24. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün, gazetemize yaptığı açıklamalar hayli ses getirdi. Bazı gerçekler onun yönünden de ortaya çıktı. Özkök’ün bundan sonra konuşacağını da sanmıyorum. Bunu gönderdiği şu mesajdan anladım. Özkök, “Artık ben söyleyeceğimi söyledim. Gündemden düşme zamanı! SÖZCÜ’deki yazınız için teşekkürler” dedi. Ben de kendisine, güvenip bana konuştuğu için teşekkürlerimi bildirdim.

Hilmi Paşa, yapamadıklarını da, neden yapamadığını da açık yüreklilikle anlattı. Bu konu gündeme gelince, Fetullahçılarla ilgili MGK kararının hükümet tarafından hiç uygulanmadığını, ihraç edilenlere emekli albay maaşı bağlandığını da öğrenmiş olduk.

MEDYA CELLATLARI

Röportajdan sonra, Özkök’e dönük sitemler de dile geldi. “Balyoz”dan cezaevinde yatan emekli Koramiral Can Erenoğlu anlatıyor:

“Sayın Özkök’ün, ‘Asrın iftirası ve ihaneti olan Balyoz Davası’nda tanıklık konusunda söyledikleri pek de anlattığı gibi değil. Tanıklığı için 9 Mart 2012’de 127 imzalı olarak gönderdiğimiz mektupta, yasaya göre ‘Mahkeme salonuna sanıkların davetlisi sıfatıyla gönüllü olarak gelip tanıklık yapmasının mümkün olduğunu’ bildirdik. Ancak nezaket icabı da olsa mektubumuza cevap vermedi, tanıklık için de gelmedi. O zamanlar yargısız infaz yapan özel görevli ve yetkili ‘medya cellatları’ sayesinde kamuoyunun aleyhimize yönlendirilmesi üzerine, kamuoyunun aydınlatılmasına ve haklılığımızın kanıtlanmasına katkısı olacağı düşüncesiyle Özkök’ü gönüllü tanıklık yapması için davet etmiştik.

Özkök daha sonra, Balyoz-1 İddianamesi’nde (İftiranamesinde) ‘Darbenin gerçekleşmemesinde önemli rolü olduğu’ iddia edilen dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı E. Orgeneral Aytaç Yalman hakkında darbeyi önlemek bir yana, o dönemde ‘muhtıra’ konusunu gündeme getirdiğini iddia etmişti. Böyle bir ifade kullanmadığını söyleyen Aytaç Yalman’ı da ‘Bazı şeyler unutulmaz’ diyerek tekzip etmişti.

KARAYA OTURDU 

E.Orgeneraller Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman, Balyoz Davası hakkında 18 Haziran 2014’te, Anayasa Mahkemesi’nin bu zatların tanıklık yapmamasını da en önemli hak ihlali saydıktan ve yargılamanın yenilenmesine karar verildikten sonra Anadolu Adliyesi 4. Ağır Ceza Mahkemesinin yazılı çağrısıyla bizlerin ve mahkemenin huzurunda ifadelerini verdiler.

Bu ifadelerinde; ‘Balyoz diye bir şey bilmiyoruz, duymadık. İlk defa basından bilgimiz oldu’ dediler. Ancak iş işten geçmiş 3-5 yıl zindanlarda özgürlüğümüz gasp edilmiş, kimi arkadaşlarımız ve aileleri hayatlarını kaybetmiş, gemi karaya oturmuştu.”

Yani, “Balyoz Davası” nın sanıkları Hilmi Özkök’e hayli kırgın. Bu kırgınlıkları da bitecek gibi değil.

KOMİSYON TUTANAĞINDAN

2004’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) Fetullahçı gruplara dönük tehlikeye dikkat çekilmişti. Ancak, bu karar dönemin Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’de tutuldu, siyasi sorumluluğu da Başbakan aldı. Emekli Orgeneral Hilmi Özkök, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda da bir soruyu şöyle cevaplandırıyordu:

-Aytun Çıray: 2004’te bütün uyarılarınıza ve MGK kararı çıkmasına rağmen hükümetin hiçbir şey yapmadığını da ifade etmiş oldunuz.

Hilmi Özkök: Ben görmediğimi söyledim yani.

Aytun Çıray: Tamam, en azından şahıs olarak. Bu, kayıtlara geçmiş oldu.

Fetullahçılarla ilgili MGK kararı uygulanmadıkça güçlendiler. Sonrasına da bakalım.

ATILAN ÖDÜLLENDİRİLDİ

TSK’dan irticai faaliyetler nedeniyle çıkarılan, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı tarafından ihraçlarıyla ilgili şerh düşülenler, TSK Personel Kanunu’na 22 Mart 2011 tarihinde eklenen 32. maddeyle eski personel emsalleri ile aynı haklara kavuştu. Emekli albay gibi tazminat ve maaş aldı. YAŞ kararı ile değil ama ikili kararname, üçlü kararname ve bakan onayı ile TSK’dan uzaklaştırılan askeri personel bu haklardan özellikle mahrum bırakıldı.

Tazminatını alan, albay maaşı ödenen “Şerh”li bu eski askerlerin FETÖ bağlantıları kontrol edildi mi? Edildiyse ne gibi bir işlem uygulandı? Bilen var mı?

MGK KARARI NİÇİN İMZASIZ

Abdüllatif Şener, AKP hükümetinde başbakan yardımcılığı, milletvekilliği yaptı. 2004 yılında Fetullah Gülen grubuna dönük MGK kararı konusunda, Halk TV’de Fatih Ertürk’ün programında “O kararı dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin imzalamadı” dedi. Mehmet Ali Şahin’e sordum, konuyu şöyle açıkladı:

“Abdüllatif Şener, uzun yıllar birlikte siyaset yaptığım arkadaşımdı. Bu konuda gerçeği bilmesine rağmen dürüst davranmıyor. MGK kararını toplantıya katılanlar imzalar. Ben toplantıya katılmadım ve kararın altında da ‘Katılmadı- Bulunmadı’ yazar. Çünkü, Atina Olimpiyatları’nın açılışına resmi görevli olarak ve yerime vekil bırakarak gitmiştim. Dolayısıyla MGK toplantısına katılmadım. Bilmesine rağmen Şener’in o şekilde açıklaması dürüst bir davranış değil.”

Hilmi Özkök’ün konuşmasından sonra işte bunlar da tartışılıyor.