1839 tarihli Tanzimat ve 1856 tarihli Islahat Fermanları avukatlık konusundaki ilk metinlerdir. 5 Nisan 1878’de İstanbul’da Dava Vekilleri Derneği’nin 63 üyesi ilk yönetimini seçmiş. Cumhuriyet döneminde 14 Temmuz 1924’te 10 ve üzerinde avukatın bulunduğu yerde baro kurulması öngörülmüş. 19 Mart 1969 tarihinde de bugünkü Avukatlık Kanunu kabul edilmiş ve önemli olmayan çok az değişiklikle bugüne kadar gelmiş.

Avukatlık Yasası’nda yapılmak istenen değişiklikle, barolar etkisiz bir dernek haline dönüştürülmek isteniyor. 5 binden fazla avukatın bulunduğu illerde 2 bin avukatın bir araya gelip baro kurmasının yolunu açıyor.

SİYASİ ARAÇ

Av. Prof. Dr. İur. Mehmet Köksal “Çoklu Baro mesleği alçaltır, hukukun üstünlüğünü yok eder” diyor. Bunları madde madde sıralayalım:

1-Hak aramaya darbe: Baroların görevlerini yapamaz hale gelmesi ve gücünün zayıflatılarak kamu görevi niteliğinden uzaklaştırılması, barolara ve hak arama özgürlüğüne vurulan bir darbe olacak.

2- Kamu görevi yapma niteliği bozulacak: Avukatlık da kamu hizmetidir. Kamu hizmetinin görülmesinde var olan bütünsellik ilkesi, çoklu baro sisteminde korunması ve uygulanması olanaksız olacak. Böylece avukatlığın kamu hizmeti olduğu da fiilen ortadan kaldırılacak.

3- Siyasi bir araca dönüşecek: Kamu görevi, din, siyasi görüş, cinsiyet, ırk, renk, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin yerine getirilmesi gereken görevdir. Her 2 bin avukat bir araya gelerek kendi barolarını kurabilecek. Bu durum, avukatlar arasında farklılaşmayı çoğaltacak, siyasi ve dini görüşler çerçevesinde bir araya gelerek kamu görevi görmekten uzaklaşılacak, barolar siyasi bir araca dönüşecek

4- Hukukun üstünlüğünü koruyacak baro kalmayacak: Çoklu baro sistemi getirilmesiyle, bir yandan üye sayılarının azalması, diğer yandan sürekli olarak bir ayrımcılığın ve siyasallaşmanın içerisine çekiliyor olmaları baroları kamu yararına çalışmaktan uzaklaştıracak. Barolar ayakta kalabilme kaygısıyla hareket edecek.

İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ

5- Meslek etiği zayıflayacak: Avukatlar, bağımsız meslek örgütlerinin kendilerini koruyacağından eminken, diğer yandan meslek ahlakına ve kurallarına aykırı davrandıklarında cezalandıracak bir meslek kuruluşunun varlığını düşünerek hareket eder. Çoklu baro söz konusu olduğunda ise avukatlar meslek etiği ve kuralları daha gevşek uygulanacak. Meslek etiği zayıflayacak.

6- Siyasi iktidar arka bahçesi: Siyasi gücü elinde bulunduranların hayallerinden biri de yargı denetimi olmaksızın ve rahatsız edilmeden işlerini yürütmektir. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak görevlerini barodan almanın en kolay yolu, kamusal hizmet niteliklerini ortadan kaldırmak, baroları bölmek ve zayıflatmaktır. Bunu yapmanın en etkili yolu da “çoklu baro” yaratmak.

7- Mesleki sorumluluğu yok edecek: Çoklu baroların, hepsinin de meslek etiğine, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına saygısı sonsuz olsa bile, üyelerinden bir veya birden fazlasının meslekten men edilmeyi gerektiren suç işlemeleri halinde, bu üyelerini meslekten çıkarma ile cezalandıramaz.

8- Avukat eğitimi kalitesizleşecek: Avukatlar, mesleğe başlamadan öncei eğitimlerini stajyer avukat unvanı altında baroların staj eğitim merkezlerinde alıyor. Çoklu baro sistemine geçildiğinde bu eğitimler, baroların üye bulabilmek kaygıları nedeniyle, ciddiyetini kaybedecek, kalitesi düşecek.

9- Kadın ve çocuk hakları korunamayacak: Kadınların ve çocukların korunması ülkemizdeki önemli sorunlar. Bu görevi kadın derneklerinin tek başlarına götürmeleri olanaksız. Barolar bu görevlerini şu anda kamu yararına yerine getiriyor. Çoklu baro sistemi ile kamu yararı ortadan kalkacak ve dernek niteliğindeki barolar üye ve mali destek çabasına düşecekleri için kadınların ve çocukların korunmasına veya mali gücü olmayanlara avukat atanmasına ilişkin kamu görevlerini yerine getiremeyecek.

10- Avukatlık ruhsat denetimi yapılamayacak:  Çoklu baro sisteminde soyut, şeffaf ve herkes için geçerli olan kurallar ve şartlar yaratmak mümkün değil. Üye bulmak ve kaybetmemek korkusu ile hareket eden, özel hukuk tüzel kişileri, baro fonksiyonlarını ve görevlerini yerine getiremez. Sonuçta sadece mesleğin değil, hak arayanların da zarara uğrayacağı kabul edilemez bir durum yaratılacak.

TEK BARO

Japonya da tekli baro sistemi var. Sadece Tokyo kentinde baro, özerk bir kararla bölünebiliyor. İncelemeye alınan Güney Afrika, Finlandiya, İsveç, Arnavutluk, Slovenya, Hırvatistan, İsrail, Fas, Mısır, Belçika, Brezilya, Kolombiya, İspanya, İtalya, Almanya’da da tek baro bulunuyor.

Bir gerilim yaratılıyor. Avukatlar İstanbul’da bugün meydana çıkıyor. Kıdem tazminatı planıyla işçiler ayakta. Bu gerilim kime yarıyor acaba?