Dün yazmıştım: “Ders kitaplarında Atatürk, Padişah Vahdettin tarafından vatanı kurtarmak için Samsun’a yollandı” algısı yaratılıyor.

Ülkede her türlü yalana alışmıştık ama bu yalan ve yanlışların ders kitaplarına bile girmesi çok üzücü!

Tarihi çarpıttılar, genç beyinlere Padişah Vahdettin’in ülkeyi kurtarmaya çalıştığı ve bu amaçla Mustafa Kemal Atatürk’e görev verdiği yalanını inandırmaya kalktılar.

Böyle bir eğitimden ülkeye hayır gelir mi?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, aklı başında vatandaşların gözünde birkaç puan daha kaybetti!

★★★

İşin aslı ne? Gerçek nedir?

Bunu tarihçi yazar ve eğitimci Mustafa Solak şöyle anlattı:

“Sevr Antlaşması ile kendimize ait bir karış toprağın kalacağı bile meçhuldü.

Ders kitaplarında hain Padişah Vahdettin’in, emperyalizm işbirlikçiliği gizlendi.

12’nci sınıfta okutulan Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında, Atatürk’ün Samsun’a çıkmadan önce padişahla görüşmesinin anlatıldığı metinde, Padişah Vahdettin’in Atatürk’e “Şimdi yapacağın hizmet şimdiye kadar yaptıklarından mühim olabilir. İstersen devleti kurtarabilirsin” dediği yazılmıştır.

Bu cümleleri okuyan öğrenci, padişahın, Atatürk’ü Milli Mücadele’yi başlatması ve vatanı kurtarması için yolladığını düşünür. Tamamen yanıltıcı!

Konuşmanın kesilen kısmını Atatürk’ün kendisinden dinleyelim:

“Padişah demek istiyordu ki, hiçbir kuvvetimiz yoktur. Tek dayanağımız İstanbul’a hâkim olanların siyasetine uymaktır.”

“Bu durumda bana verilen vazife, onların (işgal kuvvetlerinin) şikâyet ettikleri meseleleri halletmek oluyordu. Eğer onları memnun edebilirsem, memleketi ve halkı Padişah’ın siyasetinin doğru olduğuna inandırabilirsem ve bu siyasete karşı gelen Türkleri cezalandırsam, Padişah Vahdettin’in arzularını yerine getirmiş olacaktım!”

12’nci Sınıf ders kitabında Padişah’ın Atatürk’le görüşmesinin sadece “İstersen devleti kurtarabilirsin” sözleri verilip, devam eden kısmı atlanarak “Atatürk, Padişah tarafından vatanı kurtarmak için Samsun’a yollandı” algısı yaratılması tam bir aldatmacadır.

★★★

Ey Milli Eğitim Bakanı!.. Ey Ziya Selçuk Bey!..

Öğrencilerin kafasına bur tür yanlış bilgiler neden sokuluyor? Hangi amaca hizmet ediliyor?

Sevr’i yanlış anlatan, Atatürk’ü önemsizleştiren ders kitaplarında senin de sorumluluğun çok büyük.

Cumhuriyet’in Milli Eğitim Bakanı olarak vazifen, bu tür yanıltıcı ders kitaplarını önlemek değil midir?

Sağlığımız Allah’a kaldı!


Sonbaharla birlikte grip mevsimi de geldi...

Koronavirüsle boğuştuğumuz şu günlerde, bir de grip virüsü ile mücadele edersek halimiz harap olur!

Gribin belirtileri de koronaya benziyor. Grip olanlar, korona olduklarını sanarak panik halinde hastanelere koşabilir, sağlık sistemi iyice karışır!

Doktorlar, özellikle ileri yaştaki yurttaşlara “Mutlaka grip aşısı yaptırın” diyorlar.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da grip mevsiminin gelmesi nedeniyle vatandaşları uyardı, “Dikkatli olalım, aynı anda iki virüsle birden savaşmak zorunda kalmayalım. Gribe yol açan ‘İnfluenza virüsü” de koronavirüsle aynı şekilde bulaşır!” dedi.

Bu söylenenler doğrudur, fakat...

Piyasada grip aşısı yok! Bundan haberin var mı Koca Bey?

Vatandaşlar sabah-akşam eczanelere koşuyor, kendi paralarıyla grip aşısı yaptırmak istiyor, fakat koca ülkede aşı bulunamıyor! Devletin Sağlık Bakanlığı ne iş yapar Allah aşkına?

Bir de “Aman aşı yaptırın!” diyorlar. Aşı bulun da yaptıralım!

Anlaşılan, hastalıklarla mücadelede işimiz Allah’a kaldı!

GÜNÜN SÖZÜ


Ülke sorunlarını kendine dert edinen kişilere “Deli misin?” diyorlar!