İYİ parti Genel Başkanı Meral Akşener “Siyasi kimliğimi saklı tutup bir anne olarak tüm siyasi parti liderlerine ‘Gelin bir masa etrafında oturalım. Ülkemizin, milletimizin sorunlarını ortak akılla çözmenin yollarını arayalım. Bu masanın adını ‘Memleket Masası’ koyalım” dedi.

Ülke sorunlarının memleket masası etrafında konuşulmasına AKP ve MHP şiddetle karşı çıktı. Memleket meseleleri TBMM’de de, bir masa etrafında da konuşulamıyor. Kimse kimseyi dinlemiyor. Sorunlar giderek ağırlaşıyor. Liderler birbirleri hakkında suç duyurularında bulunuyor. Çok yüksek miktarlı tazminat davaları açılıyor.

4 YIL ÖNCE BAŞLADI

Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nda 2016/114158 soruşturma numaralı dosyanın üzerinde Meral Akşener yazıyor. Yani soruşturma 2016 yılında açılmış. Ama bugüne kadar o soruşturma ile ilgili Meral Akşener’in ifadesi alınmamış. Dosya hakkında bugüne kadar “Kovuşturmaya yer olmadığı”na ilişkin karar verilip kapatılmadığı gibi, önemli bulunup Meral Akşener hakkında iddianame hazırlanıp dava da açılmadı.

Bildiğimiz, Meral Akşener’in bu dosya ile ilgili ifadesinin alınması için defalarca Cumhuriyet Savcılığı’na başvurduğudur. Ancak değişen bir şey olmuyor. Dosya bekletiliyor. Bu durum ister istemez, bazı spekülasyonlara yol açıyor. Yaralanan ise yargımız oluyor.

ÜSTELİK DE “GİZLİ”

Akşener’in avukatı aynı zamanda İYİ Parti Genel Sekreterliği görevini yürüten Uğur Poyraz. Poyraz, önceki gün Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na yine dilekçe verdi. O dilekçeden okuyalım: “2016 yılında başlatılan,  üç yıldır müvekkilime hiçbir tebligat ve bilgilendirme yapılmayan, üç yılın sonunda 23 Haziran 2019’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sürecinde apar topar ‘Gizlilik Kararı’ alınan, bir yılı aşkın süredir ‘Gizlilik Kararı’ devam ediyor/ettiriliyor. Müvekkilim Sayın Meral Akşener’in ‘Gizlilik Kararı kaldırılsın, kamuoyundan gizleyeceğim, çekineceğim bir husus yoktur’ talepli başvurularına cevap dahi verilmiyor, verilemiyor. Müvekkilim Sayın Meral Akşener tarafından defalarca dilekçe verilerek, ifadesinin alınması talep edilmiş olmasına rağmen bu dilekçelere de cevap dahi verilmiyor, verilemiyor.”

“SİYASİ MALZEME”

Yetinilmiyor, 26 Kasım 2019’da Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) dilekçe veriliyor. O dilekçede de “Dört yılı aşkın süredir devam eden, ettirilen ve devam ettirilmesinin adeta bir siyasi malzeme haline gelmesine sebep olanların tespiti ve dosyanın incelenmesi” isteniyor. Ama oradan da bir sonuç çıkmıyor. Bunun üzerine Uğur Poyraz, dün hem Cumhuriyet Savcılığı’na, hem de HSK’ya yeni bir dilekçe daha sundu. Önceki dilekçesinden sonuç alınamadığını belirtti ve yeni başvurusunda şunları yazdı:

“Devam eden/ettirilen söz konusu soruşturmanın ‘At izi mi? İT izi mi?’ olduğunun tespitini istiyoruz. Müvekkilim Sayın Meral Akşener’in siyasi mücadelesi açısından oy veren-vermeyen seçmenin doğru bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu soruşturma ile kamuoyunun vicdan ve adalet duygusunun siyasi veba niteliğindeki ‘algı’ ile kirletiliyor. Devletin ‘Algı’ değil ‘Hukuk’ ile yönetilmesi gerekiyor. Siyasi mücadele mecrası meydanlar ve sandık ile sınırlandırılmalı. Türk Hukuku ve Bağımsız Türk yargısı, her türlü şaibeden arındırılmalı. Siyasi amaç ve hedef ile yargıyı etkilemeye teşebbüs eden, etkileyen varsa tespit edilmeli ve gereği yapılmalıdır.”

“YERLİ VE MİLLİ İSE”

Avukat Poyraz, “Akşener’in ifadesi alınsın, dosyadaki gizlilik kararı kaldırılsın” diyor ve Cumhurbaşkanı’nın son açıklamasını da hatırlatıp şöyle devam ediyor:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Milli İstihbarat Teşkilatı da (MİT) dahil olmak üzere bir çok kurum Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı’na bağlanmıştır. Cumhurbaşkanı tarafından 7 Ağustos 2020 tarihinde yapılan açıklamada da; İYİ Parti ve Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e ilişkin ‘yerli ve milli’ vurgusu yapıldı. Cumhurbaşkanı’nın istihbarat birimleri ve gerekli kurumlardan bilgi almaksızın böyle bir açıklama yapması söz konusu olamaz.”

İşte, bu sözlerden sonra, Avukat Uğur Poyraz, savcılığa verdiği dilekçesinde Meral Akşener’in “Yerli ve Milli” olup olmadığı, “Yerli ve Milli” ise “Yerli ve Milli” hukukun neden uygulanmadığını, “Yerli ve Milli” hukukta Cumhurbaşkanı’na başka, Cumhuriyet  Başsavcılığı’na başka bilgi ve belge verilip verilmediğini sorguluyor. Yine isteği şu oluyor:

“Sayın Meral Akşener’in derhal, özenle ve önemle ifadesi alınmalı. Soruşturma dosyasına keyfi olarak gizem yaratmak için konulan gizlilik kararı kaldırılmalı. Ardından soruşturmayı yürütenlerin 4 yıldır ne yaptığı ya da ne yapmadıkları ortaya konulmalıdır.”

Meral Akşener ve avukatının maruzatı bundan ibarettir.