[caption id="attachment_6182001" align="alignnone" width="1200"] CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Saygı Öztürk’e anlattı.[/caption]

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın (AÇSHB) 2019 Faaliyet Raporu’na göre, bir önceki yıla göre yüzde 38 oranında artışla, toplam 55 milyar TL tutarında sosyal yardım yapılmış. Büyük bölümü Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) aracılığıyla düzenli ve süreli olarak yapılmış olan bu yardımlardan yıl içinde toplam 3 milyon 282 bin 975 hane yararlandı. Düzenli yardımlardan yararlanan hane sayısı da 2 milyon 501 bin 106 olarak belirlendi.

Öyle bir hale gelindi ki, düzenli yardım alan hane sayısı Emekli Sandığı veya Bağ-Kur kapsamında emekli aylığı alanların sayısını geçti. 2019 AÇSHB ve Sosyal Yardım Dayanışma Vakfı aracılığıyla yapılmış belli başlı/önemli/yekun oluşturan sosyal yardımların türleri de değişik.

FAY HATTI

Yardımlardan yararlanan hane/kişi sayılarını içeren ve aynı zamanda ülkemizin yoksulluk haritasındaki fay hatlarını gösterir nitelikte olan tablodan birkaç örnek aktaralım:

 Asgari ücretin 1/3’ünden az geliri olan 7 milyon 534 bin kişinin Genel Sağlık Sigortası primi yatırıldı.

 Asgari ücretin 1/3’ünden az geliri olan muhtaç yaşlı ve engelli 1 milyon 541 bin kişiye yardım yapıldı.

 Asgari ücretin 2/3’ünden az gelir sahibi muhtaç ve engelli 716 bin kişiye destekte bulunuldu.

 Okula giden 2 milyon 603 bin öğrenciye destekte bulunuldu.

 Hamile ve lohusalar ile çocuk sağlığı için 1 milyon 292 bin kişiye yardım yapıldı.

 Ramazan ve Kurban bayramlarında 688 bin haneye gıda kolisi verildi.

 Isınma amaçlı kömür yardımı 1 milyon 878 bin haneye ulaştırıldı.

 Eşi vefat etmiş 165 bin muhtaç kadına yardım yapıldı.

 Elektrik tüketim desteği 1 milyon 343 bin aileye yapıldı.

SESSİZCE ÖLÜYORLAR

AÇSH Bakanı’nın, “Yoksulluk bitti” demesi aslında herkesi şaşırttı. AKP’li milletvekili de kuru ekmekle karın doyurulduğuna göre insanların aç olmadığını anlattı. CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye genelinde yaşanan büyük sorunun çözümü için araştırma komisyonu kurulmasını öneriyor, ülke kaynaklarının doğru kullanılması durumunda tüm vatandaşların eşit, adaletli ve insan haklarına yaraşır bir yaşam süreceğine inanıyor.

Türkiye’nin hemen her ilinde yürek burkan görüntülerle karşı karşıya kalınıyor. Pazar yeri  artıklarını toplamaya çalışan, çöplerden beslenen, evi barkı olmayıp sokaklarda yaşam mücadelesi veren vatandaşların varlığı görmezden gelinmemeli. Müzeyyen Hanım, manzarayı şöyle anlatıyor:

“İktidar, yabancı ülkelere yardım yaptığını söylemekle övünüyor ama ülkemizde işsizliğin önü alınamıyor, vatandaşlarımız abartmadan söylüyoruz ki evlerine artık ekmek götüremiyor. Sokakta kalan bir çok vatandaşımız, çocuklarının karnını doyurmak isteyen aileler, soluğu; çöp tenekelerinin, çöp konteynerlerinin yanında alıyor.”

