Ankara’nın göbeğinde kocaman bir “Kol Saati Anıtı” vardı...

Hiç bir estetiği olmayan kötü anlamlı ve çirkin bir heykeldi bu...

Onu, Ankara’nın Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek yaptırmıştı...

Heykelin bulunduğu Genelkurmay Kavşağı, Atatürk’ün 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya girdiği yerdi...

Melih Gökçek, böyle anlamlı bir yere anlamsız saat heykelini koymakla herhalde bir şeyler demek istemişti ama bunun anlamını iyiye yorumlamak mümkün değil!

★★★

Kısa bir süre önce kaybettiğimiz sevgili arkadaşım, meslektaşım, kardeşim Bekir Coşkun bu çirkin kol saati heykelini gördükçe:

“Şu saçma heykel beni kahrediyor, sinirlerimi bozuyor... Atatürk’ün 1919 yılında Ankara’ya ayak bastığı yer orası... Kol saati heykeli mi konulur o anlamlı yere?” diye üzülürdü.

O kol saati heykelini gördükçe ben de eski yıllardaki bir anıyı hatırlardım...

Fenerbahçe’de futbol oynarken tıbbiyeyi bitirip psikiyatrist olan rahmetli Dr. Memduh Eren koyu bir CHP’liydi... 1960 öncesi konuşma yaptığı bir mitingde halka hitap ederken:

“Demokrat Parti iktidarı millete sadece dert getirdi. Başbakan Menderes sizlere kol saatinden başka ne verdi ki? Siz de ona sandıkta kol saati verin!” demiş, başı derde girmişti.

Dr. Memduh Eren’i yaka paça götürmüşler, “Başbakan’a alenen hakaret ettiği” iddiasıyla yargılamışlardı. Demek ki kol saati göstermenin anlamı pek hoş değilmiş...

★★★

Bekir Coşkun, yerel seçimler sırasında “Kol saati” başlıklı köşe yazısında Mansur Yavaş’la yaptığı bir konuşmayı şöyle nakletmişti:

“Herkesin oy kullandığı saatlerde Mansur Yavaş aradı. Daha seçilip seçilmediği belli değildi ama ben tebrik ettim...

‘Sizden bir ricam var’ dedim ‘Bu arkadaşlar şehrin en anlamlı yerine KOL SAATİ heykeli koydular... Seçilince lütfen onu oradan kaldırın, o günlerin anısına yakışan bir şey koyun lütfen.’

Mansur Yavaş ‘Seçilirsem söz’ dedi... Yavaş ‘Söz’ dediyse sözdür... O kavşakta Genelkurmay var, TBMM var, Harp Okulu var... Tümü bu arkadaşların elinde ne hale geldi bilirsiniz... Ve Atatürk’ün Ankara’ya girdiği yer orası...”

★★★

Mansur Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olunca sözünü tuttu...

16 Nisan 2019’da anlamsız ‘Saat Heykeli’ni söktürdü ve anlamlı bir heykel çalışması başlattı.

Yapılmasına başlanan heykelin adı “Kızılca Gün Anıtı” idi.

Dün, Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 101’inci yıldönümünde kavşakta bu heykel vardı.

10 metre yüksekliğinde ve 4,5 metre eninde olan bu güzel anıt 27 Aralık 1919 günü Atatürk’ün Ankara’ya gelişini ve onu sevgiyle karşılayan seymenleri simgeliyor ve kavşağı bu anlamlı anıt süslüyor.

★★★

Böylece, kalbimize gömdüğümüz sevgili arkadaşımız Bekir Coşkun’un vasiyeti yerine gelmiş oldu.

Sağ olasın Mansur Yavaş...

Atatürk’e sahip çıktın ve milletin var oluş destanını yazdırdın... Sana ne kadar teşekkür etsek azdır.

65 yaşı eve kapatıp ölmesini bekleyenler iyi okusun!


Kadim okurlarımdan Yüksel Yılmaz “65 yaş üstünü evlerde hapsedip ölmesini bekleyenler iyi okusun” diyerek “Alıntı olduğunu belirttiği” şu ilginç mesajı gönderdi. Okuyalım:

 Tarlada, bağda çalışan 65 yaş...

 Hayvan yetiştiren 65 yaş...

 Traktör süren 65 yaş...

 Ürünü pazara getiren 65 yaş...

 Tarhana, peynir yapan 65 yaş...

 Bal üretenler 65 yaş...

 Kredi borcu olmayan 65 yaş...

 Torunlarını okutan 65 yaş...

 Yetişkin çocuklarını doyuran 65 yaş...

 Kısacası, hayat cahili olmayan 65 yaş bu toprakların aşı, ekmeğidir!

GÜNÜN SÖZÜ


Umut tükenmez! Hayat sürekli değişir ve insanın kaderi de ansızın değişebilir!