21 Eylül Pazartesi günü yeni eğitim-öğretim yılı başlayacak. Ailelerin tercihleri doğrultusunda, okul öncesi ve birinci sınıflar için yüz yüze eğitime geçilmesi öngörüldü. Salgın sürecinde çocukların sağlığıyla ilgili ailelerin kaygıları olağan karşılandı. Vaka sayısının düşük ve risklerin yönetilebilir olduğu il, ilçe ve köylerde, İl Pandemi Kurulu’nun kararıyla, birinci sınıfların yüz yüze eğitiminin ailelerin tercihine bırakılması kararı da yeniden değerlendirilmeli.

Milli Eğitim Bakanlığı, yüz yüze eğitimin beş gün mü olacağı, günde kaç saat ders işleneceği, sınıf mevcutlarının nasıl düzenleneceğini henüz planlamamış olacak ki illere bilgi verilmedi.  Bakanlığın planlamayı ivedilikle yapması ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor. Özellikle çalışan aileler, çocuklarının eğitimine göre önlem almak durumunda.

SORUMLULUKTAN KURTARMA

Milli Eğitim Bakanlığı bütün okul müdürlüklerine, velilere imzalatılmak üzere “Salgın hastalıklar (Covid-19 vb.) kapsamında karşılıklı (veliler, öğrenciler vb.) yapılacak  taahhütname ve bilgi formu” gönderdi. Her okul yönetimi ile öğrenci velisi arasında yeni öğretim yılı başlamadan önce taahhütname imzalanacak. Burada “Karşılıklı yükümlülükler”den söz ediliyor, ama sözleşme metnini okuduğumuzda tam anlamıyla okul yönetimini ve Milli Eğitim Bakanlığı’nı sorumluluktan kurtarma sözleşmesi olduğunu anlıyorum. Bunu bir de hukukçuya incelettireceğim.

Taahhütnamede “Salgın hastalıklar (Covid-19 vb.)  kapsamında uygulanacak yöntemler ve karşılıklı yükümlülükler” belirtiliyor. O zaman bakalım okul yönetiminin, bakanlığın bir sorumluluğu var mı? Maddeleri okuyalım:

1- Veli, çeşitli salgın hastalık semptomları (ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal vb.) gösteren öğrencisini okula göndermemelidir. Öğrenciyle ilgili okula bilgi verilir ve öğrenci sağlık kuruluşlarına yönlendirilir.

2- Veli, aile içerisinde salgın hastalık semptomları (ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal vb.) gösteren ya da tanısı konan, temaslısı olan kişi bulunması durumunda okula ivedilikle bilgi verilir. Okula öğrenci gönderilmemelidir.

3- Öğrencilerin okula bırakılması ve alınması esnasında personel ve veliler salgın hastalık dönemiyle ilgili
önlemler kapsamında sosyal mesafe kurallarına uymalı ve maske kullanmalıdırlar.

4- Mümkünse her gün aynı veli öğrenciyi almalı ve bırakmalıdır.

5- Salgın hastalık dönemlerine özgü riskli gruplarda yer alan (büyükanne / büyükbaba / anneanne / dede gibi 65 yaş üstü kişiler veya kronik rahatsızlığı olanlar vb.) kişiler öğrencileri okula bırakıp almamalı.

6- Okula giriş / çıkış saatlerinde öğrenciler veliler tarafından okul dışında teslim alınıp bırakılmalı.

7- Veliler ve öğrenciler sosyal mesafe kurallarına riayet edilmesi için okul içerisinde düzenlenmiş olan çizgilere ve uyarı işaretlerine dikkat etmelidirler. Maskesiz okula gelinmemelidir. Maskesi olmayan veliler personel tarafından uyarılmalı, maske temini konusunda yardımcı olunmalıdır.

8- Okulun girişlerine konulan personel, öğrenci, veli ve ziyaretçilerin el hijyenini sağlayabilmeleri için gerekli olan antiseptikler kullanılarak okula giriş yapılmalıdır.

9- Öğrencilerin devamsızlığı takip edilmeli. Devamsızlığının salgın hastalıkla ilişkisi olması durumunda veli, okul yönetimini konuyla ilgili bilgilendirmelidir.

10- Veli, Sağlık Bakanlığınca belirlenen önlemlere ve okul yönetiminin kendi içerisinde düzenlemiş olduğu kurallara uymak zorundadır.

“TAAHHÜT EDERİM”

Yazının son bölümünde “DİKKAT” deniliyor ve uyarı şöyle yapılıyor: “Çocuğumun ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı, ishal şikayeti olması durumu ile aile içerisinde solunum yolu şikayetleri gelişen veya solunum yolu enfeksiyonu hikayesi ile hastane yatışı yapılan kişi varlığında ya da COVID-19 tanısı alan kişi bulunması halinde çocuğumu kuruma getirmemem ve bu durumu okula bildirmem konusunda bilgilendirildim. Yukarıda belirtilen durumlarda çocuğumu okula getirmeyeceğimi ve getirmeme sebebimi okul yönetimine bildirmeyi kabul ve taahhüt ederim.”

Bu bölüm okul yöneticisi, öğrenci velisi tarafından karşılıklı imzalanacak. Üstelik bu zorunlu. Taahhütnameyi bir avukata incelettirdim. Şunları söyledi: Taahhütnamedeki 10 maddenin tamamı veli ve öğrenciye sorumluluk yüklüyor. Milli Eğitim Bakanlığı il okul yönetimini sorumluluktan kurtarmak adına hazırlandığı çok açık. Okulların açılma kararını tamamen özel okulların baskısına ve finansal kaygıya bağlıyorum” dedi.

Hemen belirtelim, taahhütnameyi imzalamayanın çocuğunun okula alınmayacağını da konuştuğum okul yöneticilerinden öğrendim.