70 BİN KİŞİ SOKAKTA

Şevkin’in önergesinin gerekçesinde sessizce yaşayan, sessizce ölen vatandaşların dramı yer alıyor. Şevkin, sivil  toplum örgütleri tarafından yapılan çalışmalara göre Türkiye genelinde ‘evsizler’ olarak adlandırılanların görmezden gelindiğini, her 3 çocuktan birinin ısınma hakkından bile yoksun kaldığını anlatıyor. Kış gelince, sokakta yaşayanlardan donarak ölenler olduğunda bu acı gerçeği anımsıyoruz. Milletvekili Şevkin’den dinliyorum:

“Ülkemizdeki işsiz sayısı 10 milyonu geçti. Birileri ‘yoksulluk yok’ diyor. Birileri, ‘kuru ekmek karın doyurur’ diyor. Birileri, ‘abartıyorsunuz’ diyor. Birileri bedava ekmek dağıtılmasını, birileri de halk ekmek büfelerinin sayısının artırılmasını engelliyor ama maalesef yapılan bir araştırmaya göre Türkiye genelinde sokaklarda ‘evsizler’ olarak adlandırılan en az 70 bin kişi yaşıyor. Farklı sebeplerle evsiz kalmış, umutsuzluk ve çaresizlik içinde sokakta yaşayan insanlar ne yazık ki sadece donarak hayatlarını kaybettikleri zaman kamuoyunun gündemine geliyor. İstisna olanların haricinde herhangi bir şekilde haber değeri bile taşımıyorlar. Sessizce yaşıyor, sessizce ölüyor ve sessizce kimsesizler mezarlığına defnediliyorlar.”

ATLAS DERNEĞİ

Devletin verdiklerinin yanı sıra yardım derneklerinin de destekleri oluyor. Bunlardan Atlas Yardım Derneği Başkanı Ferda Altıntaş, aradığımda Aladağ’ın bir dağ köyünde yardım dağıtıyordu. İnsanların ihtiyacı çok mu? Dediğimde, “Hem de nasıl, hem de nasıl anlatamam” diyordu. Sözlerinin siyasetle bir ilgisi olmadığını da ekledi.

“Yoksulluğu bitirdik” diyenler, halen 3 milyon 282 bin haneye yoksulluk yardımı yaptığını da unutmamalı.



Sahte diploma olayını nasıl patlattım

Ülkemizde sahte diploma olayı hiç gündemden düşmez. Geçmişte İLKSAN skandalını çıkarmış, Anadolu Liseleri sınav sorularının önceden satıldığını belgelemiş ve 1992 yılında yapılan sınavın geçersiz sayılmasını sağlamış bir gazeteci olarak eğitim konularıyla hep yakından ilgileniyorum.

Ankara Etlik Lisesi’nde bir belediye başkan yardımcısının dışarıdan sınava girip diploma aldığını öğrenmiştim. Girebilir, sınavda başarılı olursa diploma da alabilir. Ama sınava ya hiç girmemiş ya da bazılarına girip bazılarına katılmamış olmasına rağmen diploma verilmişti. Sağolsun okulda görevli bir öğretmen, olup bitenleri ayrıntılı olarak bana anlattı. Elimdeki bilgilere dayanarak, Belediye Başkanvekili’nin diplomasının sahte olduğunu yazmıştım.

HEM GERÇEK, HEM SAHTE

Yazdım ama başkan yardımcısı, ‘diplomasının gerçek olduğunu’ söylüyordu. Doğru, diploma gerçekti. Ama hak edilmeden alınmış, sınava girilmeden sanki girilmiş gibi işlem yapılmış, diploma da öyle düzenlenmişti. Yani, diploma, diplomada isimleri bulunanlar da, imzaları da gerçekti. Bu durumda olan diplomaya nasıl ‘Sahte’ derdim. Üstelik, ‘Mahkemeye vereceğim, iftira attın’ diyorlardı.

İftira atmamıştım. Yazdığım haberler üzerine Milli Eğitim Bakanlığı soruşturma açtı. Okula müfettişler gönderildi. Yapılacak iş kolaydı: Sınav kağıtları ve sınav tutanaklarını incelemek. Onlar da bunu yaptı. İşte o günlerde başka okullarla ilgili de ihbarlar geliyordu. Bunlardan birisi de İmrahor Endüstri Meslek Lisesi idi.

