Bugün Pazar... Hafta sonunda stresi bir yana bırakıp, iç huzurun 9 anahtarını verelim ve biraz olsun rahatlayalım!

1) Hırslarınıza gem vurun. İnsan hırslandıkça mutsuz olur.

2) Geçinecek kadar para yeter. Zenginlik arttıkça mutluluk aynı oranda artmaz!

3) Dahi olmadığınıza üzülmeyin. Araştırmalara göre fazla zekâ mutluluk getirmiyor!

4) Mutluluk biraz da genetiktir. Bazı insanlar mutlu olmaya yatkındır.

5) Evliler bekârlara göre daha mutludur. İyi bir kadın, iyi bir koca yapar.

6) Allah’a ve öbür dünyaya inanmak hayata bir amaç ve anlam kazandırır.

7) Bencil değil, verici olun. Veren el, alan elden daha değerlidir.

8) Zarafeti, inceliği elden bırakmayın. Kırıcı insanların gerçek dostu olmaz.

9) Kadının biri âlâ, ikisi belâdır. Aman ha!

★★★

Sevgili okurlar... Yukarıdaki yazıyı on beş yıl kadar önce Gözcü Gazetesi’de yazmıştım.

Okurlarımdan Candan Tulun Heyecan (candan.heyecan@hyc.com.tr) yazının fotokopisini bana yolladı. Mektubunda şunları yazıyor:

“Babam İlhan Tulun’u kaybettik. Kişisel eşyalarını elden geçirirken, sakladığı takvim ve gazete yaprakları arasından sizin GÖZCÜ Gazetesi’nde yazdığınız bir yazı çıktı. Kesip saklamış.

Babam, hayatının her anında, sizin yazınızdaki kuralları benimsemişti. Yaşamı boyunca, özellikle maddi konularda çevresine örnek oldu. Buna rağmen maalesef türlü düşmanlıklara maruz kaldı. Özellikle 1, 2, 7 ve 8’inci maddeler tam babama göre idi. Hep bunları uyguladı. Size teşekkür ediyoruz.” (Candan Tulun Heyecan)

Kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım!


Önceki Adalet Bakanlarından Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’e göre Kanal İstanbul aşkı uğruna, Uluslararası Boğazlar Sözleşmesi Montrö’yü tartışmaya açmak, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden biridir.

Prof. Türk, 2’nci Dünya Savaşı ertesinde Sovyetler Birliği lideri Stalin’in, ‘Türkler Montrö Sözleşmesi’ne uymadı’ iddiasıyla Kars ve Ardahan illerinin kendilerine verilmesini istediğini hatırlatıyor.

Montrö Sözleşmesi’nin Türkiye için hayati önemi vardır.

1946 yılında Stalin, İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın kontrolünün ortak yapılmasını isteyerek Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmıştı.

Rusların Kars ve Ardahan’a göz koymaları ve Montrö Sözleşmesi’ni de kaldırıp Boğazların uluslararası ortak denetime verilmesini istemeleri büyük gerginlik yaratmış, endişeli yıllar geçiren Türkiye bir güvenlik önlemi olarak 1952’de NATO’ya girmişti.

Stalin’in ölümünden sonra bu istek Kruşçev tarafından kaldırılmış, Türkiye ve Sovyetler Birliği ilişkileri ancak bundan sonra düzelmeye başlamıştı.

Prof. Hikmet Sami Türk “Bu nedenlerle İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın 84 yıldan beri uygulanan hukuki rejimini korumakta büyük yarar vardır. İstanbul Kanalı’nı yaparak Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasına meydan vermemek gerekir” diyor.

Uyarılar haklıdır. Kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım!

TEBESSÜM

Muallâ, oh ne âlâ!


Yaşlı bir amca, genel seçimde oyunu vermek için sandığın başına gider...

AMCA: “Karım oyunu kullandı mı?”

GÖREVLİ: “İsmi ne teyzemin?”

AMCA: “Muallâ...”

GÖREVLİ: “Oh ne âlâ... Bir bakayım listeye... Haa, teyzenin imzasını gördüm... Evet amca, kullanmış.”

AMCA: “Yaa? Yine görüşemedik desene...”

GÖREVLİ: “Niye? Teyzeyle boşandınız mı ki?”

AMCA: “Yok evladım. Karım 10 sene önce öldü. Her seçimde benden önce gelip oyunu kullanıyor, bir türlü denk gelemiyoruz!”

GÜNÜN SÖZÜ

Aynalar, gerçeklerden kaçan sert, katı ve despot siyasetçilerin düşmanıdır!