Zonguldak, hava kirliliği nedeniyle akciğer hastalıklarının, nüfusa göre koronavirüsün en yaygın olduğu illerimiz arasında yer alıyor. O yüzdendir ki, 30 büyükşehir için alınan kararlar arasına Zonguldak ekleniyor. Bu kentimiz yalnız hava kirliliğiyle, virüsle değil, Vali Erdoğan Bektaş’ın “Sağlıkçılar yük oluyor. Kendilerini bile koruyamıyorlar” sözüyle de gündemde. İYİ Parti Milletvekili Hasan Subaşı, cevap vermeyeceğini bile bile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya vali hakkında soruşturma açılıp açılmayacağını sordu. Bazı illerimizde valiler, kendilerini devletin değil, partinin temsilcisi gibi görüyor. Bu durum, valilik makamına olan saygıyı da azaltıyor. Bakıyorsunuz bir siyasi partinin temsilcisi gibi konuşan valiler, bu tutumlarıyla görev süresini uzatmayı biliyorlar. Vali olmak isteyenlerin de izledikleri bozuk bir yol oluyor.

YİNE AYNI İSİM

İşte o yol, kaymakamı, vali yardımcısını valiliğe taşıyor. Bunun somut örnekleri de var. Vali ve kaymakamların üyesi olduğu Türk İdareciler Derneği’nin İzmir Şubesi tarafından yayımlanan “İzmir İdareciler Bülteni”nde, İzmir eski Belediye Başkanı, eski kaymakam Ceyhan Demir’in dernek yöneticilerine “Siz nasıl böyle bir yazı yayımlarsınız” diye sitemi de var. Konu, şimdiki Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş’ın, Üsküdar Kaymakamı iken dergide yayımlanan vali yardımcılığı anısına, aynı bültende cevap veren Ceyhan Demir tepki gösteriyor. “Bu kaymakamı lütfen dikkatle izleyin. Yakında bir ilimize vali olarak atanırsa sakın şaşırmayın” diyor. Ceyhan Demir’in 24 Nisan 2008 tarihinde yayımlanan yazısının üzerinden 7 ay geçti. Öngörüsü gerçekleşti ve Erdoğan Bektaş, Muş Valiliği’ne atandı. Aralıksız 12 yıldır valilik yapıyor. İşte sağlıkçıları isyan ettiren, büyük tepki toplayan şimdiki Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş hakkında İçişleri Bakanlığı soruşturma açar mı? Son yıllarda, izlenen taktiklerden birisi de şu: Soruşturma açıldığı söyleniyor, toplumun gazı alınıyor ve olay unutulup gidiyor. Vali Bektaş için belki bunu bile yapmayacaklar.

12 YIL ÖNCEKİ YAZI

Erdoğan Bektaş’ın, Türk İdareciler Dergisi’ndeki yazısı “Hapsız Hikaye” başlığını taşıyor. Yazıda bir ilde vali yardımcısı olarak çalıştığı sırada milli eğitim ve emniyet görevlerini kırtasiyesi, yoğun işleri oluğundan sevmediğini belirtiyor, başka bir vali yardımcısına bağlı olan vakıf işlerini yürütmek için pazarlığa oturduğunu, sonuçta kendisine bağlı olan milli eğitimi verme karşılığında vakıf işlerini yürütme görevini üstlenmeyi başardığını kaydediyor. Vakıf işlerini üstlenen Erdoğan Bektaş, “Besmele çekip işe girdim ki, manzara göründüğünden de berbatmış” diyor. Yani, kendisinden önce bu görevi yürüten vali yardımcısı arkadaşını dolaylı olarak karalıyor. Açıkçası, besmeleyi öne çıkarıp belli bir imaj vermeye çalışıyor. Yazının izleyen bölümlerindeki diğer anlatımlarla bu başlangıcı birlikte değerlendirildiğinde besmele sözcüğünün sadece bir inancın sonucu söylenmediği anlaşılıyor. Ceyhan Demir “Kaldı ki, bir inancın gereği olarak besmeleyi ön plana çıkardığını düşünsek bile, besmeleyi içinden yapıp yazıda reklam konusu olarak ön plana çıkarmamış olsaydı daha saygın bir davranış sergilemiş olurdu kanısındayım” diyor.

BEKTAŞ’IN FERMANLARI

Erdoğan Bektaş’ın “İşe başlar başlamaz ilk fermanlarımı yayınlamaya da başladım” diye yazmasına ne demeli. Ceyhan Demir de bu sözlere, yazısında şu karşılığı veriyor “Bu kaymakam, padişahlık döneminin kapanıp Cumhuriyet rejimi ile yönetildiğimizi bilmiyor veya kendisini padişahlık özentisine kaptırmış bir kişi olmalı ki, mesleki dergimizde böylesine ifadeler kullanma cesaretini kendisinde bulmuştur. Varın yorumunu siz yapın. Lütfen, Türkiye Cumhuriyeti’nde bir yetkili bu kaymakama devletimizin fermanlarla değil hukuk devleti ilkeleriyle yönetildiğini öğretsin.”

DENİZ FENERİ ÖVGÜSÜ

Erdoğan Bektaş, 12 yıl önceki yazısında, sosyal yardım çalışmaları yapan dernekler içinde sadece Deniz Feneri Derneği’nden söz ediyor. Aralarında Kızılay da dahil hiçbir derneğin adını bile geçirmiyor. Emekli Kaymakam Ceyhan Demir, Erdoğan Bektaş’ı eleştirdiği yazısını şöyle bitiriyor: “Bir yandan Anayasa, yasalar ve Türk İdareciler Derneği anatüzüğünün bağlayıcı ve emredici hükümleri; diğer yanda besmeleyle başlayıp fermanlarla devam edip, Deniz Feneri Derneği’ne destek veren bu yazının hangisinin doğru olduğunu iyice bir düşünün. Ve yurdumuzun hangi noktalara geldiğini anlamaya çalışın.”

O yazıları yazan, benzer konuşmalar yapan kişi vali yapıldığında, canla başla çalışan sağlıkçıları da böyle aşağılar. Kabahat onda değil… Onu bu makama getiren, o sözlere rağmen o makamda tutanda olmalı.