Asker, jandarma, polis, güvenlik korucuları şu anda yalnız ülkemiz topraklarında değil, Kuzey Irak’ta, Suriye’de, Libya’da da görev yapıyor. Kuşkusuz bunların yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı kadrosunda olup da şehit düşenler var. Bunların kim olduğu, nerede görev yaptığı açıklanmaz. Cenaze törenleri de son derece sade olur.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Libya’da birkaç şehidimiz var” sözlerinden önce yayılan müthiş bir söylentiyi hatırlatayım: “Libya’da görevli Tuğgeneral Halil Soysal şehit edildi.”  Bu söylentiyle yetinilmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Libya’da birkaç şehidimiz var” sözünden sonra da Tuğgeneral Soysal’ın yanı sıra 16 askerimizin daha şehit edildiği iddiası yayıldı.

“PAŞA VE 16 ASKER” YALANI

Cumhurbaşkanı’nın o açıklaması kuşkusuz şık olmadı. Erdoğan dün Libya’da şehit sayımızın iki olduğunu söyledi. Hayatını kaybeden O.A., emekliye ayrıldıktan sonra istihbaratta çalışmaya başlamıştı. Zor bir görev yapıyordu. İşte şehidimizin birisi O.A. diğeri ise onun korumasıydı.

Her fırsatta şehit edildiği bilgisi yayılan Tuğgeneral Halil Soysal ise görevinin başında. Kendisi daha önce Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevliydi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra görev yeri değiştirilmişti. Psikolojik harp konusunda uzman isimlerden birisi. Libya’da hükümet karşıtı Hafter yanlıları ve bunlarla bağlantılı Arap kanalları, Soysal’ın şehit edildiğini yayarken, doğal olarak ülkemizde de bu duruma inananlar oluyor. Bir de 16 askerimizin şehit edildiği söylentileri çıkarılmış ve devletin bunları gizlediği yayılıyordu. Bu iddiaları en yetkili makama sordum. Şunları söyledi:

“Libya’da Tuğgeneral Halil Soysal ve bir süredir dillendirilen 16 TSK personelinin şehit edildiğine ilişkin haberler külliyen yalan. Libya’da şehit olan TSK personeli yoktur. TSK dahil bazı kurumlardan emekli olan personel daha sonra MİT’te görev alabiliyor. Bu konu ile ilgili ayrıntıları kurumundan öğrenmekte fayda var. Şehit olan emekli albayın da görevi itibarıyla TSK ile bir ilgisi yok.”

ŞEHİT SAYIMIZ 26

TSK ile ilişiği yok ama onlar da sonuçta istihbarat kuruluşumuzda görev yapan kişiler. Emekli Albay O.A. Aydın Telli Dede Mezarlığı’nda çok sade bir törenle toprağa verildi ama şehit olan korumasının adını-sanını bile bilmiyoruz. MİT mensuplarının isimleri açıklanmaması, onların gizli-saklı bir biçimde toprağa verilmesi de aslında kabul edilemez bir durum.

Mücadele sırasında şehitler veriyoruz. Yurtiçi ve yurtdışında 2018 yılında 189 asker, 13 polis, 18 güvenlik korucusu olmak üzere 220 şehit verdik. 2019 yılında 150 asker, 15 polis, 2 güvenlik korucusu olmak üzere şehit sayımız 167 oldu. Bu yılın ilk 1.5 aylık dönemine baktığımızda şehit sayımız 46 olarak gözüküyor. Ama bunun 20’sinin çığ altında kalan asker ve güvenlik korucuları olduğunu da hatırlatıp hepsine rahmet, ailelerine sabır dileyelim...

Din görevlileri okullarda


Tokat’ın Niksar İlçesi Milli Eğitim Müdürlüğü ile Niksar Müftülüğü arasında imzalanan protokol uyarınca, okullarda belirlenen günlerde son derse din görevlileri giriyor. Dün de son ders saatinde, dersler yapılmadı, yerine din görevlilerinin “Değerler Eğitimi”ni öğrenciler dinledi. Öğretmenlere ise öğrencilerle birlikte dersi dinlemek, sınıf defterine işlenen konuyu yazmak düştü.

Niksar Müftülüğü, görevlilerinin okullarda derse girmeye başladığını müjdeli haber olarak bu fotoğrafla duyurdu.


Niksar Müftülüğü, duyurusunu günler önce sitesinde, din görevlilerinin fotoğraflıyla duyurdu. Müftülük sitesindeki fotoğrafın altında, “Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilçe müftülüğünün mutabakatı neticesinde ilçemizde bulunan ortaokul ve liselerde müftülük personelimiz tarafından ‘Değerler Eğitimi’ verilmeye başlandı” yazılı. Üstelik de valilik değil, kaymakamlık onayı ile bu işler gerçekleştiriliyor.

Bu bilgi Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş’a geldiğinde inanamadı. Bununla ilgili belgeleri istedi. Niksar’dan belgeler de geldi. Yazıştığı görevliye, “Her şey oluyor maalesef. Şaşırıyoruz ama şaşırmamak lazım. Değerler eğitimini öğretmen veremiyor da, müftülük personeli veriyormuş. İlginç vallahi” diyor.

Bütün okullarda imam hatip programlarına adım adım geçileceğini belirtmiştik. Öyle de oluyor. Okullara en çok Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri alınıyor. Onları, yöneticisi yapıp kadro boşaltılıyor ve yerlerine aynı branştan öğretmen alınıyor. Bu kadar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni, imamların anlattığını anlatamıyor mu?