Anayasa Mahkemesi üyeliğine başlayan için ant içme töreni yapılır. Mahkemenin görkemli salonunda, yeni göreve başlayacak üye Anayasa’ya bağlı kalacağına yemin eder. Dün de, Basri Bağcı’nın yemin törenini izlemek için Anayasa Mahkemesi’ndeydim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, eski Başbakan Binali Yıldırım da törendeydi. Cumhurbaşkanı ve törene katılan herkes maskeli ve mesafeliydi.  Başkan Arslan, davet etmek isteyip de edemediklerinin çoğunu telefonla aradı. Biz de bunun ilk ve son maskeli-mesafeli tören olmasını diliyoruz.

ONUR VE ERDEM

Nasıl TBMM Genel Kurul salonunda “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir”,  mahkeme salonlarında “Adalet Mülkün Temelidir” yazıyorsa, Anayasa Mahkemesi Genel Kurul Salonu’nda ise “Haklar ve Özgürlükler İnsanlığın onur ve erdemidir” yazılı.

Bu küresel salgının bize hatırlattığı diğer gerçek de temel hak ve özgürlüklerin vazgeçilmez olduğudur. Hepimizi uzun süre evlere hapseden salgın, insanın insanca var olmasının ön şartını oluşturan başta yaşam hakkı olmak üzere, kişi özgürlüğü, seyahat özgürlüğü ve ibadet özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin ne kadar değerli olduğunu gösterdi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan “Temel hakların korunması, hukuki olduğu kadar aynı zamanda ahlaki bir meseledir. Bizim gibi olmayan, bizim gibi düşünmeyen ve bizim gibi yaşamayanların da haklarının olduğunu kabul etmemiz gerekir” diyor. Arslan, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslamofobi’nin temel hak ve özgürlükleri ciddi şekilde tehdit etmeye devam ettiğine dikkat çekiyor, “Bu nedenle ırkçılık ve yabancı düşmanlığı insanlığın geleceği açısından mevcut salgından çok daha tehlikelidir. Erdemli bir toplum ve devletin temeli adalettir” diyor.

GÖZÜ BAĞLI, KILIÇLI, TERAZİLİ

Bir elinde terazi, diğerinde kılıç olan gözleri kapalı adalet figürü, adaletin üç unsurunu oluşturan tarafsız yargıyı, hakkaniyete uygun yargılamayı ve yargı kararlarının uygulanmasını sembolize eder. O sembolleri açalım:

Gözü bağlı: Adalet gözü bağlıdır. Tarafların kim olduğuna bakmaksızın onlara eşit muamelede bulunur. Kuşkusuz hâkimin veya mahkemenin tarafsızlığı, her şeyden önce bağımsız olmayı gerektirir. Anayasamıza göre, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat verilemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Terazi: Bu terazi sayesinde, uyuşmazlıklar hakkaniyete uygun olarak çözüme bağlanır ve kamu düzeni sağlanır.

Kılıç: Hakimlerin adalet terazisinde tartarak verdikleri kararların uygulanmasını zorunlu kılar. İki tarafı da keskin kılıç hukukun üstünlüğünü ve adaletin yaptırım gücünü anlatır. Adalet, bağımsız ve tarafsız yargı tarafından verilen hakkaniyete uygun kararlar hakkıyla yerine getirilmeli.

YÜZDE 52.1 İHLAL

Anayasa Mahkemesi’nin temel görevi, adaletin ete, kemiğe bürünmüş hallerinden biri olan temel hak ve özgürlükleri korumaktır. Bunun için göreve başlayacak üye, Anayasa’yı, temel hak ve özgürlükleri koruyacağına yemin ediyor.  Mahkeme Başkanı Zühtü Arslan, şu önemli uyarıda bulunuyor:

“Bireysel başvuruyu başarıyla uygulayan hiçbir ülkede bizde olduğu kadar başvuru yapılmamaktadır. Mahkememize sadece 2019 yılında 43 bin civarında başvuru yapılmıştır. Bununla birlikte geçen yıl 40 bin kadar başvuru sonuçlandırılmıştır. Dolayısıyla yapılan başvuruları karşılama oranı son iki yılda yaklaşık yüzde 93 düzeyinde gerçekleşmiştir.”

Bireysel başvuruların sonuçlarıyla ilgili çok acı bir tablo var. Adil yargılamanın yüzde 52.1 oranında ihlal edildiği ortaya çıkıyor. Peki, adil yargılamanın yapılabilmesi için ne yapılmalı? Bunu Başkan Zühtü Arslan şöyle sıralıyor:

TEK BAŞINA YETMİYOR

“Temel hak ve özgürlükleri koruyacak şekilde karar vermek tek başına yeterli değildir. Bilhassa bireysel başvuru sonucunda verilen kararlar ışığında uygulamanın değişmesi, adaletin tesisi ve tecellisi bakımından son derece önemlidir.

Anayasa Mahkemesi ihlal tespit ettiği bireysel başvurularda başvurucu açısından ihlalin nasıl giderileceğini de belirlemektedir. Bu kapsamda yeniden yargılama yapılmasına, sadece tazminata veya her ikisine birden hükmedilebilmektedir.

Bireysel başvurunun nihai amacı, yeni ihlallerin ortaya çıkmasını engellemektir. Bu da Anayasa Mahkemesi kararlarındaki ilkelerin, benzer olaylarda yeni başvuruların yapılması beklenmeden, tüm idari ve yargısal mercilerce dikkate alınmasını gerektirmektedir. İhlalin kanundan kaynaklandığı durumlarda ise yeni ihlalleri önlemenin yolu yasal değişikliklerin yapılmasıdır.”

Dünkü yemin töreni de “Mahkemenin kadıya mülk olmadığını” hatırlatıyor. Afyon Kadısı Hafız Ali, 1782 yılında görevinden ayrılırken mahkeme defterine “Bakî kalan, makamlar değil, bu kubbede hoş bir sadâdır” yazdırması da boşuna değil. Anlayan için önemli bir uyarıdır.