Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) 20 Mart günü Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde pankart açtı.
Takım elbiseli, kelli felli adamlar...
Türkiye’de koronavirüs sayacı hızla dönmeye başlarken; bu insanlar karakollara, cezaevlerine düşmeyi göze alıp, eylem yapıyorlar!
★★★
Ellerindeki pankartta “Muhasebeci mali müşavirler hayati tehlikede/ Beyanname ve bildirgeleri erteleyin/Ölmek istemiyoruz” yazıyordu.
Polis engellemeye çalıştı; itiş kakış derken aralarından 4 kişiyi gözaltına aldı.
★★★
Bir iş insanı ile görüşüyorum, bu eylemin haklılığını anlatıyor: “İşverenlerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim ve vergi ödemeleri ertelendi. Vergi daireleri kapatıldı ama şirketlerin Maliye’ye her ay hazırlamak zorunda olduğu beyannameleri ve bildirgeleri teslim etme süresi ertelenmedi. Bu durumda mali müşavirler, ofislerine gitmek zorunda kalıyorlar.”
ASMMMO Başkanı Ali Şahin sosyal medya hesabına “120 bin kişilik meslek camiasının çığlığını duyurabilmek için Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde bir açıklama yapmak istedik” diye yazmış.
★★★
Pandemi önlemlerine geçmedi Türkiye; ben bunu anlıyorum...
Top halkta... Kendinizi koruyun!
İtalya mı oluyoruz, Çin mi oluyoruz sorularına artık kimse burun kıvırmıyor.
★★★
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu ay başlayan bir başka düzenlemesine de dikkat çekiliyor.
2017’de ilk Kırşehir’deki mükellefler/işverenler için başlayan bir uygulamayla “muhtasar beyanname” ile “aylık prim ve hizmet belgesi” birleştirildi.
Birleşik beyanname verme uygulaması Ocak 2020 Anadolu illerinin çoğuna yayıldı.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük iller 1 Mart 2020, yani bu ay birleşik beyanname verecek...
★★★
Önceki uygulamaya göre ofisinde 3-5 kişi çalıştıran bir işveren dijital ortamda SGK’ya doğrudan “hizmet belgesi”ni gönderiyor ve Ziraat Bankası’ndan da ödemesini yapıyordu.
Şimdi ne oluyor?
Aynı işletme yeminli mali müşavir maaşına bu hizmet bedelini de eklemek zorunda kalıyor.
Örnek: Aylık mali müşavir gideri 3-5 bin liraysa, buna bir 500 lira daha eklenecek...
★★★
Konu vergi uzmanlarının alanı ancak mevzubahis olan “çalışanlar-küçük işletmeler” olunca hak savunucularına iş düşüyor.
Bir ekonomi paketinde çalışan kesim bu kadar mı yok sayılır...
İstihdam güvencesi yok zaten, bari sağlık güvencesi kaygısı olsa.
Can suyu şirketlere değil doğrudan insana lazım diye boşuna bağırmıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomide koronavirüs paketi açıklarken, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na bakarak sarfettiği “Neşen yerinde” sözleri şakşakçıların dışında kimi güldürdü, el kaldırın!
★★★
Kredi musluklarını açacaksınız, Hazine’nin parası buharlaşacak.
Şirketlerin yükü altında kalan bankaların suyu çıkacak.
İşlerin 3-4 ayda toparlanma ihtimali mi var?
İnsanların sağlıklarını tehlikeye atmayın derim...
Evde yaşam aile içi şiddeti nasıl etkileyecek?
Yeni koronavirüs salgını ile mücadele eden ülkelerin paylaştığı veriler arasında; “dezavantajlı grupların bu salgından etkilenme” örneklerini çok göremiyoruz...
★★★
70 yaş ve üzerine “özel bir küme” olarak dikkat çekiliyor. Ki Türkiye İtalya olmasın.
Engelliler, kronik hastalıklarından dolayı tedavi görenlerin bu süreci nasıl yaşadıklarına dair fazlaca bilgi sahibi değiliz.
Ölüm-kalım savaşı bütün süregelen sağlık sorunlarını ikincil kılıyor.
★★★
Sosyal mesafelenme ile ev halkı 7/24 birlikte yaşıyor.
Biliyoruz ki evler tüm kadınlar için pek de güvenli değil.
Kadın cinayetlerinin yüzde 90’nından fazlası aile içindeki erkeklerden geliyor.
★★★
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu”nun sayacına göre; 2019 yılında son 10 yılın rekoru 474 kadın cinayeti işlendi.
Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan yeni koronavirüsün Türkiye’de kadın cinayetlerine etkisine bakalım...
★★★
2019 Aralık ayında 42 olan kadın cinayetleri sayısı 2020 Ocak ayında 27’ye, Çin’den, İran’dan ölüm haberlerinin gelmeye başlandığı Şubat’ta 22’ye düştü.
11 Mart’ta Tükiye’de ilk vakanın saptanmasını takip eden süreçte, kadın cinayetleri tablosunu daha net değerlendirebiliriz.
★★★
Son paylaşılan verilere göre 2020 Şubat ayında öldürülen kadınların 13’ü evindeydi ve yüzde 43’ü evliydi...
Küresel salgınla tanışmanın kadınlara yaşam alanı açtığını; “dayanışma” ve “insanlık” bilincini artırdığını umalım...
★★★
Roma Belediyesi, Covid-19 önlemleri kapsamında uygulanan karantinanın, kadına yönelik şiddeti artırabileceği öngörüsünden hareketle, ilgili mücadele birimlerinin 24 saat görevde olduğunu açıkladı.
İtalya’yı bu yönüyle örnek alsak mı acaba?
