Etiler Nispetiye Caddesi ve çevresi İstanbul’un en gözde bölgelerinden biridir.

Nispetiye ve çevresinde Türkiye’nin önde gelen varlıklı aileleri oturur.

Ekonomik krizin bu zengin bölgeye uğramaması gerekir, değil mi?

Hayır, kazın ayağı öyle değil! Kriz o varlıklı bölgeyi bile etkiledi.

Önceki gün bu cadde ve etrafında şöyle bir dolaştım. Bir de ne göreyim? Dükkân ve binaların camlarına sık aralıklarla “Kiralık” diye kâğıtlar yapıştırılmış.

Kiralık... Kiralık... Kiralık...

Nedir bunlar?

Evet, bunlar zengin muhitlerde bile ekonomik kriz nedeniyle işleri iyi gitmeyen ve batarak kepenk kapatan dükkânların çokluğunu gösteriyor!

Bu bölgede daha önceki yıllarda hiç böyle bir şey görülmemişti...

★★★

Ekonomimizin çok iyi gittiği iddia eden Maliye Bakanı Berat Bey’in kulakları çınlasın!

Ben televizyonlarda onu dinledikçe bir başka ülkede yaşıyor, bir masal dünyasında geziyor gibi oluyorum.

Damat Bey’e göre her şey çok iyi...

Öyleyse işyerleri neden kapanıyor?

2019 yılında 114 bin 977 esnaf kepenk indirdi.

Bu rakam, son 9 yılın en yüksek rakamı olarak kayıtlara geçti!

★★★

Berat Bey, geçen yıl “2,5 milyon işsize iş bulacağız” diye hesapsız konuşmuştu.

Türkiye ekonomisi patinaj yaparken bu kadar kişiye nasıl istihdam sağlanır? Elbette ki bu mümkün değil!

Damat Berat beyefendi bunları bilmez mi? Bilir tabii ki...

Bilmesine bilir de, o “Biz aya dört şeritli otoyol yapacağız, desek bile vatandaşımız bize inanır” diyen bir zihniyetin temsilcisi.

Bir yılda 2,5 milyon kişiye iş sağlamak da, aya dört şeritli otoyol yapmaya benziyor!

Resmî işsizlik rakamlarına baktım: 4.5 milyon.

Genç işsizlerin ve üniversite diplomalı işsizlerin oranı trajik boyutlarda...

Uçuyoruz... Uçuyoruz ama nereye?

Rüzgârlı Sokak


Günaydın, bir zamanların efsane gazetesiydi... Tirajı zaman zaman bir milyonu aşan Günaydın, sahibi Haldun Simavi tarafından Kıbrıslı işadamı Asil Nadir’e satıldıktan sonra yönetim zaafı nedeniyle çöktü!

Haldun Simavi’nin sahibi olduğu dönemde ben gazetenin Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı idim. Günaydın bir okuldu. Orada birçok ünlü gazeteci-yazar-yönetici yetişti...

Bekir Coşkun, Necati Doğru, Melih Aşık, Can Ataklı, Can Pulak, Orhan Uğuroğlu, Fatih Ertürk gibi sevilen yazarlar, Metin Yılmaz, Zafer Mutlu, Aydın Öztürk, Tevfik Yener gibi başarılı gazete yönetmenleri Günaydın ekolünden yetiştiler.

Günaydın, İstanbul’dan başka Ankara, İzmir ve Adana’da basılıyordu.

Ankara bürosunda Can Pulak ve Bekir Coşkun, Günaydın’ın Ankara temsilcisi olarak görev yaptılar. Abbas Satır o dönemde Ankara bürosunda sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak 15 yıl görev yapan bir meslektaşımız.

Satır, çalıştığı dönemin anılarını “Rüzgârlı Sokak” adlı kitabında topladı. Rüzgârlı sokak, Günaydın bürosunun bulunduğu sokağın adıydı. Abbas Satır’ın kitabı yalnız Günaydın’ı değil, o dönemin tüm Ankara basınını anlatıyor. (Barış Kitap)

TEBESSÜM

Evlilik yıldönümü!


Fadime, kocası Temel’e seslenir:

“Temelciğum, şu kuzuyu kes de akşama sana nefis bir ziyafet hazırlayayım.”

Temel merakla:

“Niçun?” diye sorunca Fadime kızar:

“Bugün evliliğimizin onuncu yılı. Unuttun mu?”

Temel kesin bir ifadeyle:

“Kuzuyu kesmem!” der. Karısı “Niçun?” diye sporunca Temel: “Yahu hanım...” der “Benim hatamı kuzu neden çeksin?”


GÜNÜN SÖZÜ


Kitap ayna gibidir. Ona bir maymun bakmışsa, elbette orada bir melek görmez!