“Bugün Türk ulusunun yalnız düşmanı değil, makûs (ters ve kötü giden) talihini de yendiği gündür.”

30 Ağustos Zaferi’nin 98’inci yıl dönümünü bugün, yüreklerimizden taşan coşku ile kutlayacağız.

30 Ağustos, Türk tarihinin en önemli, en mutlu dönüm noktalarından biridir.

30 Ağustos, özgür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı gündür.

Milletimizin, bize bu ülkeyi armağan eden Atatürk ve onun kahraman silah arkadaşlarına büyük minnet ve şükran borcu vardır.

Eğer ülkede gerçekten birlik ve beraberlik isteniyorsa, bunun bir numaralı şartı 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi milli bayramlarımızın savsaklanmaması ve Atatürk karşıtlığından vaz geçilmesidir.

★★★

Evet, koronavirüs tehlikeli bir salgın ama...

Virüsün 30 Ağustos kutlamalarında bulaşma riski, Ayasofya’nın açılış törenindeki riskten çok daha azdır.

30 Ağustos, düşmanın kanlı savaşlarla Anadolu’dan kovulması ve vatan topraklarının kurtulmasının bayramıdır.

Sen kalk, AVM’leri aç, 3.5 milyon öğrenciyi sınava sok, yüz binlerce kişinin 15 Temmuz’u anmasını serbest bırak, 350 bin kişinin katıldığı namazla Ayasofya’yı aç, sonra 30 Ağustos’a sıra gelince de “Aaa... Koronavirüs salgını var” diyerek kutlamaları yasakla...

Aklın alacağı şey mi bu?

Kim ne yaparsa yapsın, bunu Türk Milleti kabul edemez!

★★★

30 Ağustos Türk ulusunun, işgalci düşmana ve vahşi emperyalizme indirdiği şamarın yıl dönümüdür.

Böyle bir günde en ufak bir kısıtlama bile, şanlı tarihimizi yaratarak destan yazan şehitlerimize ihanet olur!

İçişleri Bakanlığı’nın, salgın nedeniyle kutlamaların yasaklandığı şeklindeki acayip kararına karşı vatandaş tepkisinin büyümesi üzerine, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun “30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları devletimizin şanına yakışır bir şekilde kutlanacaktır” diye açıklama yaptı. Bu iyi tabii ki...

Gelinen nokta “Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık” diye haklı tepki gösteren halkın başarısıdır.

30 Ağustos Bayramı’mızı (tabii ki, maske ve mesafe kuralına uyarak)  yüreklerimizden taşan coşku ile kutlayacağız.

Dostlar sevinir, düşmanlar çatlar mı? Çatlasınlar!

Ağustos, büyük zaferler ayıdır!


Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı ama aslında, yalnız 30 Ağustos değil, bütün ağustos ayı, Türk ulusu için zaferler ayıdır:

1 Ağustos 1571
Kıbrıs’ın fethi...


11 Ağustos 1473
Otlukbeli Zaferi...


23 Ağustos 1514
Çaldıran Zaferi...


24 Ağustos 1516
Mercidabık Zaferi...


26 Ağustos 1071
Malazgirt Zaferi...


29 Ağustos 1521
Belgrad’ın fethi...


29 Ağustos 1526
Mohaç Zaferi...


...Ve 30 Ağustos 1922, Kurtuluş Savaşı’mızın nihai zaferi.

Hepsi bu kadar mı? Hayır! Bunlar muhteşem zaferler!

İrili-ufaklı daha birçok zaferimiz var Ağustos ayında...

★★★

Türk Milleti’nin tarihi, vatanseverliğin, kahramanlığın, yiğitliğin, cesaretin, fedakârlık ve faziletin muhteşem destanıdır. Tarihi böyle muhteşem zaferlerle dolu olan başka bir ulus yoktur!

30 Ağustos 1922 Zaferi, Büyük Atatürk’ün eseridir ve Batılı zorbaların idam hükmü verdiği bir ulusun şahlanışıdır. 30 Ağustos Zaferi olmasaydı, Türkiye Cumhuriyeti de olmayacaktı.

Atatürk’ün Büyük Nutku’nda dediği gibi:

“30 Ağustos Zaferi, Türk subay ve kumanda heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığının muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk Milleti’nin hürriyet ve istiklâl fikrinin ölümsüz abidesidir”

30 Ağustos Zaferi’ni küçümsemek, nankörlük, cehalet ve gafletle eşdeğerlidir!

GÜNÜN SÖZÜ


Hürriyet, istiklal ve bağımsızlık, milletimizin vazgeçilmez değeridir!