Trump tam bir çılgın adam... Amerika’da hakkında açılan soruşturma devam ediyor, görevden alınması söz konusu...

O da paçasını kurtarmak için “Hiçbir ABD’li başkanın cesaret edemediği büyük işler yapmalıyım” diye düşünmüş olacak ki, “Yüzyılın Antlaşması” diye rezil bir plan açıkladı.

Aslında bir antlaşma değil, işgal ve ilhak planı bu!

Trump “Kudüs, Yahudi halkının 3 bin yıllık ebedi başkenti” diyerek Filistin’in topraklarının önemli bir bölümünü babasının malı gibi İsrail’e veriyor ve buna utanmazca “Âdil bir çözüm” diyor.

Bu antlaşma karşılığında Filistin’e 50 milyar dolar verilecek.

Filistinlilerin içinde bulunduğu parasal sıkıntı, yoksulluk malûm... Trump bundan faydalanarak Filistin topraklarını İsrail için satın almak istiyor ve “Bu plan Filistin’in son şansıdır” demek küstahlığını gösteriyor!

ABD Başkanı, fakir Filistin’i ezip, daima İsrail devleti ile Yahudi halkının yanında olacağını söylemekten âdeta zevk duyuyor.

Çıkarcı, hain, kabul edilmez sinsi bir plan bu...

★★★

“Dünya barışının anahtarı Kudüs’tür” diyen Erdoğan:

“Barış çınarı Kudüs’te yıkılırsa, bunun altında tüm dünya kalır!” ifadesini kullanarak soruyor:

“Arap dünyasının sesi neden çıkmıyor? İslâm dünyasındaki ülkelerin açıklanan metinle ilgili tavırlarına baktığım zaman halimize acıyorum. Sesiniz ne zaman çıkacak? Yazıklar olsun!”

★★★

Filistin’i dünyada candan destekleyen tek ülke Türkiye... Buna rağmen Filistin, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz sondaj faaliyetlerinde Türkiye’nin yanında değil!

Filistin, kendisine gösterilen dostluğa ihanet ederek, Rum bloku ile birlikte olup Türkiye’nin karşısında yer alıyor.

Kendisini koruyan kollayan, hatta ekmek veren eli ısırıyor Filistin! Bu “Acıma yetime, bıçak saplar etine” sözünü hatırlatan bir kadirbilmezliktir!

Böyle olduğu halde Türkiye büyüklüğünü göstererek hak bildiği yoldan şaşmıyor ve Amerikan-İsrail kumpasına karşı çıkarak Filistin’i savunmaya devam ediyor.

Kanal hiç kârlı iş değil!


Kanal İstanbul tartışmaları sanırım hiç bitmeyecek. Zararları hemen her gün bilimsel olarak açıklanıyor.

Ekrem İmamoğlu deprem gerçeğine dikkat çekerek “Bu kentte on binlerce riskli bina var. Kanal İstanbul’u değil bunları çözelim” diyor.

Önceki yıllarda Milli Savunma ve Adalet Bakanlıkları yapmış olan Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Kanal İstanbul gibi çılgın projenin hiç de kârlı bir iş olmadığını, parlak sözlerin, projeyi halka şirin gösterme çabası olduğunu belirterek şu görüşü savunuyor:

“Türkiye gündeminin ilk maddeleri arasına getirilen Kanal İstanbul, kamuoyunun dikkatini, kapanan iş yerleri, işsizlik, halkı ezen enflasyon ve zamlar gibi ağır ekonomik sorunlardan uzaklaştırmaya yönelik uçuk bir projedir!”

TEBESSÜM

“İçimiz kof bir ağaç gibi!”


Bir okurum, son on beş yılda toplumumuzun yozlaştığını, sevgi ve saygı sözlerinin lûgatlarda kaldığını iddia ederek şöyle diyor:

“Metrodaydım... Sabah işe gidiyordum...

Yaşlı bir hanım gördüm, yerimi ona vermek için kalktım ama dönüp baktığımda yerimi bir başkasının kaptığını gördüm. Yaşlı hanım ayakta kaldı.

Bu ne saygısızlık, bu ne karaktersizlik yaa?

Eskiden biz böyle değildik.

Nasıl anlatacağımı bilemiyorum ama bizim topluma gerçekten bir şeyler olmuş!

Olmuş da, iyi şeyler olmamış tabii! İçimiz kof bir ağaç gibi boşalmış. Çürümüşüz dostlar, çürümüşüz!”

GÜNÜN SÖZÜ


Gerçekten büyük olan adam büyüklüğüyle hiçbir zaman övünmez!