İktidarda arıza sinyalleri büyüyor ama Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) öyle demiyor.

TÜİK’e göre, 2020’nin üçüncü çeyreğinde (Temmuz, Ağustos, Eylül) ekonomimiz yüzde 6.7 büyümüş!

Bu, kâğıt üzerinde olmayıp da gerçek bir büyüme olsaydı, günümüzün şartlarına göre harika bir şey olurdu.

Fakat... “Nasıl büyümüşüz, ne yapmış da böyle büyüyebilmişiz?” Bu anlatılmıyor!

“İster inan ister inanma, yüzde 6.7 büyüdük” diyorlar.

Yani “Millet uyusun da büyüsün, ninni!” Öyle mi?

★★★

Peki, büyüyen kim acaba?

Yandaşlar mı, yoldaşlar mı, candaşlar mı? Ya da malûm müteahhitler mi?

Kimler büyüdü?

Çevreme bakıyorum:

Fakir yine fakir... Yoksulluk salgın hastalıktan beter!

İşsiz yine işsiz! “Paramız yok, pazarlardan patates-domates artıklarını topluyoruz” diyorlar!

İktidar ise “Türkiye’de işsizlik yok, iş beğenmeme var. İşsizlik şikâyetleri, gerçeği yansıtmıyor! İnsanlara iş beğendiremiyoruz!” diyor.

“Evet, işsizlik sorunu var. Ülkeyi kötü yönetiyoruz. Ekonomimiz hasta!” diyemezler tabii ki!

★★★

Ekonomi büyüyor ama vatandaş fakirleşiyor!

Nasıl oluyor bu? Matematik dehası olsak bile çözemeyiz bu problemi!

Ekonomimiz dolar bazında 24.6 milyar dolar küçüldü!

Kişi başına milli gelir 304 dolar daha azaldı. Yani 304 dolar daha fakirleştik!

Fakat TÜİK “Zincirlenmiş hacim endeksi olarak bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 6.7 büyüdük!” diyor.

Ne demek “zincirlenmiş hacim endeksi!” Anlayan varsa beri gelsin! Zincirlenmemiş hacim endeksi olsa büyümeyecek miydik?

★★★

İşin özeti şu sevgili okurlar...

Korona salgını döneminde para arzının büyümesi, ekonomiyi de büyüttü. Fakat... Hastalıklı bir büyüme bu!

Ucuz ve bol kredi pompalandığı, borç içinde yüzen vatandaş daha da borçlu hale getirildiği için “Temmuz-Ağustos-Eylül” döneminde GSYH (Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla)  arttı. Bunun devamı olmaz tabii ki!

Şimdi, sağlıksız, batık kredili şişmeye “büyüme” deyip övünüyorlar!

Büyümek yatırım yapmakla olur!

Yatırımlarla iş alanları ve üretim artar, yurt içi ve yurt dışı tüketim talepleri ekonomiyi büyütür.

Biz şimdiye kadar hangi yatırımı yaptık, hangi üretimi arttırdık ki?

Kâğıt üzerinde büyümenin sonu sanırım hicran ve hüsran olur!

Özel hastanelerin Bakan’ı taktığı yok!


Salgın ortalığı kasıp kavuruyor...

İnsanlar korku içinde...

Durumundan şüphelenenler test yaptırmak için hastanelere koşuyor...

Devlet hastanelerinin hali ise perişan... İhtiyacı karşılayamıyorlar!

Panik halindeki vatandaşlar, bitmek tükenmek bilmeyen kuyrukları görünce özel hastanelere koşuyor... Fakat orada kazığı yiyorlar!

★★★

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca güya test ücretini 250 lira olarak belirlemişti... Fakat, Sağlık Bakanı’nı takan mı var ki?

Özel hastanelerin çoğu “allem edip kallem edip bir test için 550 lirayı alıyor.”

Bazı fırsatçı hastanelerde, doktor muayenesi şartı koşulduğu için test rakamı 800 lira gibi fahiş bir fiyata çıkıyor.

Dün SÖZCÜ’de “Özel hastanelerde korona vurgunu” diye daha vahim bir haber vardı. COVID-19 hastalarından, gecelik 10 bin lira isteyen özel hastaneler olduğu belirtiliyordu.

Bütün bunlar tam bir fırsatçılık!

Peki, Sağlık Bakanı ve Sağlık Bakanlığı nerede? İki arada, bir derede... Demek ki, özel hastanelere güçleri yetmiyor, sözleri geçmiyor! Olacak şey mi bu?

GÜNÜN SÖZÜ


Yalanların ömrü mum gibidir. Sonsuza kadar yanmazlar!