30 Ağustos 1922’de, düşman ordularına son darbenin vurulduğu zaferin 98’inci yıl dönümü kutlamalarını kısıtlarsınız ha?

Alın size kısıtlama!

Türkiye dün inadına bayram yaptı!

Tabii ki halkımızın çoğu bilinçliydi. Salgın nedeniyle, kutlamalarda maske ve sosyal mesafe kurallarına titizlikle uyulmaya çalışıldı.

30 Ağustos, ulusal tarihimizin çok büyük, çok parlak, görkemli bir dönüm noktasıdır. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum sancılarının bittiği, nur topu gibi yeni bir devletin doğduğu tarihtir.

Türk ulusu, Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını§ bir kez daha minnet ve şükranla andı.

★★★

Biz, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı, Bodrum’un şirin bir beldesi olan Gündoğan’da coşku ile kutladık.

Ben, hekim dostum, Cumhuriyet sevdalısı Prof. Dr. Cavit Avcı ile beraberdim. O da bir sevinç ve heyecanla kutlama alanına koşmuştu.

Gündoğan’da milli bayramları kutlayacak bir meydan maalesef yoktur. Eskiden bir Cumhuriyet Meydanı vardı, sonra o meydan ne hikmetse, çirkin bir şekilde “otopark” yapıldı! Atatürk heykeli sökülüp daracık bir köşeye taşınarak âdeta hapsedildi!

İşte biz dün 30 Ağustos Zaferi’mizi bu küçücük yerde, salgın kurallarına uymaya çalışarak coşkun bir şekilde kutladık. Hep beraber İstiklâl Marşı’nı söyledik, ardından İzmir Marşı’nı dinlerken o muhteşem marşa biz de sesimizin yettiği kadar katıldık!

★★★

Kutlamalarımız akşam da Gündoğan Küçükbük Tepe Evleri’nde devam etti.

Çok sayıda baskı yapan “Atatürk’ün Yanı Başında” kitabının yazarı M. Kemal Ulusu’nun moderatörlük yaptığı kutlamalarda, 30 Ağustos destanını kanlarıyla yazan şehitlerimizin, göklerde uçuşan ruhlarını selamladık, düşman ordusunu denize döken Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha şükranla andık.

Milli bayram günleri, ulusun çimentosudur. Farklı görüşlerdeki yurtseverleri birleştiren önemli günlerdir. Böyle günleri kısıtlamak, yasaklamak veya unutturmaya çalışmak, milli bütünlüğümüzün altına konulan dinamittir!

Ülkenin kaderiyle oynayan siyasilere bu gerçeği dün bir kez daha hatırlattık! Bazı çevrelerin, milli bayramlara ve Atatürk’e duydukları alerjinin artık son bulması, ülkemizin esenliğe kavuşması için şart!

★★★

Moderatör M. Kemal Ulusu’nun, işgalcilere ve emperyalist devletlere kesin bir şamar indirmiş olan Mustafa Kemal’in askerlerinin, bütün mazlum milletlere umut ışığı olduğunu anlatmasının ardından bir tören daha yapıldı.

2019 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başarı Ödülü’nü kazanan SÖZCÜ yazarı Serpil Yılmaz’a bir ödül daha verildi. Bu ödülü Gündoğan Tepe Evleri sakinleri adına alkışlar arasında ben takdim ettim.

SÖZCÜ Gazetesi Gündoğan’da diğer gazetelerden kat kat daha fazla satılan ve en çok okunan lider gazetedir.

TEBESSÜM

Atatürk ve Yugoslav Kralı


30 Ağustos 1922 Zaferi’nden yaklaşık 16 ay sonra genç Türkiye Cumhuriyeti kurulur ve tüm dünyada büyük saygı görür. Yabancı devlet adamları Atatürk’le görüşmek için Türkiye’yi ziyaret ederler. Bunlardan biri de 1933 yılında eşi Mari ile birlikte İstanbul’a gelen Yugoslavya Kralı Aleksandar Karacorcevic’tir.

Dolmabahçe Sarayı’nda kralın onuruna bir davet verilir. Kral Aleksandar, bir ara Atatürk’e:

“Ekselans” der “İngiltere Başbakanı Llyod Gerorge, Anadolu’nun işgal edilmesini, Yunanistan’dan önce bize teklif etti ama ben işgali reddettim” der.

Kral Aleksandar, Atatürk’ten bir takdir, bir teşekkür beklemektedir. Fakat Atatürk ona gülümseyerek şöyle der:

“Geçmiş olsun majesteleri... Çok büyük tehlike atlatmışsınız!”

GÜNÜN SÖZÜ


Hürriyet olmayan bir memlekette, ölüm ve çökme vardır!