Hatay’da yaşanan feci olay, insan olan herkesi sarstı.

“Çocuklarım aç, iş istiyorum anlamıyor musunuz? Dayanamıyorum artık!” diyerek üzerine benzin döküp kendini ateşe veren Adem Yarıcı’nın acı sonu, yürek parçalayıcı bir trajedi...

42 yaşındaki Adem’in parası pulu yoktu, uzun süredir işsizdi, 3 çocuğuna ekmek götüremiyordu. Namuslu bir insan olduğu için çalıp çırpamazdı. Psikolojisi bozulmuştu.

Ülkemizde Adem Yarıcı gibi umutlarını yitirmiş, çaresiz, kara bahtlı kim bilir daha kaç kişi var?

Olay, yalnız Adem Yarıcı’nın değil, Türkiye’nin dramıdır.

★★★

İşsizlik insanları yakıyor!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi işsiz sayısı 4 milyon 396 bin ama gerçek işsiz sayımız 8 milyona dayanmış bulunuyor. İş bulmaktan umudunu kesip iş aramayanlar işsiz sayılmıyor!

Eğitimli her 100 gencimizin en az 25’i işsiz, perişan.

16 milyon 831 bin 210 kişi aldığı sosyal yardımlarla karnını doyurmaya çalışıyor.

Asgari ücret 2324 lira.

Açlık sınırı 2250 lira.

Açlık sınırında yaşayanların oranı yüzde 21 (Yaklaşık 17 milyon kişi).

Tepeden tırnağa her ürüne korkunç zamlar yapılırken, TÜİK’in açıkladığı enflasyon yüzde 12.5... Kara bir mizah gibi...

Ülkede birileri yiyor, birileri yanıyor!

Sosyal adaletimizin özeti bu!

Bir de “Türkiye kanatlandı uçuyor” edebiyatı yapıyorlar. Buna hâlâ inanan var mı, bilemiyorum!

İhanet ve nankörlük!


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye’ye karşı ihanet ve nankörlük içinde!

İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Akıncı, “En kısa zamanda Kıbrıslı Rumlarla federal çözüm içeren bir anlaşmaya ulaşılmazsa adadaki Türk ve Rum toplumlarının bölünmüşlüğü kalıcı hale gelecek ve KKTC Ankara tarafından yutulacak!” dedi.

Şu çirkin ifadeye bakın! Ankara, Kuzey Kıbrıs’ı yutacakmış! Hem de bunu sorumlu kişi söylüyor ve aynı çirkinlikte devam ediyor:

“Anavatan, Yavruvatan yoktur. Türkiye’ye bağlanma ihtimali korkunçtur!”

Bunlar, ihanet içindeki bir adamın hezeyanlarıdır.

Türkiye Kıbrıs’ı ‘Yavruvatan’ diyerek bağrına basmış, onu her türlü tehlikeden korumayı görev bilmiştir. Türkiye bu uğurda şehitler vermiş, yedi düvelle düşman hale gelmiştir.

Eğer Türkiye olmasaydı o efendi KKTC Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabilecek miydi, yoksa Rumların kölesi mi olacaktı?

Akıncı, hükümetin faturalarını ödeyen Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için Rumlar’dan yardım isteyerek “Güneyin desteğine ihtiyacımız var” dedi.

Kıbrıs Rum yönetiminden açıkça yardım dilenen bu adam nisan ayında yapılacak seçimde Kıbrıslı Türklerin cumhurbaşkanlığına yeniden aday oldu. Hangi yüzle acaba?

TEBESSÜM

Sen nesin? Siz nesiniz?


25 yıl önce kaybettiğimiz büyük yazar Aziz Nesin’e soyadının anlamını sordukları vakit şöyle cevap vermişti:

“1934 yılında ‘Soyadı Kanunu’ çıktı. Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için, insanların bütün gizli, aşağılık duyguları ortaya çıktı.

Dünyanın en cimrileri ‘eli açık’,

Dünyanın en korkakları ‘yürekli’,

Dünyanın en tembelleri ‘çalışkan’,

Dünyanın en ürkek insanları “aslan, kaplan” gibi soyadları aldılar.

Ben kendime ‘Nesin’ soyadını aldım.

Herkes ‘Ne-sin’ diye çağırdıkça, ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.”

Kıssadan hisse:

Günümüzde birtakım siyasetçilere (soyadlarına boş verip) keşke şunu sorabilsek:

“SEN NESİN?

SİZ NESİNİZ?

NEDİR HİKMETİNİZ?”

GÜNÜN SÖZÜ


Aç, en yakının olsa bile kaç! Açlık insana her kötülüğü yaptırır!