Türkiye’nin en gözde sanatçılarından ikisi... Müjdat Gezen ve Metin Akpınar...

İkisi için de 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Suçları ne? Cumhurbaşkanı’na alenen hakaret etmişler... İddia öyle...

Ben bu iki sanatçının da ülkesini ve ulusunu ne kadar sevdiklerini adım gibi biliyorum... İkisi de Cumhuriyet sevdalılarıdır. Herkese saygılı insanlardır. Değil Cumhurbaşkanı’na, herhangi bir kişiye bile hakaret ettikleri görülmüş şey değildir.

Onların hayatı mizahtır... Mizah espri içinde eleştiridir... İki sanatçı da tüm eleştirilerini mizah diliyle yaparlar...

Davaya konu olan “Halk Arenası” programını ben de izlemiştim.

Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, Uğur Dündar’ın yönettiği programda, ülke, olaylar ve insanlar hakkında kişisel görüşlerini açıklamışlardı. İki sanatçının bazı sözlerinin “Cumhurbaşkanı’na hakaret olduğu” iddia edildi.

Gerçek sanatçı susmaz, konuşur.

★★★

Yazdığı ve bizzat oynayıp sahneye koyduğu tiyatro eserleri ve filmlerle Türk halkının büyük sevgisini kazanan Müjdat Gezen:

“Ben hayatımda hiç kimseye hakaret etmedim. Hakaret ayıp bir şeydir. Bizi ceza yöntemiyle korkutmak istiyorlar ama böyle şeylerden korkmayız, yılmayız! Onlara demek lâzım ki, ‘Sizin 25 milyon kadar potansiyel oyunuz var ama bizim 50 milyondan fazla seyircimiz var arkamızda...” diyor.

★★★

Uzun yıllardan beri tanıdığım Müjdat Gezen’in, kendisine saldıranlara ve tiyatrosunu yakanlara bile hakaret ettiğini görmedim.

AKP Türkiye’sinde artık açılan hiçbir davaya şaşırmamak gerekiyor. İyi niyetle sarf edilmiş cümlelerden bile cımbızlanarak hakaret ifadeleri çıkarmak mümkün! Dönem, ne yazık ki böyle bir dönem!

★★★

Günümüzdeki yöneticilerin sanat ve sanatçılara bakış açısı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün bakışı taban tabana zıttır... Atatürk sanatçıyı baş tacı eder “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” der ve eklerdi:

“Hepiniz mebus olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz fakat sanatkâr olamazsınız!”

Gerçek, Atatürk’ün söylediği gibidir. “Sanatın ne kadar güç bir iş olduğunu sanatçıdan başkası bilemez.”

Aşağıda, Atatürk’ün sanatçıya verdiği değeri anlatan ilginç bir öykü okuyacaksınız.

“Öleceksek biz ölürüz!”


Türk Musikisi Sanatı’nın üstadı Nevzat Atlığ telefonla arayarak “Sana bir video gönderdim. İçinde Büyük Atatürk’ün sanata bakış açısını özetleyen çok güzel bir öykü var” dedi.

Açtım, baktım. Halkın sevgilisi Müjdat Gezen, çevresini sararak kendisini dikkatle dinleyen gençlere anlatıyordu:

★★★

“Mustafa Kemal cephede dolaşırken, gözüne bir hat sanatı ilişiyor, çok beğeniyor. Hat sanatı demek, yazıyı güzel yazma sanatı...

‘Kim yaptı bunu?’ diyor...

‘Hattat bir arkadaşımız var efendim, İstanbullu, o yaptı’ diyorlar.

‘Çağırın gelsin’ diyor...

Hattat geliyor, ‘Buyurun komutamın’ diyor.

Sen mi yaptın bunu?’ diye soruyor Atatürk...

‘Evet komutanım...’

‘Ne zaman yaptın?’

‘Dün gece sigaramın ateşinin ışığında yaptım komutanım. 7 senedir bu sanatı yaparım...’

‘Nerelisin sen?’

‘İstanbulluyum komutanım.’

Atatürk ‘Yüzbaşıyı çağırın bana’ diyor. Geliyor yüzbaşı...

Atatürk ‘Bunun sivil elbiselerini verin, yollayın İstanbul’a memleketine’ diyor.

Asker, ‘Fakat komutanım ben buraya savaşmaya geldim’ diyecek oluyor.

Atatürk:

‘Hadi git evladım. Memleketin sanatkâra ihtiyacı var. Öleceksek biz ölürüz!’ diyor.

GÜNÜN SÖZÜ


Siyaset adamları fanidir ama sanat ve sanatçı ölümsüzdür.