Geçen yılın Temmuz ayında, kitap fuarı için Balıkesir-Edremit’e gitmiştim. Kendisini Kazdağları’na adamış arkadaşım Akın Andiç, “Yarın nöbete gideceğini” söyleyince, Kazdağları’nda ağaç kesimi, siyanürle altın çıkarılmasına karşı 10-15 kişinin “Kazdağlarını koruma nöbeti” tuttuğunu öğrendim. Ancak seslerini duyan olmamıştı. Akın’la birlikte Balaban çeşmesinin hemen yanında küçük çadırlarını kurmuş kadınlı, erkekli nöbetçileri görmüştüm.

Arama bölgesine gittiğimde adeta şoke olmuştum. Geniş bir alanda bulunan ağaçlar kesilmiş, iş makineleri toprağı kazıyor, kamyonlara yükleniyordu. Ertesi gün, gazetemiz SÖZCÜ’de “Gittim, gördüm, yazdım” deyip doğa katliamını gündeme getirmiştik. İşte, o günden sonra bütün gözler Kazdağları-Kirazlı bölgesine çevrilmişti. Doğa tutkunları akın akın Kirazlı bölgesine gelmeye başlamış, yürüyüşlerinde SÖZCÜ’deki yazı ve fotoğrafları gösteriyorlardı.

ŞİMDİ NELER OLUYOR?

Kışın Kazdağları soğuktur. Nöbet tutanlar iki sahra çadırında kalıyordu. Sonra, yıkık-dökük  bir binayı tamir edip sobayı oraya taşıdılar. Nöbet bölgesinden ayrılmıyor, şirketin ağaç kesip kesmediğini gözlüyorlardı. Kesim yapıldığını belirlediler, orman yetkililerine haber verip kesimi durdurdular.

Pandemi döneminde, mesafeyi korumak için nöbetçilerden bazıları gönderildi. Geride 8 kişi kaldı. Onların içinden 3’ü üzerlerini değiştirmeleri, ihtiyaçları karşılayıp dönmeleri için gittiklerinde bir daha da dönemediler. Çünkü, jandarma nöbet bölgesine gelmesine engel oldu. Onlar da şimdi jandarmanın geçişlerine izin vermediği bölgeden ayrılmıyor.

“Vay siz misiniz pandemi döneminde ormanda dolaşan, nöbet tutan” denildi ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararına dayalı olarak para cezası kesilmeye başlandı. Yılmaz Doğan, Ulaş Baş, Ferzan Aktaş, Serkan Kabak, Sema Demir, Tayfur Çamlıbel, Murat Metiner’e bugüne kadar 107 bin lira para cezası kesildi. Onlar da, “Biz ormanda keyfi gezmiyor, doğaya zarar verilmesini engelliyoruz” dediler.

Daha ilginç olanı Kirazlı-Balaban bölgesinde altın aramak için binlerce ağacı kesen şirketin 13 Ekim’de ruhsat süresi dolmasına rağmen 8 aydır arama bölgesinden ayrılmıyor, hatta çalışmalar gizli gizli sürüyor. İşte, o gençler tüm zorluk ve engellemelere rağmen 26 Temmuz 2019’dan bu yana tam 325 gündür nöbetteler. Çanakkale il merkezinde pandemi nedeniyle ara verilen “El ele” eylemleri de dünden itibaren mesafeli olarak yeniden başladı.

Gençler “325 gündür şirketin proje alanının yanındaki nöbet alanımızda şirketi gözlemlemeye devam ediyoruz” dedi.


YALNIZLAŞTIRMAK İSTENİYOR

Serkan Kabak, Yunanistan’da önemli bir şirkette önemli bir görevdeydi. Almanya’ya gidecekti. Kazdağları”ndaki kıyıma dayanamadı ve bırakın Almanya’ya gitmeyi çalışmayı bıraktı. Çünkü, Kazdağları elden çıkıyordu. O direnişin önemli isimlerindendi. Dağ başında seslerini duyurmak istiyorlar ama nasıl? Akın Andiç’in uyarısı üzerine Serkan’ı telefonla aradım ve ne söylemek istediklerini sordum.  O şunları anlattı:

“Kazdağlarını, yurttaş girişine kapadılar, nöbetimize katılımı engellediler. Bugün bir şey yapmazsak Kazdağları’nı da yok edecekler. Bu hukuksuzluğu hep birlikte durduralım. Biz, 325 gündür şirketin proje alanının yanındaki nöbet alanımızda şirketi gözlemlemeye devam ediyoruz. Madenci şirket Alamos Gold (Doğu Biga Madencilik) ise proje alanında hala varlığını sürdürüyor. Kazdağları’nı yok edecek projeleri henüz iptal edilmedi.”

Normalleşme sürecinde  mesire alanlarından plajlara kadar yasak kalktı ama orman için yasağın kaldırılmadığı gerçeğiyle yüz yüzeyiz. 1 Haziran’a kadar nöbet alanına giriş-çıkışlarda sorun yaşanmazken, o tarihten sonra proje alanı günlük yürüyüş eylemi dönüşlerinde jandarma komutanlığı tutanak düzenledi. Kazdağı’nda toprağına, suyuna, ağacına sahip çıkan gençlere tam 107 bin lira ceza kesildi. Serkan Kabak, “İnsanlığın bu krizini, bizleri bu krizden kurtarabilecek doğayı yok etmek İçin fırsata çevirmeyin. Tüm yaşam savunucularını nöbetimize destek olmaya, orman yasağının kaldırılması için İl Hıfzıssıhha Kurulu üyelerine talepte bulunmaya çağırıyoruz”  diyor.

Çanakkale- Küçükkuyu Belediye Başkanı Cengiz Balkan, eylem günlerinde her tarafı “Kazdağları’nın altını zeytindir, altını oyma” afişleriyle donatmıştı. O güzelliklere kıymayın efendiler…