Virüsün ekonomiye darbesi çok ağır!

Turizm durdu... Hizmet sektörü durdu... Milyonlarca insan endişeli!

Havacılık sektörü stop etti. Sanayi üretimi durma noktasında...

Her alanda çöküntü var.

İktidar “Kolonya dağıtacağız!” diyor.

Bayılana limon, ayılana gazoz!

Bu şekilde sorunları önleriz!

Allah yardımcımız olsun!

★★★

Antalya’da, Marmaris’te, Bodrum’da, Çeşme’de turizmciler panik içinde!

Birçok turizm yatırımcısı kredi ile satın aldıkları otellerin senetlerini nasıl ödeyeceklerini acı acı düşünüyorlar.

“En sağlam sektör” diye bilinen ve bu nedenle turizme bol keseden kredi dağıtan bankalar da tahsilatta bir hayli zorlanacak!

Turizm bölgelerindeki otellerin (bilinmeyen bir süre için) kapanması on binlerce turizm çalışanını ekmeksiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı!

Böyle bir ortamda iktidar ne yapıyor? Virüse karşı maskeli ve mesafeli önlemler alarak Kanal İstanbul Projesi kapsamında iki köprünün nakli için ihale yapıyor.

Koronavirüsle mücadele böyle mi olur?

Millet can derdine düşmüşken Kanal İstanbul bizi virüsten kurtaracak mı?

Çöp ülkesine döndük!


Ülkede yaşam durdu ama “Çöp ithalatı” durmadı.

Yabancı ülkelerden el âlemin çöpünü para vererek satın alıyoruz!

MHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Hidayet Vahapoğlu “Virüs yayılıyor. Çöp ithalatını derhal durdurun” diyerek iktidarı hem uyardı, hem çağrıda bulundu.

Türkiye âdeta “Çöp ülkesine” dönmüş halde... Dünyanın birçok yerinden, Irak, Tunus, Tayland gibi ülkelerden bile çöp niteliğinde “atık plastik” ithal ediyoruz.

Türkiye 2014’te 45.3 milyon dolarlık “atık plastik” ithal ederken bu miktar 2018’de 116.4 milyon dolara yükseldi. Bu çöp plastikler “geri dönüşüm” için kullanılıyor.

Doğada çözülmesi yüzlerce yıl süren plastik atıkların dönüşümüne çok yüksek enerji harcanıyor ve bu da hava kirliliğine neden oluyor.

İktidarın küçük ortağı olan ve her icraatta AKP’yi destekleyen MHP bile çöp alımına karşı... Genel Başkan Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu “Üste para vererek virüs ithal etmeyin beyler!” diyerek iktidarı uyardı! Haksız mı?

TEBESSÜM

Paşa’yı çileden çıkarttılar!


65 yaş üstü yurttaşlara “Sokağa çıkma yasağı” getirilirken onların ihtiyaçları hiç düşünülmedi. Bunlar ne yiyecek, ne içecek? Başı-dişi ağrırsa ne yapacak? Kalp krizi geçirirlerse ne olacak?

Emekli Koramiral Atilla Kıyat’ın başına gelenler, düzensizliğin gülünç bir örneğidir.

Kıyat Paşa, eşini doktora götürmek için izin belgesi almaya çalışıyor ama yardım isteyeceği 155 numaralı telefon bir türlü açılmıyor. 156’yı arıyor, karşısına çıkan görevli kişi ona iki telefon numarası veriyor ve “Bu numaraları arayın” diyor.

Görevlinin verdiği mobil telefon numarası çalıyor, çalıyor, açılmıyor. Sabit numara ise uzun ve sabırlı bir bekleyişten sonra açılıyor.

Karşısına çıkan Ataşehir Belediyesi... Memur “Kaymakamlığa gidip izin dilekçesi verin” diyor. Ee, 65 yaş üstüne yasak var, nasıl gidecek?

Belediye görevlisi “Yakınınız gitsin” diye akıl veriyor.

“Yakınım yok, ne yapacağım?”

Görevli ilgisiz bir ses tonuyla “O zaman size yardımcı olamam” diyor.

Sonunda Atilla Kıyat Paşa’nın tepesi atıyor:

“İster yardımcı ol, ister olma! Kendi olağanüstü halimi ilan edip sokağa çıkma yasağını kaldırdım” diye isyan ediyor.

Bu, yalnız Atilla Paşa’nın değil, çok kişinin başına gelen bir durum! Korona günlerinde mizah hikâyesi gibi...

GÜNÜN SÖZÜ


İyi yönetilmeyen ülkelerde yaz günü kar yağar!