“Koronavirüs” denilen ve gözle görülmeyen bir yaratık dünya devi Çin’i yere serdi!

Koskoca Çin’in bir virüsle devrilmesi büyük bir olaydır.

Salgında bir günde 242 kişi öldü ve ölü sayısı 1384’e yükseldi.

Toplam vaka sayısının 64 bine ulaştığı bildiriliyor.

Dünya korku içinde...

Ticaret savaşlarıyla dev Çin’in tüm dünyaya egemen olacağı iddia edilirken her şey birdenbire tersine döndü!

İnsandan insana solunum yoluyla geçen öldürücü koronavirüs yüksek bir hızla yayılmaya devam ediyor.

Virüs daha şimdiden Çin ekonomisine büyük darbe indirmiş durumda.

Siparişler durdu, ihracat azaldı, uçak ve gemi seferleri iptal edildi, Çin’de turizm neredeyse batma noktasına geldi.

Zarar milyar dolarlarla ifade ediliyor.

★★★

Atalarımız “Düşmanın karınca bile olsa küçümseme, kork!” demişler. Bakınız, karıncadan bin defa daha ufak bir virüs neler yaptı?

Çok şükür bizim ülkemizde şimdiye kadar koronavirüs olayı görülmedi. Fakat her an tetikte olmalıyız, tedbir elden bırakılmamalı!

Gözle görülmeyen o düşman virüsün kurbanı olmamak için tıbbın bütün imkânları kullanılıp her türlü önlemlerin alınması şarttır.

★★★

Çin şu an çaresiz. 10’a yakın kenti kapsayan ve 50 milyona yakın nüfusu olan bir bölgeyi karantina altına almak zorunda kaldı.

Olayın ABD - ÇİN ticaret savaşının tam ortasında patlak vermesi, beraberinde birtakım iddiaları da gündeme getirdi.

Bazı bilim adamları koronavirüsün doğal olmayıp laboratuvarda üretildiğini iddia ediyor!

Eğer gerçekten böyleyse durum daha da vahim demektir.

Ben buna inanmak istemiyorum. Hiçbir ülke, hiçbir devlet böyle bir vahşeti planlayacak kadar insanlıktan uzak olamaz!

Laboratuvarda üretilen öldürücü virüsün küresel rekabetin savaş aracı olarak kullanılması için zırdeli olmak gerekir ama dünyamızdaki deli sayısının az olduğu söylenemez!

★★★

Çin 2003 yılında da SARS virüsü salgınında büyük darbe yemişti.

Şimdi Çin mallarından kaçış yine başladı.

Korku büyüyor!

Koronavirüsün aşısı bulunmadan bu panik bitmeyecek!

“Mahpushane İli” 82’nci ilimiz oldu!


“Çoban Ateşi Hareketi”nin öncüsü (eski Devlet ve Sağlık bakanlarından) Rifat Serdaroğlu anlatıyor:

“2020 yılı başında ülkemiz icra dairelerinde 28 milyon adet icra dosyası var.

Her dosyanın biri alacaklı diğeri borçlu olmak üzere en az iki kişisi vardır.

Bu sayıya şirketleri eklersek, ülke nüfusunun tamamına yakınının icralık olduğunu görürüz.

Biz görüyoruz ama lütfen siz de görün, yüklenmeyin damada!

Damat bey, hepimizi icralık olmakta eşitlemedi mi?

Siz böyle bir sosyal adalet gördünüz mü?

Türkiye’de tüm cezaevlerinde 290 bin tutuklu-hükümlü insan var!

25 tane ilimizin nüfusu bu rakamdan azdır.

Toplam 81 ilimiz var. 82’ncisi “Mahpushane İli” oldu. Hiç masrafsız olarak, böyle büyük bir il kurulmasına yardımcı olduğu için “Damat istifa” diye diye bağırılır mı hiç?

★★★

- Ülke tam bir çiftliğe dönmüş, neresinden tutsanız elinizde kalacak şekilde tel-tel dökülür hale gelmiş...

- Bağımsızlığımız ve özgürlüklerimiz ciddi tehlike altında...

- Hukuk devleti yok edilmiş...

- Laiklik ayaklar altında...

- Anayasa rafa kaldırılmış...

- Sizler “Damat istifa” diye tepiniyorsunuz!

- Dokunmayın damadımıza!”

      (Rifat Serdaroğlu)

GÜNÜN SÖZÜ


Doğuşta bütün insanlar iyidir. Onları bozan toplumdur!