Müfettişler yalnız Belediye Başkanvekili’nin değil, çok sayıda kişinin diplomasını iptal etti. Buna ilişkin karar Resmi Gazetede de yayımlandı. Ben işimi yapmıştım. Haksız yere diploma verilenlerin diplomaları iptal edildi. Bu belgeye göre işe giren ve başkasının hakkını elinden alanların da işlerine son verildi, yedek listede sınavı kazananlar yerleştirildi.

YERLİKAYA’NIN DİPLOMASI

Yıl 1995... Yer: Mamak İmrahor Endüstri Meslek Lisesi. Dışarıdan bitirme sınavlarına katılıp diploma almak için yaklaşık 2 bin öğrenci kaydı yapılmıştı. Okul müdürü Y., günde  yaklaşık 2-3 bin kağıdı imzalamamak için imza kaşesi yaptırdı ve başyardımcıya verdi. İşte ne olduysa ondan sonra oldu.  Daha okulda sınavlar devam ederken, kurumlardan diploma teyitleri sorulmaya başlandı. Ama çoğuna ‘Diploma gerçek değil’ cevabı veriliyordu. Konu bakanlık soruşturmasına dönüşünce okulda yapılan sınav sonuçlarına göre verilmiş diplomalar bile geçersiz sayıldı.

Ancak sahte olanlar zaten okul kayıtlarında olmadıkları için  doğal olarak iptal listelerinde yer almadı. Bin 800 civarında diploma iptal edilmişti. Soruşturma 2 yıl sürdü ve sonuçta üç okul yöneticisi meslekten çıkarıldı.

Bu arada elindeki sahte diplomayla üniversiteye kayıt yaptıranlar da olmuştu. O okuldan diploma alanlardan birisi de Hamza Yerlikaya idi. Yerlikaya, üçüncü sınıftayken, üniversite yönetimi, diplomanın gerçek olup olmadığı konusunda okuldan bilgi isteyince, diplomanın hak edilmeden verildiği ortaya çıkıyordu. Gazi Üniversitesi’nde kayıtta kullandığı diploması İmrahor Endüstri Meslek Lisesi diplomasıydı. Bu lisenin adının diploma skandalına karışması, adının lekelenmesi üzerine okulun adını da Mamak Türközü Oğuzhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak değiştirildi.

İPTALLER RESMİ GAZETEDE

23 Aralık 1998’de Resmi gazetede çok sayıda isim yayımlandı ve bunların diplomalarının iptal edildiği açıklandı. 24 Aralık’ta gazetelerde şöyle bir haber yayımlandı:

‘Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eski adı İmrahor Endüstri Meslek Lisesi olan Ankara Mamak Türközü Oğuzhan Endüstri Meslek Lisesi’nden, dışarıdan bitirme sınavı yoluyla alınan ve sahte olduğu belirlenen bin 681 diplomayı iptal etti. MEB’in diploma iptallerine ilişkin kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı’

BİR DİPLOMA HİKAYESİ DAHA

Sporculuğuyla, başarılarıyla göğsümüzü kabartan, gururlandıran Hamza Yerlikaya’nın, İmrahor Endüstri meslek Lisesi’nden dışarıdan sınavlara girerek aldığı diplomanın sahte olduğuna ilişkin açıklamalar, gazi Tarkan Yılgün’ü de gerilere götürdü.

Babası cezaevine girdiği için okuyamadı. 1993’de Uzman Erbaş oldu. Özel Harekat Polisi olabilmek için lise mezunu olması gerekiyordu. Diyarbakır Ticaret Lisesi’ne 1995 yılında kayıt yaptırdı. Operasyonlar nedeniyle sınava giremiyordu. Aynı durumda olan arkadaşlarıyla okul yöneticilerine gittiler. ‘Yardımcı’ olunacağı söylendi. Diplomaları almaya gittiklerinde para istenince, Tarkan Yılgün de diplomasını alamadan dönenlerden birisiydi. Sonrasında müdürü tanıyan bir arkadaşları diplomaları alıp dağıttı. Ama sahte diplomalar sonrada iptal edildiği gibi diploma sahipleri de mahkemelik oldu.

Gazi Tarkan Yılgün’e sordum, henüz lise diplomasını alamadığını öğrendim!