Ülkede başlatılan yasak salgını dünya uygarlık liginde Türkiye’yi bir basamak daha düşürdü.

Biraz tarih bilgisi olanlar, tüm dünya ülkelerinde sertlik ve yasakların sahiplerine hayır getirmediğini bilirler. Fakat...

İşler kötü gittiği vakit bu hata her defasında tekrar edilir nedense...

Çelişki içindeyiz. Türkiye’nin demokratik bir hukuk ülkesi olduğunu söyleyerek yabancı yatırımcılara “Gel gel” diyoruz... Turizm için dünyaya güven verici mesajlar göndermeye çalışıyoruz... Bir yandan da garip yasaklarla ülkemize güveni yok ediyoruz!

Bu durumda kim gelir memleketimize?

Nitekim gelen olmuyor ve iş dünyası da, turizm de kan ağlıyor!

★★★

AKP iktidarı, medya üzerindeki baskılarını da ağırlaştırdı... Ne için?

Eleştirileri önlemek, aleyhteki yayınları engellemek için...

Fakat ne oluyor?

AKP baskıları arttırdıkça puan kaybediyor, fitili yakılan mum gibi oyları eriyor.

Uzun lâfa gerek yok. Son kamuoyu anketleri ortada... Dramatik bir düşüş var!

İktidar bunu gördükçe hırçınlaşıyor, ceza ve yasakları arttırıyor. Gazeteciler için neredeyse özel hapishane açılacak!

★★★

Sayıları parmakla sayılacak kadar az olan muhalif gazete ve televizyonlara ceza yağdırıldı...

Gazetelerin resmi ilanları kesildi, bir kısım gazeteciler tutuklandı, bazı gazeteci ve yazarlar hapse mahkûm edildi.

...Ve son olarak, muhalif Halk TV ile Tele-1’e beşer gün yayın durdurma cezası verildi. RTÜK’ün bu kararıyla Türkiye uluslararası camiada birkaç puan daha geriledi. Batı ülkelerinde böyle antidemokratik cezaların görülmesi mümkün değildir.

Daha önce de bu iki kanalla birlikte Fox TV’ye de program bazında ekran karartma ve ağır para cezaları verilmişti.

Halk TV ve Tele-1’in suçları ne?

1) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanlışlarını sergilemek,

2) Padişah II. Abdülhamit’i eleştirmek!

Ne kafadır bu anlamak mümkün değil.

Diyanet İşleri’nin ve II. Abdülhamit’in dokunulmazlıkları mı var? Eleştirilemezler mi? Aslında RTÜK Başkanı iktidara yaranmak isterken suç işliyor!

★★★

Türkiye, özgürlükler açısından 41 OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkesi arasında sonuncu!

Basın özgürlüğünde de180 dünya ülkesi arasında 157’nciyiz!

Neredeyse Afganistan düzeyinde geriledik!

İktidar eseriyle gurur duyuyor mu, bilmiyorum!

Şu anda karanlıktayız ama daha karanlık gelmez inşallah!

İnternet haydutlarına “Lânet olsun” sözü bile az!


Sosyal medyadaki çirkinlikler, aşağılık saldırıla kime yapılırsa yapılsın, asla tasvip edilemez!

Maliye Bakanı Berat Albayrak ile eşi Esra Albayrak’ın dünyaya gelen yeni bebeklerinin ardından sosyal medyada yapılan edep ve insanlık dışı paylaşımlar tam bir rezilliktir.

İğrenç saldırı, toplumda da kabul görmedi ve aklı başında herkes bu insanlıktan nasibi olmayan kişilere lânet okudu.

Edepsizliği yapanlar mutlaka bulunup cezalandırılmalı. Bu kesin... Ancak olay sonrası, bunu bahane edip sosyal medyadaki muhalefeti susturma çalışmaları yanlıştır.

Sosyal medyanın kapatılması demek, tüm ülke ve ulus olarak çağın gerisine düşmek demektir.

“Ateş yakıyor, su boğuyor” diye ateşten ve sudan vaz geçemezsiniz. Sosyal medya internet çağında ateş ve su gibi önem taşıyor.

Virüsü öldürmek isterken, tüm uygarlığı yok etmek herhalde akılcı bir iş olmaz! Pire için yorgan yakılmamalı, internet haydutlarıyla mücadele görevi yargıya bırakılmalıdır.

GÜNÜN SÖZÜ


Okuyacağınız yazarı bir arkadaşınızı seçer gibi seçmelisiniz!