10 Kasım... 82 yıl önce Ata’mızı, Mustafa Kemal Atatürk’ü, kaybettiğimiz gün bugün...

İki Mustafa Kemal Atatürk vardır:

1) Beden olarak her fani gibi ebediyete intikal eden fiziki Atatürk...

2) Kazandığı Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaptığı devrimlerle millete uygarlık yolunu açan ölümsüz Atatürk...

İşte bu Atatürk manen hâlâ yaşıyor, düşünce ve fikirleri ile yaptığı muhteşem devrimlerin yarattığı ışık milyonlarca insanımızı aydınlatmaya devam ediyor.

★★★

Ülkemizde Atatürk ışığının yarattığı aydınlıktan, yarasalar gibi ürküp rahatsız olan güruhlar var. Fakat...

Onların çağ dışı, karanlık düşünceleri toplumda kesinlikle karşılık bulmuyor.

Gericiler, bölücüler, hilafetçi taslakları, laiklik karşıtları ve yalaka gruplar Atatürk’e ve onun en büyük eseri Cumhuriyet’e haysiyetsizce saldırıyorlar.

Yurt içinde ve dışında yaşayan bir takım yobaz tayfasının, utanmadan, arlanmadan yaptığı saldırıların 82’nci yılında bile Atatürk’ün aydınlık, laik ve çağdaş ilkeleri dimdik ayakta.

★★★

Dünyada benzeri görülmemiş bir “Kurtuluş Savaşı Destanı” yarattıktan sonra, uygarlık yolunda yaptığı devrimlerle kalplere giren, zihinlere kazınan Mustafa Kemal Atatürk, öldüğü günden beri gerici, bölücü ve işbirlikçilerin saldırıları altında ama yel kayadan ne alır ki?

Büyük Ata’mızın dediği gibi “Kahramanları kadar hainleri de bol olan” bir toplumuz. “Gaflet, dalalet ve hıyanet içinde” olan insanlarımız var.

Ancak, bunların çirkin ve hain oyunları bozulacak, sonunda hepsi birden kaybedecek!

Kazananlar; Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı çağdaş uygarlık yolunu izleyenler olacak.

Ebediyete intikalinin 82’nci yılında Ata’mızı, sonsuz bir sevgiyle anıyoruz.

Ülke özgürlüğü ve gazeteci!


Dün Sincan Cezaevi’nden tahliye edilen Müyesser Yıldız OdaTv Ankara Haber Müdürü’dür.

Onun ülke sevgisinin üst düzeyde olduğu herkesçe bilinir. Cumhuriyet sevdalısıdır.

Ergenekon davasında 16 ay Silivri Cezaevi’nde yatmış, suçlamaların komplo olduğu ortaya çıkınca kurtulmuştu.

Müyesser Hanım ikinci defa bu yılın haziran ayında, Libya yazılarıyla “Devletin güvenliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıkladığı” iddiası ile tutuklandı.

Beş ay sonra ilk defa dün hâkim karşısına çıktı. Kırgındı. Mahkeme heyetine  “Huzurunuza gelmeme sebep olan bir iddianame değil, bir intikamnamedir. O yüzden bu intikamnameye karşı herhangi bir savunma yapmayacağım.” dedi.

Müyesser Yıldız’ın tutuksuz yargılanmasına karar verildi.

Sadece yazılarından tanıdığım bir meslektaşım olan Müyesser Hanım’ın cezaevinden kurtulmasına sevindim. Davaya sebep olan yazılarda yer alan bilgilere “devlet sırrı” demenin doğru olup olmadığı tartışmalıdır.

Aynı davada tutuksuz yargılanan Tele-1 Ankara Temsilcisi İsmail Dükel’in “Bir ülke, gazetecisi kadar özgürdür!” sözü Türk basınının içinde bulunduğu hazin durumu bir kez daha gözler önüne serdi!

TEBESSÜM

“Geçmiş olsun majeste!”


Atatürk döneminde yabancı devlet adamları Atatürk’le görüşmek için sık sık Türkiye’yi ziyaret ederlerdi. Yugoslavya Kralı Aleksandır Karacorcevic de bunlardan biriydi.

Kral, 1933 yılında eşi Mari ile birlikte İstanbul’a geldi, Dolmabahçe Sarayı’nda verilen davette Yugoslavya Kralı, bir ara Atatürk’e:

“Ekselans” dedi “İngiltere Başbakanı Sör Llyod George, Anadolu’nun işgal edilmesini, Yunanistan’dan önce bize teklif etmişti ama ben işgali reddettim.”

Kral Aleksandır, Atatürk’ten bir takdir, bir teşekkür bekliyordu ama Atatürk ona gülümseyerek şöyle dedi:

“Geçmiş olsun majesteleri... Çok büyük tehlike atlatmışsınız!”

GÜNÜN SÖZÜ


Her şey liderle yükselir ve ona bağlı olarak düşer!