Böyle ilkel zihniyetin, salgını önlemesi bir mucize olur! Tanrı yardımcımız olsun!

“Vatandaşı canından bezdirdiniz be!”


65 yaş üstündeki okurlarımdan gelen tepki mesajlarından birini örnek olarak yayınlıyorum. Okuyalım:

“Kalbimde sıkıntılar vardı. İlaçlı anjiyo yaptırmak için Ankara Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Kardiyoloji bölümünden randevu aldım.

Anjiyo sonrası sakıncalı olabilir diye aracımı kullanmak istemedim.

65 yaş üstüne saat 13.00’den sonra sokağa çıkma yasağı getirilmişti. 155 ve 112’yi arayarak ‘ulaşım yardımı’ talep ettim. Bin dereden su getirdiler. Ben ısrar edince sonunda Çankaya Kaymakamlığı’na kayıt vereceklerini ve oradan aranacağımı söylediler. Fakat hikâye...

Ne arayan oldu, ne soran!

Umurlarında bile olmadım!

Anjiyo olmak için hastaneye taksiyle gidip taksiyle evime geldim!

Aslında, destek verip vermeyeceklerini, vatandaşla ne derece ilgilendiklerini anlamak için aramıştım... Zaten pek umudum yoktu. Netice ortada!

Allah’a şükür benim maddi imkânım var. Taksi tutabildim. Peki, özel aracı ve maddi gücü olmayan 65 yaş üstü vatandaşlarımız ne yapacak?

Yaşlılara hem sokağa çıkma ve toplu taşıma araçlarına binme yasağı getirecek, onları esir edeceksiniz, hem de zorunlu ihtiyaçları olduğunda yardım etmeyeceksiniz!

Allah sizi bildiğiniz gibi yapsın e mi?

Beceriksizliğiniz yüzünden maddi manevi mağdur ettiğiniz vatandaşı canından bezdirdiniz be...”

TEBESSÜM

Bu nasıl düzeltme?


Ülkenin birinde, bir milletvekili kendisine laf atan vekillere dayanamaz ve:

“Bu meclistekilerin yarısı eşektir!” diyerek kürsüden iner...

Bunun üzerine meclis karışır ve herkes kendisinden sözünü geri almasını ister.

Arkadaşlarının da ricası ve ısrarı ile milletvekili tekrar kürsüye çıkar ve milletvekillerini rahatlatmak için sözlerini şöyle düzeltir:

“Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!”

GÜNÜN SÖZÜ


Yasakçı iktidarı ancak ayakkabılarımdaki çiviler kadar özlerim!