Hep şahin pozlarındayız ama nedense avlanan biz oluyoruz.

İdlib’den gelen haberler bir kez daha yüreklerimizi yaktı.

5 evlâdımız daha hain saldırı sonucu şehit oldu.

Geçen hafta da 8 yiğidimizi kaybetmiştik...

Bu defa Suriye’nin kuzeyinde Taftanaz’daki gözlem noktamız topçu ateşiyle vuruldu.

5 şehidimizin hepsi 22 ile 26 yaşları arasında, hayatlarının baharındaydı.

Türkiye’nin o bölgede 12 gözlem noktası var.

Türk askeri o gözlem noktalarıyla, Suriye ordusu ile terörist grupların arasına sokuldu.

Bilgilerine güvendiğim strateji uzmanları “Askeri gözlem noktaları uygulaması yanlıştır. Eğer bu uygulamaya son verilmezse kayıplarımız daha da artabilir” dediler.

★★★

5 askerimizi şehit eden topçu ateşinden sonra bizimkiler (toplumun gazını almak için) şu açıklamaları yaptılar:

- Suriye ordusuna misliyle cevap verdik...

- Şehitlerimizin kanları yerde kalmadı...

- 101 rejim unsuru etkisiz hale getirildi!

Bunlar moral verici ve teselli edici ama esas olan bizim evlâtlarımızın ölmeyip yaşamaları... Karşı taraftan kaç kişi etkisiz hale getirilmiş, bize ne?

Maç mı yapıyoruz ki “Bizden beş, onlardan yüz bir gitti” diye avutulmaya çalışılıyoruz? Ayrıca 101 kişinin nasıl sayıldığı da soru işareti!

Her ne olursa olsun bizim için kayıplarımızın önlenmesi önemli.

★★★

Bizimkiler Suriye Devlet Başkanı Esad’a seslendi:

“Sana Şubat ayı sonuna kadar süre veriyoruz. İdlib’den çekil! Çekilmeyecek olursan gereğini yapacağız!”

Esad, cevap olarak top mermileri yolladı, iki ayrı saldırıda 13 şehit verdik.

Her şeyden önce 12 gözlem noktamızı güven altına almalıyız. Sonra da lâfı bırakıp eyleme geçmemiz lâzım!

★★★

Sınır kasabalarında yaşayanlar sürekli tank sesleri ile uyanıyor.

Zırhlı araçlar Türkiye’den Suriye’ye akıyor.

Tanklarla birlikte çok sayıda komandomuz da İdlib yolunda...

Suriye topraklarında yığınak yapıyoruz ama Esad korkmuşa benzemiyor.

Suriye lideri, sırtını Rusya’ya dayayarak kendisini Putin’e emanet etmiş olmanın rahatlığı içinde...

NATO ve Rusya’nın dünkü açıklamaları çok ilginç.

NATO “Rusya ve Suriye İdlib’de saldırıları durdursun” diyor, Putin’in sözcüsü ise tam tersine “Rusya ve Suriye güçlerine yönelik saldırıların durması gerekir” diyor. Yani “Dostum Putin”, Türkiye’yi suçluyor!

Bizimkiler Rusya liderine “Dostum Putin” deyip duruyorlardı. Ne oldu “Dostum Putin’e?”

Şu atasözünü hiç unutmayalım:

“Güvenme dostuna, saman kor postuna!”

Bu siyasetin dini imanı yok!

TEBESSÜM

Filistinlinin intikamı!


Dünyanın gündemine “Yüzyılın Planı” diye giren ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan eden “Trump Planı” bölgede barış ve huzuru altüst etti.

Filistin topraklarını ilhak anlamına gelerek Filistin’i tamamen yok eden ve Kudüs’ü bütünüyle gasp eden bu plan Filistin halkını haklı olarak çileden çıkardı.

Filistinliler şimdi ABD Başkanı Trump’a ateş püskürüyor, protesto yürüyüşleri yaparak ona “Filistin’in katili” diyor.

Bir de şu fıkra dolaşıyor etrafta...

Filistinliye soruyorlar:

“Trump’ı senin eline versek ne yapardın?”

Filistinli hemen yanıt veriyor:

“Kalınca bir demir çubuğu ateşte iyice kızdırıp kor haline getirir, sonra da demirin soğuk tarafını Trump’ın gerisine sokardım.”

Soranlar şaşırıyor:

“Anlamadık, neden soğuk tarafını sokardın?”

Kızgın Filistinli şöyle cevap veriyor:

“Demiri tutup çıkartamasın diye!”

GÜNÜN SÖZÜ


Vatansever, hayatını o yolda feda etmeyi göze alan kişidir!